Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Mart 2015, 01:30   Mesaj No:1

Arasat

Medineweb Sadık Üyesi
Arasat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Arasat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 4597
Üyelik T.: 27 Ekim 2008
Arkadaşları:4
Cinsiyet:
Yaş:38
Mesaj: 599
Konular: 255
Beğenildi:139
Beğendi:28
Takdirleri:1053
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Medine'de bıraktığım iki güneş

Medine'de bıraktığım iki güneş

medine de bir şirkette elektrik teknisyeni
olarak çalışan Allah dostu ve peygamber
aşığı bir kardeşimiz işin son günü sabah
mesaisinde kendisine verilen teknik
görevi tamamlayıp ayrılmak üzere iken
Resulullahın asm Ravzasında elektrik çarpması sonucu vefat etti ve Cennetü’l-
Baki’ye defnedildi. Tabii ailesi zorunlu
olarak Türkiye'ye döndü. O zaman 7
yaşında olan oğlu bugün ortaokul
öğrencisi. Kompozisyon dersi ödevi
olarak bir makale yazmış ve birincilik almış. İşte o peygamber aşkını en
derinden yaşayan bir yüreğin
yansımaları.. Bir seni güneşim, bir babamı, bir de
terliklerimi bırakmıştım geldiğim yerde..
Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan
Medine'de dünyaya gözlerimi açmıştım.
Doğduğum hastane senin Ravzanın
hemen yanı başında oldugu için,duyduğum ilk koku senin bahçenin
gül kokuları olmuş.. Babam gelip de daha kulağıma ezan
okumadan, kulaklarım senin mescidinin
ezan sesleriyle şereflenmiş. 40 günlük
olduğumda ilk ziyaretimi de senin Hane-i
Saadetine yapmışım. İlk adımlarımı senin
Ravzandaki mermerlerinde atmış ve Rabbimle ilk buluşmamı, ilk secdemi
senin mescidinde yapmışım. Hemen
hemen yaptığım her ilkte sen varsın.
Daha konuşmasını öğrenmeden seni
sevmeyi öğrendim ben. Belki seni çok tanımazdım ama, sanki
bana çok çok yakınmışsın gibi severdim
seni. Senin evini her ziyarete gelişimizde
seni görmesek bile senin varlığını
hisseder, evinden her ayrılışımızda
hüzünlenirdik.Çocuklar evde sıkılınca babaları parka, eğlence yerlerine
götürsün isterler. Biz Medine'de
yaşadığımız sürece hiç babamızdan
parka götürmesini istemedik. Bizim
canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç?
Sanırım Medine'deki hiçbir çocuğun canı sıkılmazdı. Çünkü orada hiçbir yerde
olmayan gül bahçesi ve bahçenin biricik
Efendisi vardı. Bizim vaktimizin çoğu o
bahçede geçerdi. Senin bahçenin
mermerlerine ayakkabı
ile basamazdık.Yalınayak dolaşırdık mermerlerin üstünde. Kim bilir, korkardık
belki de bahçenin güllerine
basıvermekten. Yazın mermerler
ayaklarımı
yakardı.Olsun bu da bizim hoşumuza
giderdi. Babama sormuştum bir seferinde
-babacığım neden Medine bu kadar sıcak
diye. Babam da
- evladım Medine'de iki tane güneş var
da ondan, derdi. - Nasıl olur babacığım, güneş bir tane
değil mi? derdim. Babam gülerek
- bak yavrum doğru, bütün dünyayı
ısıtan bir güneş var ama bir de alemleri
ısıtan ve aydınlatan günes var. O güneş
de Medine'de olunca sıcaklık iki kat
oluyor. Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve
ısınırdım. Gerçekten de ayaklarımızı
mermerler ısıtıyordu ama senin güneşin
de, sıcaklığın da içimizi ısıtıyordu.
Medine'den ayrıldığımızdan beri belki
ayaklarımız ısınıyor ama içimiz bir türlü ısınamıyor. Çünkü güneşimizin en
büyüğünü orada bırakmıştık. Ben
güneşimi kaybetmiştim. Onun evine,
bahçesine gidemiyordum artık. Geri ışığı
ta buralarda bizi aydınlatıyordu ama
içimi ısıtması için onun Ravzasında yalınayak koşmam lazımdı. Evet, bahçende yürürken ezanlar
okunurdu. Öyle güzel okur ki Medine
muezzini ezanı, sanki Bilali Habeşi
okuyor sanırsınız. Namaz kılmak için
Mescide koştururduk, bilir bilmez.
Babamın yanında namaz kılardık. Büyük sütunların altından gelen soğuk havadan
saçlarımızı savurturduk. Zemzem
bardaklarından güller yapardik. Namaz
kılarken yanımıza usulca bir kedi
sokulurdu. Babam ''incitmeyin sakın,
