Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 Arkadaşları:60 Cinsiyet:Bayan Mesaj:
9.475 Konular:
1144 Beğenildi:4423 Beğendi:3685 Takdirleri:5119 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Arapça I Harfi Cerler Arapça I Harfi Cerler Harf-i Cerler حُرُوفُ الجَرِّ DİLBİLGİSİ HARF-İ CERLER Harf-i Cer, Câr-Mecrûr Harf-i cere “câr”, kendisinden sonra gelen isme ise “mecrûr” denir. Mecrûr isim, harf-i cerin etkisi ile irâbı değişmiş ve mecrûr olmuş kelime anlamına gelmektedir. Harf-i cerler önüne geldikleri isim soylu kelimeleri mecrûr yapmaktadırlar. Mecrûr olma ismin yapısına göre farklı işaretlerle (alamet) olmaktadır. Bu hususa “Mecrûr İsimlerin İrâbı” bölümünde değinilecektir. Klasik Arapça dilbilgisi eserlerinde yirmi kadar harf-i cerin adı ve kullanımından bahsedilmiştir. Bunlar şu harflerden oluşmaktadır: (بِ ، مِنْ ، إلى ، عَنْ ، عَلَى ، فِي ، كَ ، لِ ، حَتّى ، رُبَّ ، حَاشَا ، خَلاَ ، عَدَا ، مُذْ ، مُنْذُ ، وَاوُ القَسَمِ، تَاءُ القَسَمِ، كَيِمَه، لَوْلا، لَعَلَّ) Ancak günümüz Arapçasında on iki kadar harf-i cer sıklıkla kullanılmaktadır: (بِ ، مِنْ ، إلى ، عَنْ ، عَلَى ، فِي ، كَ ، لِ ، حَتّى ، رُبَّ ، مُذْ-مُنْذُ ، واوُ القَسَمِ) Bu harfi cerlerden ( كَ ، حَتّى ، رُبَّ ، مُذْ-مُنْذُ ، وَاوُ القَسَمِ ) sadece açık (zâhir) isimlerin başına gelir zamirlerin başına gelmezler; ، ◌ِ (بِ ، مِنْ ، إلَى ، عَنْ ، عَلَى ، لَ فِي) harf-i cerleri ise hem açık isimlerin hem de zamirlerin başına gelirler. Aşağıdaki cümlelerde harf-i cerleri ve önüne geldikleri isimlerin türlerini (açık isim/zamir) belirtiniz: 1. ذَهَبَتْ زَيْنَبُ إلى الْمَدْرَسَةِ. 2. رَأى أحمَْدُ سَلِيماً وسَلَّمَ عَلَيْهِ. 3. أخَذْتُ الكِتَابَ مِنْ سَمِيرٍ. 4. رَأي أحمَْدُ كَلْبَاً وابْتَعَدَ عَنْهُ. Harf-i Cerler ve Cümleye Kattıkları Anlamlar Harfi cerlerin tek başlarına anlamları olmamakla birlikte cümle içinde kullanıldıklarında cümleye bazı anlamlar kazandırırlar. Burada kısaca cümlelere kazandırdıkları bu anlamlar üzerinde durulacaktır. بِ) ) : Müte‘allakını mecrûruna bağlama, bitiştirme; vasıta ve araç olma; sebep-neden anlamlarını ifade eder; fiili geçişli yapar; yer ve zaman zarfı gibi anlamlara gelir. Arapça cümleyi Türkçeye çevirirken bu harf genellikle ile, için, sebebiyle, -e, -a, -de, -da, vasıtasıyla, -den, için, -den dolayı gibi gibi eklerle çevrilir: (Dün fakülteye uğradım). مَرَرْتُ أمسِ بِالْكُلِّيَّةِ (Dersi bilgisayarla(vasıtasıyla) yazdım). كَتَبْتُ الدرسَ بالحاسوبِ (Öğrenciler yaz tatiline (nedeniyle) sevindiler). فَرِحَ الطلابُ بالعطلةِ الصّيْفيّةِ (Hasta kliniğe gitti). ذهب المريض إلى العيادَةِ (Hastayı kliniğe götürdüm). ذهبْتُ بالمرَِيض إلى العيادة (Mescitte oturdum. -Mekân zarfı anlamında-). جلستُ بالمسَْجِدِ الدّيْنُ هَمٌّ بالليلِ وذُلٌّ بالنّهارِ. (Borç gece vaktinde tasa, gündüz ise zillettir. -Zaman zarfı anlamında-) مِن) ) : Bu harfi cer zaman ve mekân yönünden fiilin başlaması; bir bütünden bir miktar bildirme; sebep bildirme; tür bildirmede kullanılır. Mecrûr isme –den, -dan, -in, -un, -nin, -nun, -nın bazısı, -den bazısı, -e mahsus, -e ile ilgili, -den itibaren, -den dolayı, -ın yüzünden anlamlarını kazandırır: (Öğrenci fakülteden eve kadar yürüdü). مَشَى الطالِبُ مِنْ الكُلِّيةِ إلى بَيْتِهِ (Ahmet Cuma günü hasta oldu). مَرِضَ أحمدُ مِنْ يَومِ الجُمعَةِ (Zenginliğin bir miktarını fakirliğe sakla). اِدَّخِرْ مِنْ غِناكَ لِفَقْرِكَ (Çocuk karnındaki ağrı sebebiyle ağladı). بكَى الوَلَدُ مِنْ الوَجَعِ في بَطْنِهِ (Ahmet annesine altın(dan) bir yüzük aldı). اِشْتَرَى أحمدُ لِأُمِّهِ خَاتَماً مِنْ ذَهَبٍ إلَى) ) : Zaman ve makân açısından bitişi; yönelme; parçalara ayırma; ait, mahsus, yanında anlamlarından kullanılır. Çevirirken kelimeye –e, -a, -ye, -ya, -e doğru, -e kadar, ile, beraber, göre, nezdine anlamlarını ifade eder: (Bu gece güneş doğana kadar uyudum). نِمْتُ هذه الليلةَ إلى طُلُوعِ الفَجْرِ (Seni akşama kadar bekledim). اِنتَظَرْتُكَ إلى الْمَسَاءِ (Ahmet çarşıya doğru yürüdü). سَارَ أحمَدُ إلى السُّوقِ (Kitap bir takım bölümlere ayrılıyor). يَنْقَسِمُ الكِتابُ إلى فصولٍ (Koca ailenin çobanıdır, işi ona aittir). الزَّوجُ راعي الأُسْرَةِ وأمْرُها إليهِ (Dinlenmek için ağacın yanına gittim). ذَهَبْتُ إلى الشجَرَةِ لِأَسْتَرِيحَ عَنْ) ) : Uzaklaşma, ayrılma; bir şeyin kaynağı, çıkışı; sebep, neden anlamlarına kullanılır. Mecrûra –den, -dan, tarafından, -e dair, -e nazaran, yoluyla, -nin nakliyle, sonra, -den dolayı anlamlarını kazandırır: (Öğrenciler okuldan uzaklaştılar). ابْتَعَدَ الطُّلابُ عَن المدَرَسَةِ (Haberi öğrencilerden duydum). سَمِعْتُ الخَبَرَ عن الطلابِ (Sana beni istediğin için geldim). حَضَرتُ إليكَ عَنْ طَلَبٍ مِنك عَلَى) ) : Üstünde, üzerinde; uzaklık; sebep bildirir. Mecrûra üzerinde, üstünde, içinde, -e, -a, -de, -da durumunda, sebebiyle anlamlarını katar: (Baba kanepenin üstünde oturuyor). يجلِسُ الأبُ على الأريكةِ (Orman beşyüz metre uzaktadır) . تَقَعُ الغابةُ على خمَْسِمِائةِ مِتْرٍ (İyilik yapana iyiliği için teşekkür ediyorum). أشْكُرُ المحُْسِنَ عَلَى إِحْسانِهِ لِ) ) : Sahiplik; ait olma, ona özel olma; sebep, neden anlamlarını ifade eder. Mecrûra için, adına, sebebiyle, -den dolayı, maksadıyla anlamlarını katar: (Hocanın birçok kitabı vardır) . لِلأُسْتاذِ كُتُبٌ كَثِيرَةٌ (Hamd, Allah’a mahsustur) . الحَمْدُ لِلهِ (Kazanmak ihtiyacı karşılamak için zorunludur) . الاِكْتِسابُ ضَرُورِيٌّ لِدَفْعِ الحاجةِ فِي) ) : Mekan ve zaman zarfı; sebep; beraber ve birlikte anlamlarında kullanılır. İçinde, -de, -da, -e dair, ile ilgili, için, uğruna, birlikte anlamlarını kazandırır: (Hoca odasında oturuyor). يَجْلِسُ الأستَاذُ في غُرْفَتِهِ (Sabahleyin bürosuna gitti) . ذَهَبَ إلى مَكْتَبِهِ في الصباحِ (Adam hapse hırsızlık yüzünden girdi.). دَخَلَ الرجُلُ السِّجْنَ في السَّرِقَةِ (Başkan maiyetiyle birlikte çıktı). خرَجَ الرئيسُ في مَوْكِبِهِ كَ) ) : Benzetme ve detaylandırma için kullanılır. Gibi, benzer, şekilde, şeklinde gibi anlamları kazandırır: (Halit aslan gibi atıldı) . وَثَبَ خالدٌ كَالأَسَدِ الفَواكِهُ كالعِنَبِ والبرُتُقالِ والتُّفَاحِ مُفِيدَةٌ لِلصِّحَةِ. (Üzüm, portokal, elma gibi meyveler sağlığa yararlıdır) حَتَّى) ) : Zaman ve mekânda bitişi, sona varışı bildirir. Genellikle –e, -a, - de, -da, -e kadar, -ıncaya kadar, -ene dek gibi anlamlar kazandırır: (Sabaha kadar maçı izledik) . شاهَدْنا الْمُباراةَ حتّى الصُبحِ (Tepeye kadar yürüyeceğim) . سَأَمْشِي حَتَّى الرَّبْوَةِ رُبَّ) ) : Çokluk veya azlık bildirir. Belki, nice, birçok, pek az, nadiren gibi anlamları kazandırır: (Çok az faziletli adamla karşılaştım.) . رُبَّ رَجُلٍ فاضِلٍ لَقِيْتُهُ (Nice ilim sahibine fayda vermemiştir.) . رُبَّ عِلمٍ لم يَنْفَعْ صاحِبَهُ مُذ، مُنْذُ) ) : Bu iki harf-i cer –den beri, -den bu yana, itibaren anlamlarında kullanılırlar: (Cuma gününden beri onu görmedim) . ما رَأيْتُهُ مُذْ يَوْمِ الجُْمعَةِ (Onunla üç günden beri konuşmadım) . لَمْ أُكَلِّمْهُ مُنْذُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ واوُ القَسَمِ) ) : Yemin vavıdır, vallahi, andolsun, yemin ederim ki gibi anlamlar içerir: (Vallahi mektubu okumadım) . واللهِ ما قَرَأتُ الرِّسَالَةَ Harf-i cerlerin önlerindeki isimlere etkide bulunup mecrûr yapabilmeleri için harf-i cerle mecrûr isim arasına başka bir kelimenin girmemesi gerekir. Harf-i cerle ismi arasına başka bir kelime girdiği zaman harf-i cerler o isme etkide bulunup mecrûr yapamazlar. Cer harflerinin anlamları ile ilgili geniş bilgi almak için Mustafa Kurt’un Arap Dilinde Cer Harfleri adlı kitabını okuyunuz. Müte‘allak Harf-i cerler kendilerinden önce gelen fiil, fiil soylu isimler ve mana fiilleri kendilerinden sonra gelen isimlere bağlarlar. Harf-i cerin bağlı bulunduğu fiil, fiilden türemiş kelime (şibih fiil) veya mana fiile müte‘allak denir. Müte‘allak almayanlar dışında her harf-i cere muhakkak bir müte‘allak lazımdır. Müte‘allaka ihtiyaç duyan harf-i cerlere aslî harf-i cerler denir. Müte‘allakın harf-i cerden önce gelmesi asıldır. Bunu örnekler üzerinde gösterelim: (Kalemle yazdım). 1. كتَبْتُ بِالْقَلَمِ (Ben kalemle yazıyorum). 2. أنا كاتِبٌ بالقلمِ (Tembellere yazıklar olsun). 3. أُفٍّ لِلْكُسَالَى Birinci örnekte yazmanın kalemle gerçekleştirildiği belirtilmiştir. Burada بِ) ) harf-i cerinin müte‘allakı ( كَتَبَ ) fiilidir, harf-i cer, yazma fiilinin kalemle gerçekleştirildiğini ifade etmek için fiil ile isim arasında irtibatı sağlamıştır. İkinci örnekte ( بِ ) harf-i ceri ( كاتِبٌ ) kelimesinin anlamını ( القلم ) ile bağlantılı kılmış (kalemle yazan) anlamını ortaya çıkarmıştır. ( كاتِبٌ ) kelimesi fiilden türemiş bir isim olup ism-i fâildir, ( بِ ) harf-i cerinin müteallakıdır. Üçüncü örnekte ( أفٍّ ) kelimesi mana-i fiildir. Bu tür fiiller şahıs zamirleri ve zaman kiplerine göre çekimi olmayan tek yapı üzerinde (câmid) kullanılan fiillerdir. Fiil “öf, vah, yazık” anlamındadır. Bu fiilin anlamını ( لِ ) harfi ceri ( (الكسالى ismiyle bağlantılı kılmıştır, harf-i cerin müte‘allakı ( أفٍّ ) mana fiilidir. Bazı cümlelerde harf-i cerlerin müte‘allakları cümlenin anlamı içinde bulunsa bile açık olarak cümlede yer almazlar. ) (كائنٌ ، حاصِلٌ ، مَوْجُودٌ ، ثابت مُسْتَقِرّ .“Olan, meydana gelen, bulunan, sabit olan” gibi umumi anlam taşıyan bu tür müte‘allaklar cümleden düşmüştür (mahzûfturlar). Bu tür câr ve mecrûrlara zarf-ı müstakar denmektedir. . الطلابُ في الحَدِيقَةِ cümlesinde ( في) harf-i cerinin müte‘allakı düşmüştür, cümle içinde kullanılmamaktadır, ancak anlam verirken cümlede müte‘allak varmış gibi الطلابُ مَوْجُودُون في لحدِيقةِ şeklinde anlamlandırılmaktadır. Cümlenin anlamı “Öğrenciler bahçededirler.(bahçede mevcutturlar) şeklindedir. Şu örneklere de dikkat ediniz. Mü’min cennettedir (olur). ( 1. المؤُْمِنُ في الجَْنّةِ. (المؤُْمِنُ كائِنٌ في الجنةِ Kalem kitabın üzerindedir.( 2. القَلَمُ على الكِتابِ (القلمُ ثابِتٌ على الكتابِ Kitap çantadadır. ( 3. الكِتاُبُ في الحَقِيبةِ (الكتابُ موجُودٌ في الحقيبةِ Harf-i cerlerden ( بِ ، مِنْ ، كَ ) harfleri bazen cümlelerde fiil ve fiilden türemiş kelimeleri isimlere bağlamak için değil de cümlede anlamı kuvvetlendirmek için kullanılırlar, bu harf-i cerlere “zâit harf-i cer” denir. Çünkü bunlar cümleden düşürüldükleri zaman cümlenin anlamında her hangi bir bozulmaya sebep olmamaktadırlar. Zâit harf-i cerlerin müte‘allakları yoktur, sadece cümlede anlamı pekiştirme görevi görürler. Genellikle bu harfi cerler olumsuz cümlelerde ve ( هَلْ ) soru edatından sonra gelirler; zait harf-i cerlerden بِ) ) harf-i cerinin mecrûru nekre olur. Aşağıdaki örneklere dikkat ediniz. Parantez içinde harf-i cerlerin cümleden düşürülmesinden sonra cümlelerin durumları da gösterilmiştir: Bize kimse gelmedi. ( 1. ماجَاءَنا مِنْ أحَدٍ (ما جاءنا أحَدٌ Kaçmak cesaret değildir.( 2. لَيسَ الهرُُوبُ بِشَجاعَةٍ (ليسَ الهرُُوبُ شَجاعَةً Hiçbir şey onun benzeri değildir. .( 3. ليسَ كَمِثْلِهِ شيءٌ (ليس مِثْلَهُ شيءٌ 4. هَلْ رَأيْتَ مِنْ أحَدٍ؟ (هَلْ رأيْتَ أحَداً) 5. لا تُدْخِلْ عَلّيَ مِنْ أحدٍ (لا تُدْخِلْ عليّ أحداً) Harf-i cerlerin müte‘allakları ile ilgili olarak M. Meral Çörtü (İstanbul:2009) Harf-i Cerlerin Geçişsiz Fiilleri Geçişli Yapması Bazı harf-i cerler geçişsiz fiilleri (lâzım) geçişli fiillere (müteaddi) dönüştürmektedirler. Geçişsiz fiiller özneleri ile anlamları tamam olan, mef‘ûle ihtiyaç duymayan fiilerdir. Bazı harf-i cerler geçişsiz fiilleri geçişli hale getirmektedir. ( ذَهَبَ أحمدُ ) “Ahmet gitti” cümlesinde ( ذَهَبَ ) fiili geçişsiz bir fiildir. (. ذهَبَ أحمَْدُ بِالْمَرِيضِ إلى الطبيب ) “Ahmet hastayı doktora götürdü” dediğimizde ise ( بِ) cer harfi fiilin anlamını “götürdü” şeklinde değiştirmekte yani fiili geçişli hale getirmektedir. Aşağıdaki örnekte de yine geçişsiz fiil harf-i cer vasıtasıyla geçişli hale gelmektedir: Ahmet geldi. . أتَى أحمدُ Ahmet kitaplarını getirdi.. أتى أحمدُ بِكُتُبِهِ Fiiller birlikte kullanıldıkları harf-i cerlere göre farklı anlamlar kazanmaktadırlar. Bu sebeple fiillerin anlamlarına bakarken kullanıldığı harfi cerle birlikte kazandığı anlama dikkat edilmelidir. Sözlüklerde fiiller kullandıkları harf-i cerlere göre anlamlandırılmıştır. Sıra Sizde 3: Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere gelebilecek uygun harf-i cerleri listeden seçiniz. Harf-i cerleri seçerken sözlükten yararlanınız. Mecrûr İsimlerin İrâbı Harf-i Cerler her türlü ismin başına gelip onları mecrûr yaparlar. İsimlerin mecrûr olma şekilleri farklı farklıdır. İsimler yapılarına göre farklı şekillerde mecrûr olurlar. Burada isim türlerine göre mecrûr oluş biçimleri üzerinde durulacaktır. 