Bakü (Azerice: Bakı), 'Hazin bir Öykü'
Bakü (Azerice: Bakı), 'Hazin bir Öykü'
Uzaklardan yola çıkmışlardı ve hepsi hısım idiler, bazıları Hazar’ı güneyden geçtiler, bazıları ise Hazar’ı kuzeyden geçtiler. Bakü’de karşılaştıklarında birbirlerini anımsamıyorlardı. Uzun zaman geçmişti topraklarından göç etmeye başlayalı. Orta Asyalı kavimler burada karşılaştılar, savaştılar, yurt edindiler Azeri oldular. Bugünlerden başlamıştı Bakü’nün hikayesi. Bakü, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin, Hazar Denizi batı kıyısında yer alan başkentidir.
Bakü'nün tarihi eski devirlere uzanır. Abşeron arazisinde bulunmuş arkeolojik buluntular buranın eski yaşama yeri olduğunu ispatlar. Artyom, Zığ gölü etrafı, Şüvelan, Merdakan, Binegedi, Emircan ve benzeri yerlerde M.Ö 3. ve 1. bin yıllara ait arkeolojik malzemeler bulunmuştur. Bakü şehrinin ne zaman kurulduğu tam olarak bilinmemektedir. Bakü'de bulunmuş 5-7. yüzyıllara ait Sasani hazinesi o devirde buranın yaşama yeri olduğunu gösterir. 5-6. yüzyıllarda Bakü, Bağavan ve Ateş-i Bakvan diye adlandırılır. Arap kaynaklarında (10. yy) "Bakuye", "Bakuh", "Baku", Rus kaynaklarında (15.yy.) "Baka", Safeviler devri Farsça kaynaklarda "Badkube" olarak geçiyor.
Bakü şehri, Orta Doğunun büyük şehirlerinden biridir. Ekonomisinde petrol ve tuz esas yer tutardı. Arap seyyahı Ebu Dülefin'in (10. asır) bildirdiğine göre, Bakü'deki iki petrol kaynağından yılda takriben 720 bin dirhem gelir elde ediliyordu. Feodal ilişkilerinin, ticaret ve sanatkârlığın gelişimi şehrin ilerlemesine imkan veriyordu. Uluslararası ticaret yolları ve İpek yolu üzerinde olan Bakü Doğu ve Batı ülkeleri arasındaki ticarette başlıca öneme sahipti. Tarihte Bakü'ye Hazar, Slav, Bizans, Çin, Irak, Suriye, Cenova, Venedik, İran, Hindistan tacirleri geliyordu. Bakü'den İran, Irak ve sair ülkelere petrol ihraç ediliyordu Günümüzde de Bakü sokaklarında Türklerin izlerine rastlamak oldukça olağan bir durum gibi görünüyor. Hem Azeriler hem de Türkler birlikte yaşamlarını sürdürmektedirler. Her köşe başında Türklere ait işletmeler, yeni yapılan iş merkezleri, hastaneler bu işbirliğinin örnekleridir. Nede olsa köylerden şehre kadar Azeri halkı bu konuda bilgili görünüyor.
Geçmişimiz. Özümüz, lisanımız biridir. Gerçek Türklük bu topraklarda can buldu görüşü hakim.