onlar Ebu Hureyrenin kedileri'' derdi, biz de inanırdık.Senin Mescidine kediler de
girebilirdi. Sen çok iyi bir ev sahibiydin
çünkü. Çarşamba günleri hep Uhud'a giderdik.
Senin çok sevdiğin amcanı ziyaret
etmeye, o bizim de amcamızdı.
Kardeşlerimle Ayneyn tepesine çıkar
oradan Uhud'da yatan 70 şehide selam
verirdik. Uhud dağına her baktığımızda sanki
orada seni görür gibi olurduk. Uhud'da
senin Ravzanın kokusu gibi gül kokardı.
Orası da ayrı bir gül bahçesi idi sanki. İşte benim yedi senem ki en değerli en
güzel yıllarım senin köyünde, senin gül
bahçende, senin savaştığın yerlerde sanki
yanımda sen varmışsın gibi seninle
dopdolu geçti. Seni gormesem de seninle
yaşamaya o kadar alışmıştım ki senin yanından ayrılırken sanki bir yanım, bir
canım, bir parçam orada kalmıştı. Buraları bana gurbet oluverdi. Elimde
olsa hemen yanına koşar gelirim ama
hep büyüyünce gidersin diyorlar. Ben sırf
senin yanına gelebilmek için büyümek
istiyorum. Senin yanına geldiğim zaman
büyümüş bile olsam bahçendeki mermerlerde yalınayak dolaşacağım. Ta
ki güneşin içimi ısıtana kadar. Senin
hasretinden içim üşüyor. Belki hasretin
herkesi yakar, beni de ısıtıyor işte. Çünkü
benim ruhum doğduğumdan beri senin
sevginle ısınmaya alışkın. Senin sıcaklığına o kadar muhtacım ki. Ne olur
ben sana gelemesem bile sen beni hiç
bırakma. Işığınla gecelerimize nur ol. Sıcaklığınla bütün zerrelerimizi ısıtıver.
Hani sana Medineyken komşuyduk ya,
evlerimiz birbirine çok yakındı. Senin
varlığın bize güven verirdi hep. Yine öyle
ol, ara sıra da olsa evimizi şereflendiriver.
Hem benim adım Nebi, aynen seninki gibi. Bu ismi bana seni çok seven bir
dostun koymuş. Diğer adım da
Muhammed, yine senin gibi. Bu ismi de
canım babacığim koymuş. Buraya
gelirken senin köyünde bıraktığımız
babacığım. Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben
de senin gibi babasız büyüyorum. Ben
çok şanslıyım,sen bize asla yetimliğimizi
hissettirmedin. Medine'den ayrıldığımızdan beri sanki
sen hep yanı başımızdaymışsın gibi
hissediyorum. Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum
hep. Seni tanıdığım ve seni sevdiğim için
Rabbime binlerce kez teşekkür
ederim.Babam senin köyünde kalmıştı.
Biz babamın cenazesini gömerken
ağabeyimin terlikleri babamın kabrine düştü ve orada kaldı. Ben o terlikleri çok
kıskandım. Çünkü abimin terlikleri hep
babamla kalacaktı. Babamı son ziyaret
edişimizde bende kimse görmeden
terliğimi babamın kabri üstüne
gömüverdim. İşte şimdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı. Evet demiştim ya bir güneşimi, bir
babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım
geride. Babam ve terliklerim hep
oradaydı,gelemezlerdı. Ama güneşim
hep yanımızdaydı. Yetimlerin efendisi,
yetimlerini hiç ışıksız bırakır mı? Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi
bırakmayacağını biliyordum. Gözümüz gönlümüz seninle aydınlanır
efendim. Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla
ısınır. Bir gün sana gelişim geç bile olsa
bana,Gül bahçesinin mermerlerinde yalın
ayak koşmak .. Ta ki aşkınla, sevginle bütün bedenim
yanıp kavrulsun. Terliklerimi bıraktığım o
güzel mabed son durağım olsun..
__________________
Allahtan başka hiç birşeyi olmayan ben Allahtan başka herşeyi olanlara acırım..........
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Arasat 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Selamün aleyküm Taziye-İlan-Selamlaşma Arasat 7 1377 19 Şubat 2019 20:01
Karnabahar köftesi- Medineweb Köfteler Esma_Nur 3 1706 26 Nisan 2017 09:13
Medine'de bıraktığım iki güneş Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler Esma_Nur 6 2953 02 Mart 2015 01:30
Çalışmayan anne Çocuk ve Aile Sağlığı Arasat 0 2030 02 Mart 2015 01:23
pizza Börekler ve Hamur İşleri Allahın kulu_ 2 2123 15 Şubat 2015 11:25