1. Müfred müzekker ve müennes (tekil eril ve dişil) isimler, cem-i teksirler (kuralsız/kırık çoğullar), cem-i müennes sâlimler (kurallı dişil çoğullar) kesra ile mecrûr olurlar. Bu isimlerin başlarına gelen harf-i cer sebebiyle sonları kesra ile harekelenir: (Ali nehirde yüzdü.). سَبَحَ عَلِيٌّ في النَّهْرِ (Tarlada iki çiftçi vardır.) . في الْمَزْرَعَةِ فَلاَّحانِ (Adam kumların üzerine uzandı.) . رَقَدَ الرّجُلُ على الرِّمالِ ألْقَى الْمُدِيرُ الخطابَ على الْمُوَظَّفاتِ. (Müdür bayan memurlara konuşma yaptı.) Birinci örnekte ( النَّهْرِ ) kelimesi müfred müzekker, ikinci örnekte ( (الْمَزْرَعَةِ kelimesi müfred müennes, üçüncü örnekte ( الرِّمالِ ) kelimesi cem-i teksir, dördüncü örnekte ( الْمُوَظَّفاتِ ) kelimesi cem-i müennes salim olup bu isimlerin hepsi başlarına gelen harf-i cerler sebebiyle kesra ile mecrûr olmuşlardır. 2. Tesniye müzekker ve müennes (eril ve dişil ikil) isimler cezimli “ya- ” يْ ile mecrûr olurlar: (Ödül iki kazanana verildi) . قُدِّمَتْ الجائزةُ لِلفائِزَيْنِ سَلَّمْتُ على الطالِبَتَيْنِ في الحَدِيقةِ. (Bahçedeki iki bayan öğrenciye selam verdim) Birinci örnekte yer alan ( لِلفائِزَيْنِ ) kelimesi tesniye müzekker, ikinci örnekteki ( الطالِبَتَيْنِ ) kelimesi tesniye müennes yapısında isim olup her iki isim başlarına gelen harf-i cer sebebiyle cezimli ( يْ) ile mecrûr olmuşlardır. 3. Cem-i müzekker sâlimler (kurallı eril çoğullar) sakin “ya- ي ” ile mecrûr olurlar: (Avukat sanıkları savunuyor). يُدَافِعُ الْمُحامِي عَنِ الْمُتَّهَمِين (Müdür yeni memurları övdü). أَثنَى المدُِيرُ على الموَُظَّفِين الجُدُدِ Birinci örnekte ( المتَُّهَمِين ) kelimesi ( المتَُّهَم ) kelimesinin çoğuludur, cem-i müzekker sâlimdir, başına gelen ( عَنْ ) harf-i ceri sebebiyle sakin “ye” ( (ي harfi ile mecrûr olmuştur. İkinci örnekteki ( الموَُظَّفِين ) kelimesi ( (الموَُظَّف kelimesinin çoğuludur, cem-i müzekker sâlimdir, sakin “ye” ( ي) ile mecrûr olmuştur. 4. İsm-i mevsuller, zamirler, ism-i işaretler, soru isimleri (esmâu’listifhâm) gibi mebnî isimler, son harekeleri üzerine mebnî (harekesi hiç değişmeyen) oldukları için başlarına harf-i cer geldiği zaman mahallen mecûr olurlar. (Ailem ziyaretine gelene sevinir.) ا تَفْرَحُ أُسْرَتِي بِمَنْ يأتِي لِزِيارَِ (Top oynayanlara selam verdim.). سَلَّمتُ على الذين يَلْعَبُون كُرَةَ القَدَمِ (Çalışman gerekir.). يَجِبُ عَلَيْكَ أنْ تَجْتَهِدَ (Bu adamlardan uzaklaştım). اِبْتَعَدْتُ عَنْ هؤلاء الرِّجالِ (Halit bu mescite gitti.). ذَهَبَ خالِدٌ إلى هذا المَسْجِدِ (Bunu niçin yaptın?) ؟ لِمَ فَعَلْتَ هذا (Bu yaz nereye seyahat ediyorsun?)؟ إلى أيْنَ تُسافِرُ هذا الصيْفَ Yukarıdaki örneklerden birinci örnekte ( مَنْ ) kelimesi, ikinci örnekte ( (الذين kelimesi ism-i mevsul olup harekesi hiçbir surette değişmeyen mebnî kelimelerdendir. Başlarına gelen harf-i cerler sebebiyle mecrûr olmuşlardır, ancak mebnî oldukları için mahallen mecrûr kabul edilmişlerdir. Üçüncü ve dördüncü örnekte harfi cer zamirin başına gelmiştir. Zamirler mebnî isimlerdendir. Üçüncü örnekte ( كُمْ ) zamiri başında bulunan ( لَ ) harf-i ceriyle, dördüncü örnekte ( كَ) zamiri ( على ) harf-i ceriyle mecrûr olmuştur, ancak