Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 Arkadaşları:15 Cinsiyet:Anne Memleket:MEDİNEWEB Yaş:44 Mesaj:
12.545 Konular:
1328 Beğenildi:12678 Beğendi:9310 Takdirleri:28874 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Kıymetini Bilmediğimiz bir Derya ki; ADI ARAPÇA Kıymetini Bilmediğimiz bir Derya ki; ADI ARAPÇA Esselamu aleyk…
Ortaokulda harikulade ingilizce konuşuyordum.O sıralar annem dillere olan ilgimi keşfetmiş olmalı ki 8. sınıfı bitirdikten sonra istemeye istemeye kendimi imamhatip lisesine kaydettirilmiş buldum. Not ortalamam çok iyiydi ve bence kendimi ve geleceğimi imamhatipte heba ettirmemeliydim(!).
Ama başaramamış, annemin isteği galip gelmişti artık imamhatipliydim.Arkadaşlarım liseyi 3 yıl okuyacakken ben hazırlık ile beraber 4 yıl eğitim görecektim. (o zamanlar lise 3 yıldı, 2004/08 yılları arasından bahsediyorum). Evet artık okuldayım ve ilk ders. Evet ilk ders diyorum çünkü arapça, son ders yine arapça hep arapça. Allah’ım gramer arapça, pratik arapça, kuranı kerim. İnanamıyorum başka ders yok sanki!
Ve Tuğba artık bi aylık imamhatipli ve arapçaya aşık. Normalde bi çok kişi imamhatipte arapçanın öğretilememesinden dolayısı ile öğrenilememesinden dem vururlarken benim bilinenin aksine oldu.
Bir ay, iki ay, üç ay derken kendimi sürekli arapça neşit dinlerken ve çizgi film izlerken buluyordum.Ufaktan hikaye çevirilerine bile başlamıştım, Allah’a hamd olsun hocalarımın işlerinin hakkını veriyorlardı. Gramer arapça ile pek aram yoktu ama pratik arapça derslerine hayrandım hatta öyle ki o ders hiç bitsin istemezdim.
Hazırlık sınıfı bitmişti ve artık birinci sınıftaydım, o sıra artık sadece okulla yetinmeyip özel kursa gitmeye karar vermiştim. Hafta içi okul, hafta sonu kurs derken önüm, arkam heryer arapça idi ve sanki herşey arapça yazılıydı. Artık merkezimde arapça vardı, öyle ki çok iyi konuştuğum ingilizcem bile yok oluyordu. Sürekli arapça düşünüyordum, kurduğum hayalleri bile zihnimde hep arapça kurguluyordum. Kursta bi hayli ilerleme sağlamıştım ve kurs hocam beni İstanbul’da düzenlenecek olan uluslararası gençlik buluşmasını delege olarak seçmişti ve bu bana arap arkadaş tanıma fırsatı doğuracaktı, doğurdu da. Gençlik buluşması 4 gün sürdü ve sabahtan akşama kadar arap misafirlerle ilgilendim.Yaklaşık 10 a yakın arkadaşım oldu. Cezayir, Tunus, Moritanya, Fas, Filistin, Suriye, Mısır. Onlarla tek anlaşabildiğimiz tek dil ise arapça. Bu arkadaşlarla olan bağı hiç kesmemeye çalıştım, pratik önemli idi ve ammice büyük bi sorundu, bu nedenle sürekli onlarla içiçe olmalıydım.Arkadaşlarla her hafta belirli periyotlarla görüşmeye çalıştım ve kendilerinden özel ders aldım, şanslıydım çünkü bi çoğu İstanbul’a yerleşmişti.
Kurs, özel ders derken liseden mezun oluyordum, e tabi başımızda 28 şubat dediğimiz zıkkım bi bela var. Üniversite sınavına girmem gerekiyordu, o dönem Öss idi. Örtü problemi vardı, örtümden feragat edip sınava giremezdim çünkü bu inancıma aykırıydı. Hem girsem ne çıkar imamhatipliyim. Ben de bu çıkmazların önünde her ne kadar gazeteci olmak istesemde bana verilen ilahiyat önlisansa geçiş hakkımı kullandım. Lise bitmiş, önlisans başlamıştı. Tabi bu arada arapça eğitim de ayrıca devam ediyordu.Süleymaniye’de önlisans eğitiminin verildiği bi vakfa(Ensar) iki yıl boyunca gidip gelmiştim, gittiğim kurs bi yana dursun vakıfta da arapça dersi alıyordum. 4 yıl imamhatip, 2 yıl önlisans kurs ve özel dersler derken arapça eğitimim neredeyse tamamlanmıştı. Neredeyse diyorum çünkü arapça bi derya, öğren öğren asla bitmez
Evet Türkiye’de arapçayı kitap okuyup, film izleyip, neşit dinleyip halledebilmiştim. Ama bu benim için yetersizdi daha iyi olmalıydım, ana dilim gibi kesintisiz konuşup, tercüme edip karşımdakine de aktarabilmeliydim.Yurt dışı fikri belirdi aklıma, aslında bu fikir imamhatip te iken de vardı ama annem o sıra gitmeme hiç rıza göstermiyordu. Kendimce ülkeler üzerine araştırmalar yaptım, ve kararım Ürdün oldu. Ürdün’de özel bi üniversitenin yaz eğitim okuluna katıldım, yaklaşık 2 ay kadar orada kaldım. Ürdün her ne kadar İngilizlerin etkisinde kalmış bi ülke olsa da Arapçanın en anlaşılabilir, fushaya an yakın olan bölgesindendir. Sizlere tavsiyem Ürdün olabilir. Gönül Suriye, Filistin de de olsun ister fakat bölgenin durumu malum. Şu an için en güvenilir yer şüphesiz Ürdün.
Arapçayı öğrenmek için bir sürü sebebimiz var, ilki hayat rehberimiz olan K.kerim’i anlayıp hayatıma nakış gibi işleyebilmek. İkincisi ise diğer milletten olan müslüman kardeşlerimiz ile anlaşabileceğimiz tek ortak dil. Ben bilinenin aksine arapçanın zor bi dil olduğunu söyleyenlerdenim, zor fakat bize yabancı değil. Çünkü türkçede günlük hayatta kullandığımız bi çok kelime arapça kökenlidir bu nedenle öğrenmemiz diğer insanlara göre daha kolay olacaktır.
Şu an bi gençlik merkezinde arapça eğitmeni olarak görev yapıyorum.Öğrencilerime her zaman şunu söylerim, söylüyorum da. Kolayı herkes başarır mühim olan zoru başarmaktır. Bu yola başlamış olan herkese de söylüyorum arapça herhangi bi dil değildir, zordur, deryadır bu nedenle en güzel şekilde öğrenip öğretilmelidir. Lisan öğrenmede ki en önemli nokta ise şudur; istikrar ve düzenli çalışma.
Arapça öğrenen ve öğrenmek isteyen herkese tavsiyem bol bol hikaye kitabı okuyun, çizgi filmler seyredin, neşitler dinleyin ve arap arkadaşlar edinin.
Allah zorumuzu kolay etsin, measselame.
ALINTIDIR
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |