19 Mart 2015, 09:44
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 21422 Üyelik T.:
08 Kasım 2012 Arkadaşları:35 Cinsiyet: Mesaj:
3.297 Konular:
784 Beğenildi:132 Beğendi:34 Takdirleri:141 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Bir Namaz Kahramanı: Mehmed Emin Birinci Bir Namaz Kahramanı: Mehmed Emin Birinci Mehmed Emin Birinci Ağabey tam bir namaz kahramanı ve namaz âşığıydı. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, “İslâmiyette en büyük hakikat imandır, imandan sonra namazdır” sözünü, hayatının her safhasında yaşıyordu.
Namaza çok ehemmiyet verir, ezan okunmadan önce hazırlanır, ilk vaktinde kılar, namaz tesbihatını hiç terk etmez, başkalarını da teşvik ederdi.
Kendisiyle yarım asırdan fazla beraber olup omuz omuza hizmet eden Mehmed Fırıncı Ağabeyin anlattığına göre, Birinci Ağabey ortaokul mezunu olduğundan yedek öğretmenlik yapma hakkı varmış. Gençlik yıllarında Eniştesi Kemal Usta’nın köyünde öğretmenliğe başlamış. Bir yandan Risale-i Nur’u okuyor, diğer yandan da öğretmenlik yapıyormuş. Derken bir gün okulun öğrencilerini topluca camiye götürüp namaz kıldırdığı için şikâyet olmuş ve öğrencilerle birlikte savcının huzuruna çıkarılmış. Savcı makul biriymiş ki kendilerini serbest bırakmış. Tabiî ki öğretmenlik mesleğine de veda etmek zorunda kalmış.
Birinci Ağabeyle 1978 yılında tanıştım. Gerek Nurtaşı’nda kaldığı yıllarda, gerekse farklı mekânlarda namaz hassasiyetini gösteren hadiselere şahit oldum. Ezan okunurken hâlâ farklı bir şeyle meşgul olup namaz hazırlığı yapmayan varsa hemen ikaz ederdi. O kadar ki, âdeta takke kontrolü yapar, takkesiz namaz kılanlara sebebini sorar, “Evde unuttum” cevabını alınca, “Ama gözlüğünü unutmamışsın” diyerek sünnet-i seniyyeye dikkat çekerdi.
Uluslararası Risale-i Nur sempozyumlarının birinde, Üstad Hazretlerinin yaşayan talebelerinin oturumu vardı. Birinci Ağabey de konuşmacı idi. Tam sahnede iken akşam ezanı okunmaya başladı. Yerinden kalkarak sahnenin kenarında, seccade sererek birkaç ağabeyle birlikte akşam namazını eda ettiler. Bu şekilde namaz vaktine çok dikkat ederdi.
Vefatından birkaç yıl önce kalbinden rahatsızlığı arttığı için bir hastanede tedavi görüyordu. Kollarında serumlar takılıyken namaz vakti giriyor. Hemşire hanıma, “Şu serumları çıkar, namaz kılacağım” diyor. Hemşirenin itirazlarına rağmen ısrar ettiği sırada doktor geliyor. Hemşire, Birinci Ağabeyi doktora şikâyet edince şu cevabı alıyor: “Hemşire Hanım, serumları çıkarın, namazını kılsın. Namaz kılmazsa daha fazla hasta olur.”
Hizmet için Türkiye’de ve yurt dışında hangi şehre giderse varlığı hemen hissedilir, insanlar namaza karşı daha bir hassas ve dikkatli olurlar, vaktinde ve cemaatle kılmaya itina gösterirlerdi.
Bir gün genç bir kardeşimiz ikindi ezanına 15-20 dakika kala abdest alıyormuş. Onu görünce çok mutlu olan Birinci Ağabey, “İşte böyle olacak kardeşim, ezandan önce namaza hazırlanacaksınız” demiş. Bunu duyan kardeşimiz tabiî ki, “Ben henüz öğle kılmadım” demeden abdestini tamamlamış, o görmeden namazını eda etmiş.
Çocukluğumdan beri namaza karşı alâka ve muhabbet taşıdığım için Birinci Ağabeyin namazla ilgili teşvik ve ikazları çok hoşuma giderdi. Bir gün içimden, “Ağabey, namazla ilgili bir kitap yazarak senin bu hassasiyetine ve gayretine büyük bir destek vereceğim” diye geçirdim.
Derken 1999 yılında Sabah Namazına Nasıl Kalkılır kitabını yazmaya başladım. Kitap 2002 yılında bitince basılmadan önce dosyayı kendisine verdim. “Birinci Ağabey, namaza teşvik, ikaz ve hassasiyet için bir kitap hazırladım. Okuyup değerlendirmenizi, tavsiyelerde bulunmanızı istiyorum” dedim. Memnuniyetle kabul etti. Dosyayı alıp okudu ve bir hafta sonra iade etti. Çalışmamı çok faydalı gördü, birkaç tashih ve tavsiyede bulundu.
Daha sonra “Ağabey, eğer münasip görürseniz kitaba bir önsöz yazar mısınız?” dedim. Bu arzumu kabul edip kısa bir önsöz yazdı. Daha sonra namazla ilgili gelişmeleri, Namaz Gönüllüleri Platformunun hizmetlerini kendisine aktarıp dua istiyordum. Namaza dair yapılan hizmetlerden çok memnun oluyordu. Allah ebeden razı olsun.
Özetle Birinci Ağabey ömür boyu namazı önemsemiş, “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz” hadis-i şerifine masadak olmuştur. Çünkü vefat ettiği gün sabah 9’dan 13’e kadar baygın olduğu halde öğle ezanını duyunca kendine gelmiş, sanki abdest alır gibi hareketler yapmış, namaz kılarcasına ellerini önünde bağlayarak ruhunu teslim etmişti.
Cemil TOKPINAR
risale haber |
| |