Düşünebilmek!!! VE Akledebilmek!!!
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِي
Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken ALLAH'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler (düşünürler). Rabbimiz (derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru!.." (Âl-i İmrân, 3/191).
***
Yüreğin sığınacağı en emin limandır belki de tefekkür. Yüreği meşgul eden her şeyden uzaklaşıp O’nun ayetlerin serinliğine götürmektir ruhu, bedeni. Taşa anlam yüklemektir, herkesin öylesine baktığına farklı bir nazar düşürmektir. Varlığa anlam bırakmaya çalışan her birey çalar kapısını engin düşlerin, düşüncelerin. Bilinçle, aşkla, uyanışı, uyarışı ve yürümeyi öğreten bir penceredir. İnsanca yaşamanın hazzını ince ince dokundurur yüreklere..
ALLAH’ın ayet-i Celilelerde sürekli tavsiye buyurduğu, Peygamberin özel nasihatı, Alimler’in mürekeplerinden damlayan huzur çeşmesi, gariplerin-yoksulların ziyasının gölgesine sığınabilecekleri dal-budak darda kalmış yürekleri sarmalamış rahmet ağacıdır TEFEKKÜR…
***
Sokakta elinde bayatlaşmış ekmeği ile hala gülümsemeye çalışan yoksul ve yoksun bir çocuğun yüreğine yüreğimizi açabileceğimiz, sinesinde senelerin derdini yüklenmiş yürüyen, yüzüne yılların çizgileri inmiş bir babanın yanık ciğerlerine ortak olabileceğimiz, bir annenin gözlerinden uzak oğluna gönderdiği gözyaşlarını tutup yüreğinize serpeceğiniz, Ebuzzerce bir algılayış ruhunu sunacak bir pencere…
Alıntı.