Cenetten Bir Parça/ Tesettür/Ayşenur Yıldız
Cahiliye devrinde kadına kıymet verilmezdi. Kadınlar değersiz anlamsız varlıklar olarak bilinirdi. En acısı ise bir kimsenin kız çocuğu doğduğu zaman, doğan kız çocuğunu utanç sebebi sayıp diri diri toprağa gömmesiydi.
Tesettür emrinden önce kadınlar söz ve bakışlar ile hakarete uğrarlardı. Cahiliye insanlarına göre hiçbir değeri olmayan kadının; İslam dini şanını, iffetini ve haysiyetini yükseltmiştir. Rabbimiz mümin kadına tesettür gibi bir mükâfat vererek toplumda saygınlık kazanmasını sağlamıştır. Örtünmenin amacı namahrem olan bakışlardan korunmak ve yasaklanmış cinsel duygulardan sakınmaktır.
Kadını yücelten Rabbimize hamdolsun.
Yazımızda tesettür konusunu genel bir bakış açısıyla anlatmaya çalışacağız. Girişte kadınlara yer vermemizin sebebi, tesettürün İslam’da emredilişinin kadınların maruz kaldıkları toplumsal sıkıntılar olduğunu ifade etmektir. Tesettür ilk insandan bu yana mevcut olan bir emirdir. Sadece islam dininde değil, gelmiş ve geçmiş bütün dinlerde emredilmiştir. Vücudumuzda haram olan kısımlarımızı açarak gezmek şeytan tarafından ayartılmışlığın işaretidir. Şeytan, Allahu Teâla’nın cennete yerleştirdiği Hz. Adem Peygamber ile Hz. Havva annemizi kandırmıştır. Bu kandırma neticesinde haram olan yerleri ortaya çıkmıştır. Rivayetlere göre Adem Peygamberin üzerinden elbisesi sıyrılınca cennette bir oyana bir buyana koşuşturmaya başlamış, saklanmak istemiştir. O esnada Rabbimiz:
“ Ey Adem! Benden mi kaçıyorsun?” demiştir.
Hz. Adem: “ Hayır, fakat ben utandım” diye cevap vermiştir.
Araf Suresinde anlatılan avret yerlerinin açılma hadisesi, 27. ayeti kerime de şöyle yer almaktadır:
“ Ey Ademoğulları! Şeytan, ana-babanızı, çirkin yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak çıkardığı gibi, sizi de şaşırtıp bir belaya düşürmesin…”
Burada bizlere ders olacak en önemli nokta, şeytan; Âdem ( as )’ı ve Havva annemizi kandırarak ayaklarını kaydırdı ise biz çocuklarını tuzağa düşürmesi daha da kolaydır. Nitekim günümüzde de şeytanın kandırmasıyla çıplaklık hastalığında olan insanların sayısı oldukça fazladır.
Bu hastalığın vermiş olduğu şaşkınlıkla kendisini son sürat ateşe atmakta olan bir gençlik mevcuttur.
Bu durumda bizlere düşen en önemli vazife iblisin tüm vesveselerinden korunmaktır. Bunun da ilacı
İslam’la barışmak ve bütünleşmektir. Rabbimiz Araf Suresi 26. ayeti kerimede ise, çirkin yerleri örtecek giysileri yarattığını, hatta indirdiğini,
takva elbisesinin en hayırlı elbise olduğunu, bunlarında ayetlerinden birer ayet olduğunu ifade etmektedir.
“ Ey Âdemoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Takva elbisesi ise daha hayırlıdır. İşte bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar.” ( Araf Suresi- 26 )
Rabbimiz “ giysi, süslenecek elbise indirdik,” derken tefsir kitaplarında yer aldığı üzere yağmur suyuyla topraktan bitmiş olan pamuk,
keten gibi giydiğimiz elbiselerimizin bile semadan geldiği ifade edilmektedir. Bizlerde giyindiğimiz elbiselerimizle en önce avret yerlerimizi örtmeyi ve tüm insanlığa örnek olmak için edeple süslenmeyi amaçlamalıyız. Aksi takdirde nefsimizin hoşuna gidecek bir şekilde giyinmek ve süslenmek bize ve çevremize zarar getirecektir.
Ayetin “ takva elbisesi ise daha hayırlıdır” kısmının tefsirini büyük müfessir İsmail Hakkı Bursevi, Rûhül-Beyân tefsirinde aynen şöyle ifade etmektedir:
“ Takva elbisesi yani Allah korkusu ise daha hayırlıdır. Elbisenin sahibini koruduğu gibi, takva da sahibini zararlı şeylerden örtüp koruduğu için, elbiseye benzetilmiştir.”
tesettür yazımız devam edecek...