zamirler mebnî oldukları için mahallen mecrûr olmaktadırlar. Beşinci örnekte bulunan ( هؤلاء ), altıncı örnekte bulunan ( هذا ) kelimeleri ism-i işarettirler, mebnî isimlerdendirler. Başlarına gelen ( عَنْ ) ve ( إلى ) harf-i cerleri ile mecrûr olmuşlardır. Ancak mebnî oldukları için mahallen mecrûrdurlar. Yedinci ve sekizinci örneklerde harf-i cerler soru isimlerinin başlarına gelmişlerdir. Soru isimleri mebnîdirler. Yedinci örnekteki ( ما ) başına gelen ( لِ ) harf-i ceriyle, sekizinci örnekte ( أيْنَ ) soru isimi ( إلى ) harf-i ceriyle mecrûr olmuşlardır. Mebnî oldukları için mahallen mecrûrdurlar. 5. Maksûr isim son harfi elif olup kendisinden önceki harfin harekesi fetha olan isimdir. Maksûr isimler elif harfinde mukadder (var sayılan) kesra ile mecrûr olurlar. Menkûs isim son harfi “ya” ( ي) olup kendisinden önceki harfin harekesi kesra olan isimdir. Menkûs isimler “ya” ( ي) harfinde mukadder kesra ile mecrûr olurlar. Çoban sopayı tuttu . أمْسَكَ الرّاعِي بالْعَصا Hastanede birçok doktor vardır . في الْمُسْتَشْفى كَثِيرٌ من الأطِبّاءِ 181 Musa (a.s.) vadiye doğru geldi . أقْبَلَ مُوسى عليه السلام إلى الوادِي Postacıdan mektubu aldım . أخَذْتُ الرسالة مِنْ ساعِي البَرِيدِ Yukarıdaki cümlelerde birinci cümlede ( الْعَصا ) kelimesi, ikinci cümlede الْمُسْتَشْفى) ) kelimesi ism-i maksûrdur. Başlarına gelen ( بِ ) ve ( في) harf-i cerleri ile mecrûr olmuşlardır. Ancak bu iki ismin sonunda bulunan elif kesra harekesinin okunmasına mani olduğu için mukadder kesra ile mecrûrdurlar. Üçüncü örnekte ( الوادِي ) kelimesi, dördüncü örnekte ( ساعِي ) kelimeleri ism-i maksûr olup başlarına gelen ( إلى ) ve ( مِنْ ) harfi cerleri ile mecrûr olmuşlardır. Ancak kelimelerin sonunda bulunan ( ي) harfi harekenin ortaya çıkmasına engel olduğu için mukadder bir kesra ile mecrûrdurlar. 6. Harf-i cerler fiillerin başlarına gelmezler, bu yüzden fiillerin irâb yönünden mecrûr olma durumları yoktur. Ancak fiili muzârilerin başına ( (أنْ mastar harfi geldiği zaman fiili muzârileri bu harf mensûb yaptığı gibi anlamını da mastara çevirmektedir. Bu tür mastarlara te’villi mastar (masdarı müevvel) adı verilmektedir. Fiili muzârinin başına açık olarak veya gizli olarak ( أنْ ) harfi gelmektedir. ( حَتّى،لِ ) harfi cerlerinden sonra gelen fiili muzârilerde gizli ( أنْ ) mastar harfi bulunduğu kabul edilmektedir. Bu tür fiili muzâriler açık veya gizli ( أنْ ) harfi ile mansûb olmakla birlikte mastar hükmünde oldukları için başlarına gelen harf-i cer sebebiyle mahallen mecrûrdurlar. (Kurtarmak için ona koştum). أسْرَعْتُ إليهِ لِأُنْقِذَهُ أذهبُ إلى المكتبةِ لِأشْتَرِيَ بعض الكتبِ. (Birkaç kitap almak için kitapçıya gidiyorum) Birinci örnekte ( لِأُنْقِذَهُ ) fiili muzârisi ( لِ ) harf-i cerinden sonra gelen gizli أنْ) ) ile mensup olmuştur. Ancak fiili muzâri gizli ( أنْ ) ile te’villi mastara dönüştüğü için başına gelen harf-i cer sebebiyle mahallen mecrûrdur. İkinci örnekte geçen ( لِأشْتَرِيَ ) fiili muzâri gizli ( أنْ ) ile mansûb olmuş, bu harfle te’villi mastara dönüştüğü için başına gelen harf-i cerle mahallen mecrûr olmuştur. 