19 Ağustos 2015, 18:18
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 31327 Üyelik T.:
23 Eylül 2013 Arkadaşları:10 Cinsiyet:bayan Memleket:sivas Mesaj:
734 Konular:
144 Beğenildi:356 Beğendi:311 Takdirleri:227 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Çivisiz tarih! Çivisiz tarih! Çivisiz tarih!
Ülkemizin dört bir tarafı tarih kokuyor. Mimari eserlerin ilkleri ve görsel harikaları her zaman aklımıza gelmese de varlıklarını sürdürmeye devam ediyor. Bu mirasın en özellerinden biri de çivisiz yapılan ahşap camiler.
● Ordu / Laleli Camii
Hangi tarihte kim tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemekle beraber bu caminin yapımı ile ilgili pek çok rivayet var. 1994 yılında Profesör Peter Ian KUNIHOLM Başkanlığındaki heyetin yaptığı incelemeler neticesinde Caminin 400-500 yıl önce yapıldığı kullanılan Ağaçlar üzerindeki incelemelerden anlaşılmış. Caminin çift kanatlı kapısı sanat tarihçilerini yakından ilgilendiren bir özelliğe sahip. Kapı çevresi kabartmaları ve kapı göbeği olarak yapılmış Lale kabartması ile oldukça dikkat çekicidir. Cami duvarına kazınmış yelkenli resimleri ve bazı tarihler sonradan yapılmış olma ihtimaliyle caminin yapılış tarihine ışık tutabilecek bir özelliğe sahip değildir. Caminin iç dekorasyonunda ise sadelik göze çarpar.
● Eskişehir / Sivrihisar Ulu Camii
Anadolu’nun En Büyük Ahşap Direkli Camilerinden Ulu Cami, 1274 yılında Mevlana Celaleddin Rumi’nin müritlerinden ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in naiplerinden Emineddin Mikail tarafından yaptırılmıştır. Fatih Sultan Mehmet dönemi kadılarından, İstanbul’un ilk Kadısı Hızır Bey bu camiyi 1440 yılında onarmıştır. 1485 m2 ’lik bir alana kuruludur. Çatısını 67 adet ahşap direk taşımaktadır. Bu direklerden altısı motiflerle bezenmiştir. Direklerin üst bölümleri rozet, palmet, geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiştir. Direkler üzerinde Bizans dönemine ait başlıklar da kullanılmıştır. Minberi bir sanat şaheseridir. El işçiliği Horasanlı İbn-i Mehmet tarafından, geçme yöntemiyle yapılmıştır.
Cami içerisinde ceviz ağacından oyma tekniği ile yapılmış dolap kapakları da bulunmaktadır. Duvarlar kesme ve moloz taşla örülmüştür. Caminin sağ ve sol kanadı üzerinde kitabeler bulunmaktadır. Dört giriş kapısı bulunan caminin minaresinin 1409 yılında Osman oğlu Hacı Habib tarafından yaptırıldığı, kitabesinde yazılıdır.
● Kastamonu / Mahmutbey Camii
Kastamonu’nun 20 km. kuzeybatısında Kasaba Köyü’ndeki MahmutBey Camisi, giriş kapısı üzerindeki kitabesinde yazdığına göre 1366 yılında Candaroğlu Adil Bey’in oğlu Mahmut Bey tarafından yaptırılmıştır.
Cami plan ve kütlesel yapı olarak küçük, sade ancak, süsleme sanatı yönünden son derece zengin bir mimariye sahiptir. Beylikler döneminin ahşap direkli camileri arasında en ilgi çekici örneklerinden birisidir.
Selçuklu ve Beylikler dönemi mimarisinin ahşap camiler grubundan bir örnek olup, günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir. Cami dışa açık bir son cemaat yeri ile dikdörtgen ibadet mekânından meydana gelmiştir. Duvarları harç ve taşla örülmüştür. İbadet mekânı altta beş, üstte de yedi olmak üzere toplam on yedi pencere ile aydınlatılmıştır.
Caminin en ilginç tarafı giriş kapısı, mihrabı, minberi ve tavanıdır. Bunlar ahşap sanatının son derece değerli örneklerindendir. Mermer söveli giriş kapısının içerisindeki ahşap kapı kanatları üzerinde kûfi yazılı motifler ve bitkisel bezemeler dikkati çekmektedir. Bu kapının İbn-i Neccar Camisi kapısı ile benzerliği dikkate alınacak olursa her ikisinin de aynı sanatçı tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Bu caminin yapımında üç nakkaşın ayrı ayrı çalıştığı düşünülmektedir. Değişik bezeme örnekleri de bunu açıkça göstermektedir. Bezemelerde çivit mavisi, gök mavisi ve sarının tonları ile siyah, beyaz ve kırmızı renkler kullanılmıştır. Bunların arasında da rûmi ve geometrik motifler başta olmak üzere bitkisel motiflere geniş yer verilmiştir. Mihrap sekizgen niş şeklinde olup, üzeri mukarnas bir süsleme ile sonuçlanmaktadır. Aynı zamanda mihrabın üzeri yarım bir kubbe ile örtülüdür. Caminin ilk yapımında ahşap olan minaresi sonraki dönemde yıkılmış ve yerine yontma taştan tek şerefeli bir minare yapılmıştır. Caminin son cemaat yeri ve yanındaki mezarlık günümüze gelememiştir. ● Bayburt / Konursu Ulu Camii
Bayburt’un Konursu beldesinde 1812 yılında çivi kullanılmadan inşa edilen, ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden Konursu Ulu Camii asırlardır hizmet veriyor. Kent merkezine 15 kilometre mesafedeki Konursu beldesinde, eğimli arazi üzerine kare biçimli inşa edilen dört ahşap destekli, ahşap tavanlı ve bölgesel özellikleri de taşıyan Konursu Ulu Camii’ndeki ahşap malzeme, çivi ve tutkal kullanılmaksızın birbirine geçmeli biçiminde büyük ustalık gerektiren bir mimariyle yapılmış. İki asırdır Müslümanların ibadethanesi olan Konursu Ulu Camii, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya taşıdıkları binlerce yıllık geleneğin ürünü kırlangıç tavanı, ceviz ağacından yapılan mahfili, minber ve vaaz kürsüsüyle ahşap işçiliğinin en güzel örneklerini günümüze ulaştırıyor.
alıntı |
| |