Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Eylül 2007, 04:59   Mesaj No:1

AŞK'ÜL İSLAM

Medineweb Sadık Üyesi
AŞK'ÜL İSLAM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AŞK'ÜL İSLAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38
Üyelik T.: 30Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 984
Konular: 245
Beğenildi:29
Beğendi:0
Takdirleri:146
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Allah'tan İttika Ederek Konuşan ve Susan Kişi

Allah'tan İttika Ederek Konuşan ve Susan Kişi

Allah’tan ittika ederek konuşan kimse, Allah’tan ittika ederek susan kimseden hayırlıdır."


Bu söz, Sahabe'den elli kişiye yetişmiş ve kendilerinden ilim almış, duası kabul gören büyük abid Tâvus b. Keysân'a ait. Hiç şüphe yok ki, ilim ile takvayı aynı potada eritmesini bilmiş büyük bir insanın dilinden dökülen ışıl ışıl bir hikmet incisi.
Şüphesiz ki buradaki “konuşma”, günlük konuşma, faydalı-faydasız demeden diline geleni söyleme değil. İlimle konuşma, ilmi yayma, nasihat etme ve fetva verme anlamında.


Bu söz, ilimle donanmış olan ve ilmini başkalarının istifadesine sunan takva ve zühd ehli kimselerin, yine ilimle donanmış olduğu halde ilminden başkalarını istifade ettirmeyen ve bu anlamda insanlara bir faydası dokunmayan kimselerden daha üstün olduğunu da anlatmamaktadır sadece. Bu sözde, takva ve zühd ehlini ilim öğrenmeye ve öğrendiklerini takva süzgecinden geçirerek başkalarına aktarmaya teşvik de vardır.


Esasen takva ehli alimler azaldığı veya sustuğu için meydanın takvadan yoksun kimselere kalması, sorumluluğun sadece o takva ehli alimlerin omuzlarında bulunduğu anlamına gelmez. Bu durum, bütün bir toplumun kaderini ve geleceğini ilgilendirdiği için daha büyük çaplı olumsuzluklara kapı açar.


Nitekim İzzet Molla bu durumu şu meşhur beyitle ifade eder:
“Meşhurdur, fısk ile olmaz cihan harab,
Eyler ânı müdahane-i âlimân harab.”


Bu beyitte cihanı harab edeceği söylenen “müdahane-i âlimân”, alimlerin dalkavukluğu demektir. Yazık ki takva ehli alimlerin boş bıraktığı meydanı böyle kimselerin doldurduğu her zaman müşahede edilegelen bir durumdur.


Bugün Müslümanlar olarak yaşadığımız bunca olumsuzluğun temeline inildiğinde karşımıza ilk çıkacak olan, müttaki, sorumluluğunu bilen ve ilimde ehliyetli olan kimselerin ya azlığı veya yeterince etkili olamayışıdır.
Takva ehli alim konuştuğu zaman hakkı söyleyecek, neyi ne zaman ve nasıl konuşması gerektiğini hesap ederek davranacak ve ağzından çıkan her sözün bir hesabı bulunduğunu bildiği için inceden inceye düşünerek konuşacaktır.
Öte yandan takva ehli alim, bildiklerini önce kendi hayatında tatbik eden kişi olması dolayısıyla, diğer insanlarda daha büyük tesir meydana getirecek ve o kişi hem “hal”iyle, hem de “kâl”iyle örnek bir şahsiyet olarak toplumu “sırat-ı müstakim”e sevkedecektir...

Semerkand Dergisinden..
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
İnsana Tapmanın Kuranı Kerimdeki Karşılığı Kur'ân-ı Kerim Genel Medineweb 1 2921 01 Ocak 2013 16:58
Muhammed ve İnançlılar / Röportaj Anket'ler-Röportaj'lar EyMeN&TaLhA 1 2775 02 Kasım 2010 01:14
Ebuzerr / (Ali Şeriati) Ashab-Kiram(r.a) Mihrinaz 5 4976 16 Temmuz 2010 01:33
BAKMAK YETMEZ.... Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Mihrinaz 4 2238 24 Nisan 2010 15:15
İN'SANLARDAN... Serbest Kürsü Beytül Ahzan 3 2272 02 Mart 2010 22:27