11 Temmuz 2015, 03:48
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 31327 Üyelik T.:
23 Eylül 2013 Arkadaşları:10 Cinsiyet:bayan Memleket:sivas Mesaj:
734 Konular:
144 Beğenildi:356 Beğendi:311 Takdirleri:227 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | 20. Yılında Bir Soykırım 20. Yılında Bir Soykırım 20. Yılında Bir Soykırım
Büşra KAHRAMAN MEYDAN
10 Temmuz 2015bosna, soykırım,
Srebrenitsa ,En kısa tanımıyla Bosna Hersek'te bir kent..
Ama yetmiyor bu tanım binlerce Boşnakın vahşice öldürülmüş, kimlikleri tespit edilmesin diye Sırp askerler tarafından cesetlerin parçalanıp ayrı ayrı toplu mezarlara konulmuş, yüzlerce kadın ve çocuğun tecavüze ve işkenceye maruz kalmış olmasının acısını taşıyan bir kent olduğunu anlatmaya
Yetmiyor birilerinin hangi emanetlere nasıl hıyanet ettiğine en acı tanıklığı yapan bu şehri anlamaya
Yetmiyor öldürülmüş binlerce insanın cesetleri altında, et yığınlarının içinde sağ kalan 12 yaşında bir çocuğu anlatmaya
BM tarafından Boşnakları korumak için oluşturulan güvenli bölgelerden biriydi Srebrenitsa. Güvenli bölge Srebrenitsa ..Bakın yine yetmedi kelimeler bu 2 kelimenin nasıl aynı cümle içinde yer aldığını anlamlandırmaya. Belki de insanlık tarihinde böyle alçak, böyle yakışıksız bir cümle duyulmadı daha önce. Güvenli bölge Srebrenitsa,Güvenli Bölge Srebrenitsa
Açıklamalar yapılıyor o günlerde ;Yaşamlarınız Birleşmiş Milletlerin garantisi altındadır.Bak işte insanlık tarihinde söylenmiş bir başka alçak söz. Birleşmiş Milletler kendi elleri ile buraya sığınmış binlerce sivili teslim ediyor Sırp askerlerine..Şimdi neresinde bu işin uluslararası barış? Neresinde güvenlik? Sırplar zorlanmadan giriyorlar haliyle şehre,Boşnak çocuklara çikolata dağıtıyor o sabah katil Miladiç. Ardından başka bir köşede kamera karşısına geçiyor ve Srebrenitsayı Sırp milletine armağan ediyor..Türklere karşı olan isyanın anısına Müslümanlardan intikam almanın vakti geldi diye ekliyor ardından.
11 yaşından büyük erkekler ayrılıyor, Sırp askerleri tarafından götürülüyor. Ve kıyım başlıyor. Tek tek diziyorlar önce ve öldürmeye başlıyorlar..Bir bir ölümleri izliyorsun. Bir önündekinin sırası geliyor, bir adım atıyor, öldürülüyor..Önce onun öldürülüşünü izliyorsun, sonra sıra sana geliyor. Ve o adımı atıyorsun. Öldürülmek için bir adım atıyorsun! Sonra sıradaki öldürülüyor, bir sonraki, bir sonraki,Bir adım.Ölüme bir adım,Bir adım kısa sanıyorsun oysa...Şimdi çok uzun olduğu vakittesin.Ölüme attığın o adımın yerden göğe kadar kutsal, yerden göğe kadar onurlu olduğu vakittesin.
8.000'in üzerinde Boşnak çocuk ve erkek öldürülüyor kısa bir sürede. Katliamdan kaçmaya çalışanlar dağlarda ve yollarda, kalanlar doldurulan fabrikalarda öldürüyorlar. Kimlikler tespit edilmesin diye 64 ayrı toplu mezara gömüyor Sırplar, cesetleri parçalara ayırıp her parçayı ayrı bir toplu mezara gömüyorlar.. Ve bu katliam tüm dünyanın gözü önünde kamera yayınları altında gerçekleşiyor. Devletler alışkın olduğumuz üzere kınıyorlar katliamı, bilirsiniz onlar da çok üzgünlerdir falan filan.
Yargılamasına gelince...Uluslararası Adalet divanı soykırımı kabul etti. Gel gör ki bir fail göstermedi. Yani faili de, cezası da yok bu büyük suçun.
Her sene Boşnaklar 11 Temmuzda Potoçari Anıt Mezarlığında düzenlenen törenle toprağa veriyor, yeni ulaşılan toplu mezarlardan cesetleri bulunan yakınlarını. Bu yıl 20. yılındayız katliamın. 135 kişinin cenazesi toprağa verilecek bu yıl. Ve bu 135 kişinin 18 tanesi çocuk.
Bazı yerlerde anne olmak zordur. Tam öyle bir yer Srebrenitsa..Burada anneler oğullarının üniversiteden dönmesini beklemez, bir gün kemiklerinin bulunmasını bekler. Burada anneler oğullarının. Düğünlerini hayal etmez, bir mezarı olmasını hayal eder.Ne çok acı var diyor ya şair...Hakikaten çok acı var bu şehirde.
Geçti gitti diyorsan; Hayır geçmedi! Hayır kapanmadı gözü yaşlı Bosnalı annelerin yaraları! Hayır unutmadık! Hayır hiçbir şey unutulmadı! Ve affetmedik hiçbir zaman!
Şimdi ne yapabilirim diyorsan okuyabilirsin kardeşim, Hasan Nuhanoviçi okuyabilirsin, Naser Orici okuyabilirsin, Aliya İzzetbegoviçi okuyabilirsin. Katliamı oku, Bosna Savaşını oku. Ama ne yaparsan yap oku! Oku ki unutulmasın! Oku ki silinmesin! Oku ki tekrarlanmasın...
Oku ki anlayalım Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç ne demiş bu cümlede;
Katil olmakla, kurban olmak arasında bir seçim yapmamız gerektiğinde, biz kurban olmayı seçeceğiz. |
| |