7. Harf-i cerler esmâ-i hamse (beş isim) dediğimiz ( (أبٌ، أخٌ،حَمٌ، فَمٌ ،ذُو kelimelerinin başlarına geldiklerinde bu kelimeleri harf ile mecrûr yapmaktadırlar. Ancak bu kelimeler müfred (tekil) olup mütekellim “ya”sı ي) ) dışında bir kelimeye muzaf oldukları zaman irabları harf ile olmaktadır. Bu şartları taşıyan yukarıdaki beş isimden birinin başına harf-i cer geldiği zaman bu isimler sakin “ya” ( ي) harfi ile mecrûr olmaktadırlar. Dün kardeşine uğradım. مَرَرْتُ بِأخِيكَ أمسِ Her şeyde babana dayanma. لا تَعْتَمِدْ على أبيك في كلِّ شئٍ Birinci örnekte ( أخيكَ ) kelimesi beş isimden biri olup ( كَ) muhatap zamirine muzaf olmuştur, başına gelen ( بِ ) harf-i ceri sebebiyle sakin ( ي) harfi ile mecrûr olmuştur. İkinci örnektedi ( على أبِيكَ ) kelimesinin irâbı da önceki kelime gibidir. Kelimeler ve Deyimler gülümsemek : اِبْتَسَمَ-يَبْتَسِمُ-اِبْتِساماً -den uzaklaşmak : اِبْتَعَدَ-يَبْتَعِدُ-اِبْتِعاداً عَن izin istemek : اسْتَأْذَنَ-يَسْتأْذِنُ-اِسْتِئذاناً Karşılamak : اسْتَقْبَلَ-يَسْتَقْبِلُ-اسْتِقْبالاً -e yaklaşmak : اِقْتَرَبَ-يَقْتَرِبُ-اِقْتِرَاباً مِنْ dönmek, yüzünü çevirmek : اِلْتَفَتَ-يَلْتَفِتُ-اِلْتِفَاتاً إلى hasta bayan : الْمَرِيضَةُ -e nazır, bakan : الْمُطِلُّ عَلَى dikkatini vermek : اِنْتَبَهَ-يَنْتَبِهُ-اِنْتِباها إلى dolaşmak : اِنْتَقَلَ-يَنْتَقِلُ-اِنْتِقَالاً şiir : أُنْشُودَةٌ (ج) أناشِيدُ ilkbahar günleri : أيَّامُ الربيعِ çiçek demeti : بَاقَةُ أزهارٍ güzel görünüşlü : جمَِيلَةُ المنَْظَرِ tarla : حَقْلٌ (ج)حُقُولٌ -i istemek : رَغِبَ-يَرْغَبُ-رَغْبَةً في çiçek : زَهْرَةٌ (ج) أزْهار yürümek : سَارَ-يَسِيرُ-سَيْراً düz arazi : سَهْلٌ(ج) سُهُولٌ saç : شَعْرٌ susan : صامِتٌ şefkatli : عَطُوفٌ birkaç adım uzaklıkta : عَلَى بُعْدِ خُطُواتٍ kaybolmak : غَابَ-يَغِيبُ- غياباً sunmak : قَدَّمَ-يُقَدِّمُ-تَقْدِيماً fark etmek : لَمَحَ-يَلْمَحُ-لَمْحاً çayır : مَرْجٌ (ج) مُرُوج kaşık : مِلْعَقَةٌ vedalaşan : مُوَدِّعٌ koymak : وَضَعَ-يَضَعُ-وَضْعاً durmak : وَقَفَ-يَقِفُ-وَقْفا Özet Harf-i Cerleri Tanıma Arapçada harf-i cer dı verilen bir takım harfler vardır, bunlar isimlerin başlarına gelir, fiillerin başlarına gelmezler. Cümle içinde kelimeleri birbirlerine bağlama, mef‘ulleri fiillere bağlama veya cümlenin anlamımına vurgu yapma gibi görev görürler. Bu harflere câr, önüne gelip mecrûr yaptığı isimlere de irab yönünden mecrûr denir. Klasik Arapça dilbilgisi eserlerinde yirmi kadar harf-i cerden bahsedilmiştir. Ancak günümüz Arapçasında on iki harf-i cer sıklıkla kullanılmaktadır. Bu harf-i cerler şunlardır. (بِ ، مِنْ ، إلى ، عَنْ ، عَلَى ، فِي ، كَ ، لِ ، حَتّى ، رُبَّ ، مُذْ-مُنْذُ ، وَ ) Harf-i cerlerin cümle içindeki görevleri hakkında bilgi sahibi olma Harf-i cerler cümle içinde fiil, fiil soylu isimler ve mana fiilleri kendilerinden sonra gelen isimlere bağlarlar. Harf-i cerin bağlı bulunduğu fiil, fiilden türemiş kelime (şibih fiil) veya mana fiile müte‘allak denir. Her harf-i cere muhakkak bir müte‘allak lazımdır. Harf-i cerlerden ( بِ ، مِنْ ، كَ ) harfleri aslî harf-i cerler gibi fiil ve fiilden türemiş kelimeleri isimlere bağlamak için kullanıldıkları gibi cümlede anlamı kuvvetlendirmek