28 Nisan 2015, 09:52
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 21422 Üyelik T.:
08 Kasım 2012 Arkadaşları:35 Cinsiyet: Mesaj:
3.297 Konular:
784 Beğenildi:132 Beğendi:34 Takdirleri:141 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Atauzem islam tarihi 8.ünite özet ve değerlendirme soruları Atauzem islam tarihi 8.ünite özet ve değerlendirme soruları 8.ünite özet
ABBÂSiLER: SiYASi TARiH IV
320-322/932-934 tarihleri arasında yaklaşık bir buçuk yıl hilafette kalan Kâhir Billah devrinde de iç karışıklıklar devam etmiş ve herhangi bir gelişme ve değişme olmamıştır. Devletin ileri gelenlerini ortadan kaldırmaya kalkmış ve bu durum ise onun sonunu getirmiştir. 322-329/934-940 tarihleri arasında yaklaşık yedi yıl hilafette kalan Râdi Billah zamanında ise, kendini iktidara getirenlerin otoritesinden kurtulmak için, İbn Mukle’yi ve diğerlerini ortadan kaldırdıktan sonra, merkezî otorite zayıflığını ortadan kaldırmak için “Emirül-Ümerâlık” müessesesini kurmuştur. Artık bundan sonra halifenin yetkileri ve etkileri üzerinde temel olarak kendisini hissettiren isimler, çoğunluğu Türk kökenli kumandanlardan olan “Emirül-Ümeralar”dır.
Halifenin hemen hemen bütün yetkilerini ellerinde tutan emirül ümeralar, aslında önemli ve ihtiyaç duyulan bir makam olarak kurulduysa da, daha sonra Abbasî hilafeti için ortadan kaldırılması gereken en büyük sıkıntısı olmuştur. Halife Razi zamanında Mısır’da Ihşidîler Devleti 323-935/358-969 ve daha sonra onların yıkılması üzerine Şiî Fatmîler Devleti kuruldu.
329-333/940-944 yılları arasında hilafette kalan Müttakî Lillah da, yaklaşık beş yıllık hilafeti esnasında iç karışıklıklarla uğraşmıştır. 333-334/944-945 yıllarında bir yılı aşkın bir halifelik süren Müstekfî Billah zamanında da, Bağdad’da yaklaşık bir asır hüküm süren Şiî Büveyhilerin hakimiyet sahnesine çıktığını ve halifeyi etkisi altına aldığını görmekteyiz. Bundan sonra hilafeti, önce 29 yıllık bir hakimiyet sürmesine rağmen Büveyhilerin tesiriyle etkisiz bir şekilde yürüten Mûtî’ Lillah (334-363/946-974) ve akabinde de Tâî’ Lillah (363-381/974-991) devam ettirdi.
Bu esnada kendisini İslam dünyasında da son derece güçlü bir şekilde hissettiren Şiî Fatimilerin etkisini görmekteyiz. Kuzey Afrika’da hakimiyet kuran Fatimiler (358-567/969-1171), Eyyubiler tarafından yıkılmıştır.
Bundan sonra hilafete, 41 yıl hüküm süren Kâdir Billah (381-422/991-1031) gelmiş olup, o da İslam dünyasında halife olarak sadece manevî otoritesiyle hissedilmiş ve zamanında daha birçok devletçik de zuhur etmiştir. Bununla birlikte Büveyhîlerin siyâsî hâkimiyeti zamanla zayıfladığından dolayı halifenin de, kısmen siyasî etkinlik kazanmaya ve devlet yönetiminde söz sahibi olmaya başladığını görmekteyiz. Bu dönemde ortaya çıkan devletlerin en önemlilerinden biri, şüphesiz Gazneli Devletidir (389-555/998-1160). Doğu İran ve Horasan ve Kuzey Hindistan’da hüküm süren bu devlet, Samanilerin hakimiyetine son vererek kurulmuş olup, Selçuklular tarafından yıkılmıştır.
422-467/1031-1075 yılları arasında halifelik süren Kâim Biemrillah zamanında da, hilafetin manevi nüfûzundan başka bir şey hissedilmiyordu. Bunu Selçukluların Büveyhileri ortadan kaldırıp, Sultan Tuğrul Bey’in halifeden “Sultanu’l-Mağrib ve’l-Meşrik” unvanını almasında da görmekteyiz. Selçuklular Sultan Alparslan komutasında, zaman zaman İslam topraklarına seferler düzenleyerek, sınır bölgelerini işgal eden ve Müslüman halka zarar veren Bizans’ı yenmek suretiyle İslam dünyasına büyük bir moral ve destek olmuşlardır. 20 yıl halifelik yapan Muktedî Biemrillah (467-487/1075-1094), dirayetli ve güçlü bir halife olarak, İslam dünyasını toparladı ve otoritesini herkese kabul ettirdi. Bu dönemde Sultan Melikşah ile vezir Nizamülmülk anılmaya değer isimlerdir. Nizamülmülk’ün açtığı Medreseler, Osmanlı Devletinin sonuna kadar varlıklarını sürdüşmüş önemli eğitim kurumlarıdır
487-512/1094-1118 yılları arasında 24 yıl halifelik yapan Müstazhir Billah, muktedir bir halife olmakla beraber, zamanında, Haşşaşiler ve Selçuklu Sultanlarının iç mücadelesi İslam dünyasını yıpratırken, bu esnada Haçlı seferleri de başlamıştır.
Bu dönemdeki halifelerin çoğu, alim, alimlere düşkün ve dindar bir kişiliğe sahiptirler.
alıntıdır
Atatürk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi |
| |