niyet ! ettim televizyon seyretmeye
Normalde çok televizyon izleyen biri değilim..Hele son bir yıldır haberler ve bazı söyleşiler dışında hiç..Bu ramazanda ise hepten bıraktım, ev ortamında mecburi kulağa gelenler dışında..Daha çok Arap kanallarını izler oldum vakit buldukça..
O, dizilerin seyirciyi bos yerine koyan, iç bayıltan âdilikleri, devamı için olmadık hikayelerle sündürülen senaryolarından bıkkınlık geldi..
İşte geçen gün ne olduysa, boş bulundum herhalde, bozdum düzenimi..Aldım kumandayı geçtim karşısına niyet ettim televizyon izleyeceğim
Keşke hiç niyetlenmeseymişim Hüsran..
Her kare, her söz, her hikaye ağız birliği etmişçesine hep şunu işaret ediyor, haykırıyordu adeta:
“Kadınlar şeytandır!”
“Dünyanın düzenini bozan kadınlardır!”
“Sizi gidi şeytanın alt bacakları sizi!”
SubhanAllah! Böyle bir şey olamaz ya! Bir toplum, böylesine kendi elleriyle hem de, annesi-kızkardeşi-ninesi vs. olan, toplumun temel taşları kadınları bu kadar aşağılayamaz! Ve de çoluk-çoçuk geçip karşısına, güle-oynaya, çekirdek çitleye seyredip zevklenemez!
Dokundu çok bana, hem de nasıl
Ya, ben mi çok hassasım, yoksa yıllardır ülkemden, o ortamlardan uzakta yaşadığımdan mı böyle etkileniyorum? Ya da bana mı rastgeldi o gün hepsi üstüste? Yoksa hep böyle midir? Artık bilemiyorum
Bir hatun, iş arkadaşı hemcinsinin kuyusunu kazıyor. Diğeri, gelini için haince planlar yapıyor..Şu kadın, ihanet çemberinde..Öbürü, kayınpederini evde istemediğinden, sürekli kocasını dolduruyor..Bir diğeri, evli bir adamı ayartmaya çalışıyor..Bir genç kız “kaçalım hadi” diye, bir delikanlıyı ikna peşinde.. vb. vb
Yaklaşık bir saat dolaştım tüm kanallarda, olay hep bu!
İşaret edilense: “Kadın şeytandır!” “Toplumu ifsat eden odur!”
Öyle midir peki?
Elbette hayır! Belki çok az yozlaşmış bir kesim vardır evet, ama bunu tüm topluma mâledip, hergün hergün beyinlere kazıyıp, damardan vermek ne kadar mantıklı sizce? Bu, toplum alt yapısını bile-isteye dinamitlemek değil mi?
Yahu toplumun yarısı kadın! Diğer yarısını da yetiştirenler yine kadın!
Onlar, geleceğimizin mimarları, toplumun temel taşları, milletin can damarları!
Kadın bir düştü mü, bozuldu mu, o milletten hayır gelmez asla! Bu yüzden bizi çökertmek isteyen hain güçler ve içteki gönüllü işbirlikçileri, tüm mesailerini kadın üzerinde yoğunlaştırıyorlar öteden beri!
Ah ki ah! Milletim buna layık değil asla! Yahu oturup karşısına seyrediyorsunuz çoluk-çocuk güle oynaya..Çocuklar bu karakterleri model alıp, içselleştirip, yarın onlar gibi olacaklar diye hiç korkmuyor musunuz?
Bende mi bir problem var yoksa ya? Çok mu hassasım acaba? Bakıyorum hiç şikayet eden yok! Herkes güle-oynaya seyrediyor..Üstelik ev oturmalarında muhabbetini yapıyor millet! Magazin programlarına kadar izleniyor ince ince! En ummadıklarım dahî, mankenlerin adlarını, şekillerini vs. ezbere biliyorlar! SubhanAllah! Beni rahatsız eden bu alt mesajlar kimselere ulaşmıyor hiç! Neden?
Kesin bende bir problem olmalı diye düşünüyorum bazen Hani o meşhur hikayedeki gibi: Sihirli sudan içip deliren halkı içinde yapamayan kral da, en sonunda mecburen o suyu içip, onlara benziyordu ya..Ama ben asla o sudan içmeyeceğim! Her fırsatta mumlar yakmaya devam edeceğim Rabbimin izniyle, ki aydınlansın karanlıklar!
Peki ne yapılmalı?
Öncelikle efendim, duyarlı vatandaşlar olarak, tepkiler her vesileyle anında dile getirilmeli: “Biz bu tür şeyler izlemek istemiyoruz! Bize özümüzün kadını, anası tanıtılsın, model gösterilsin!” denmeli ve bu basit senaryoları hazırlayanlara ulaşılmalı!
Ki demesinler : “Talep var, biz de yapıyoruz!”
Ne talebi?!!
Hangi akl-ı evvel, karısının-anasının-kızısının o modellenenler gibi olmasını ister?
İkinci olarak da, çocuklarımızın bu tür programları izlemeleri önlenmeli!
“Bu nasıl olacak? Eve televizyon almayalım mı yani?” Hayır öyle değil..
Çocuklarda sağlam bir alt yapı oluşturulmalı, bu bir.
Sonra onların izleyecekleri herşeyi belli bir yaşa kadar -çizgi film bile olsa- anne ya da baba birlikte izlemeli, yanlışları anında söylemeli çocuğuna ki, o kareler “Bu yanlış!” diye alt belleğe işlensin vaktiyle..Hani taşa yazılan yazı gibidir ya o yaşta verilen her bilgi, o açıdan..Çocuklarım küçüklerken ben hep öyle yapardım
Eve televizyon almamak da çözüm-çare değil.. Öyle olmalı ki televizyon evde olsun ama çocuk izlemesin-ilgi duymasın..Ya da ne izleyeceğini bilsin.Mahrumiyet iştah kabartır, merak duygusunu tahrik eder çünkü.. Eve hiç sokmazsanız televizyonu, hasret-özlem olacak çocukta..Mahrumiyet duygusu bilenecek ve yasağı delmek, tatmin olmak için eline geçen her fırsatı özgürce değerlendirecektir..
İşte efendim oto kontrol mekanizması devreye giriyor burda, çocuktaki bu uyarı cihazının sağlıklı çalışabilmesi de, ancak alt yapının sağlamlığı ile mümkün olabilir..Anne-baba bunun için gayret etmeli ve hal ile örnek olmalı çocuklarına..Tabiidir ki çocuk, ev halkını örnek alacak.
Son olarak:Düşüş noktasından hareketle, kadını aslî kimliğine kavuşturmak için: Başta devlet olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, basın yayın, radyo, televizyon ve özellikle de bu kurumlarda etkin konumda olanlarca elden gelen her çaba gösterilmeli, bir seferberlik başlatılmalı..
Kadının özüne uygun eğitimi ve topluma modellenmesi konusunda acilen özgün çalışmalar yapılmalı..Yarınlarımız için her kişi bunu kendine en mukaddes vazife bilmeli..
Yoksa şimdilerde sinyallerinizi aldığımız “toplumsal çöküş” ün önüne geçmek asla mümkün olmaz.
Yarın çok geç olabilir.
muhabbetle efendim
Ayşe Reşad