için de kullanılırlar, bu harf-i cerlere “zâit harf-i cer” denir. Bu harf-i cerler fiile ve fiil soylu kelimelere bağlı olmadıkları için cümleden düşürüldüklerinde anlamda bir bozulmaya sebep olmazlar. Bazı geçişsiz (lâzım) fiiller harf-i cerler vasıtasıyla geçişli fiillere (müteaddi) dönüşmektedirler. Geçişsiz fiiller mef‘ûl almaksızın anlamları tamam olmakla birlikte, anlamın daha da netleşmesi için harf-i cerler vasıtasıyla bu fiiller mef‘ul alırlar ve cümlenin anlamı bu sayede daha da netleşir. Meselâ, جَلَسَ عَلِيٌ “Ali oturdu” dediğimizde cümlenin anlamı tamam olmakla birlikte bu cümlenin anlamını daha da açıklığa kavuşturmak için cümleye harf-i cer yardımı ile mef‘ûl ekleyerek جلَسَ عَلِيٌ على الكُرْسِيِّ “Ali sandalyenin üzerine oturdu” anlamı elde edilmiş olur. Harf-i cerlerin tek başlarına anlamları yoktur ve anlam ifade etmeleri için kullanılmazlar. Ancak harf-i cerler cümle içinde kullanıldıkları zaman birbirlerine bağlama görevi gördükleri isim ve fiillerle birlikte bazı anlamlar kazanırlar. Harf-i cerleri kullanırken bu anlamları göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Harf-i cerler fiillerin anlamlarında da değişiklik yaparlar. Fiiller birlikte kullanıldıkları harf-i cere göre anlam kazanırlar. Fiil ve fiilden türemiş kelimeleri anlamlandırırken hangi harf-i cerle kullanıldığında ne anlam kazandığına dikkat edilmelidir. Harf-i cerlerin kelimelerin irablarında meydana getirdiği değişiklikleri anlama Harf-i cerler önlerine geldikleri isimleri mecrûr yaparlar. Cer alametleri isimlerin yapıların göre farklılık arz etmektedir. Müfred müzekker ve müennes isimler, cem-i teksirler, cem-i müennes sâlimler kesra ile mecrûr olurlar. Tesniye (ikil) yapısında olan isimler cezimli “ya” ile cem-i müzekker sâlimler ise sakin “ya” ile mecrûr olurlar. İsm-i mevsuller, ism-i işaretler, zamirler, soru isimleri mebnî isimlerden oldukları için bunların harekelerinde bir değişiklik meydana gelmez, mahallen mecrûr olurlar. Sonunda elif-i maksûre ve elif-i menkûse bulunan isimlerin sonunda bulunan “elif” ve “ya” harfleri cer harekesinin ortaya çıkmasına engel oldukları için bu isimlerin mecrûr olması takdîrîdir. Başında açıktan veya gizli ( أنْ _____________) bulunan fiili muzâriler te’villi mastar oldukları için başlarına harf-i cer gelir, mahallen mecrûr olurlar. Harf-i cerler mütekellim “ya”sı dışında bir isme muzaf olan beş ismin ( أبٌ، أخٌ، حَمٌ، فُو، ذُو ) başına geldikleri zaman bu isimleri sakin “ya” ile mecrûr yapmaktadırlar. Cümle oluştururken harf-i cerleri kullanabilme Harf-i cerler konusu ile ilgili tüm bilgiler metin içinde gösterilmiştir. Harf-i cerlerin hangi harfler olduğu, her harf-i cerin cümle oluşumuna kattığı anlam, fiilleri isimlere bağlama görevleri, başına harf-i cer gelen isimlerin türleri ve irabları örneklerle işlenmiştir. Bu bilgileri elde ettikten sonra kendimiz cümle kurma çabasına girmeliyiz. Bunu yanında çokça Arapça metinler okumalı, bilgilerimizi içimizde kendiliğinden işleyen bir melekeye dönüştürmeliyiz.
Alıntı..
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |