Sen Seven Değilsin..Haddini biL !
Gerçek Sevgi'nin özünde Lutfetmek vardır, vermek arzusu vardır...
Sevda'nın özünde ise talep etmek vardır, sevgili'ye kavuşma talebi yani vuslat..
Lutfetmenin, vermenin şartı odur ki, sahip olan verebilir ancak...
Başlangıcı ve sonu olmayan Yüce Rabbimiz Allah, Güzeldir, bir Güzellik etti, Sevdi, lutfetti ve yok olan İnsanı var etti...
Başlangıcı ve sonu olmayan Yüce Allahı, sonradan yaratılan aciz ve sonlu varlık olan İnsan, nerede bulsun, yönsüz, zamansız, yere göğe sığmayanı; başlangıçlı ve sonlu, zamana ve mekana mahkum olan sonradan ovaredilen İnsan nerede bulsun Rabbini?...İstisnasız her İnsan Yüreğinde ki Sevilme arzusunu hisseder.İnsanın sevme talebi dahi Sevilme arzusundandır.
Hodri meydan, eğer ki sen, Sevmeyi istiyorsan buyur sev, mani olan mı var?.Lakin İnsan bunu görmez de, ne denli büyük Sevgi dolu olduğunu iddia eder.Hadsizlik edip, SEVEN olduğunu iddia eder...
Ve elbette Seven olduğunu iddia eden kişi Sevgiliyi aramaya koyulur.Herşeyden vazgeçirip, Sevgili peşinden koşturan aşırı Sevgiye ise aşk denmiş
Hikayeleri cihana yayılmış en büyük aşıkların Sevgili arayşı dillere destan olmuş.
Oysa bizler varlığımızı dahi Sevgiye borçluyuz, Allah Sevmiş, lutfetmiş ve var etmiş
Biz Seven değiliz, SEVİLENİZ.Ve bu Sevgiyi biz Hak etmedik, Lutfedildi.
Madem ki siz Sevensiniz, ne zırlayıp duruyorsunuz Sevgisizlikten, hadi becerin de Sevin.Biz nezaman ki; SEVMEK İSTEDİĞİMİZİ BİLE SEVEMEYEN ACİZ MAHLUKLAR olduğumuzu keşfedeceğiz, işte o zaman Hadsiz iddilarımızdan vazgeçeceğiz
İşte o zaman, Başkalarını düzeltme maskaralığından vazgeçip, kendimizi düzeltme toluna koyulacağız...
İşte o zaman bizi, kendimizi mutlu, hoşnut edememiş bilgileri başkalarına pazarlama sahteliğinden vazgeçeceğiz ve kendimize soracağız, Benim derdim ne?, Davam ne?
İşte o zaman kayıkçı kavgalarından vazgeçip her birimiz Yüreklerimize bakıp, orada ki yıkıntıları, mutsuzlukları, gamları görüp, bizim kendi Yüreğimizi bedbahtlıktan kurtaramamış, o uğruna savaştığımız bilgilerin değerini anlayacağızVe o zaman bir Gerçekle Yüzleşeceğiz...ve diyeceğiz ki;
BENİM BİLDİKLERİMİN DEĞERİ, YÜREĞİMDE Kİ HAL KADARDIR...
Ve nihayet, ezberci TAKLİTÇİLİKTEN vazgeçip, işe yaramayan bilgilerin propagandasını yapmayı bırakıp, YÜREKlerimizi HOŞNUTLUĞA götürebilecek bilgileri öğrenme yoluna gireceğiz.
Ve bu yolun kapısının da YALAN dan kurtulma olduğunu idrak edeceğiz.
Her zora düştüğümüzde, Yalana başvurup, sonra da nekadar haklı gerekçelerimiz olduğu mazeretine sığınmaktan vazgeçeceğiz.En makul Yalandan da, isterse adı Takiyye olsun vazgeçeceğiz.
Yalan'ın, Yüreğimize Şeytanı sızdıran araç olduğunu bileceğiz.Kılıfı ne olursa olsun.
Yalan'dan kurtulunca, Dürüstlük kapısına gelip, HAK kokusu duymaya başlayınca, Yüreklerimizin genişlediğini, ufukta Huzur ve Sukünetin belirdiğini göreceğiz