İslam Mezhepler Tarihi 6. Ünite Özeti -Soru ve Cevap
1- İslam düşüncesinin teşekkülünde önemli bir yer işgal eden Şiiliğin en önemli kolu hangisidir?
C: İmamiyye
2- İmamiyye hangi ülkenin resmi mezhebidir?
C: İmamiyye, İran nüfusunun üçte ikisinden fazlasını oluşturmaktadır ve bu ülkenin resmi mezhebi durumundadır.
3- İran dışında İmamiyye’nin en güçlü olduğu ülke?
C: Irak. İmamiyye, İran, Irak, Azerbaycan ve Bahreyn’de çoğunluğu oluşturur.
4- İmamiyye mezhebinin tanımı?
C: Hz Peygamberin vefatından sonra Hz Ali ve sırasıyla oğlu ile torunlarını Allahın emri, Peygamberin tayini ve vasiyeti ile meşru imam kabul eden ve böylece on iki imama inanmayı dinin aslına dahil bir rükun olarak görenlerin mezhebidir. Bugün Şia denilince bu fırka anlaşılır.
5- İmamiyye’nin diğer adlandırmaları?
C: Bu mezhebe Hz peygamberin vefatından sonra halife-imam olarak oniki imamı kabul ettiklerinden dolayı İsnaaşeriyye, imamlara inanma imanın şartlarından saydıkları için İmamiyye, hem itikat hemde ibadet ve muamelatta İmam Cafer Sadık’ın görüşlerine dayandıklarından dolayı Caferiyye, oniki imamın gelişini beklemeleri sebebiyle Ashabul İntizar ve oniki imam için çokça kullanılan kaim (hayatta olan, var olan) ünvanına nisbetle Kaimiyye de denmiştir. Muhalifleri ise mezhebi Rafıza ya da Rafiziyye diye anmşlardır.
6- İmamiyyenin teşekkülündeki ilk evre?
C: Hz peygamberini ölümünden sonra Emevi- Haşimi çizgisinde gelişen olaylar ve Emevilerin iktidara gelişi, İmamiyyenin tarihindeki ilk evreyi oluşturmaktadır.
7- Şiiliğin farklı fırkalara bölünme süreci?
C: Hz Ali taraftarları, Hz Hüseyin’in ölümüne kadar kendi aralarında herhangi bir liderlik sorunu yaşamamıştı. Fakat ölümünden sonra siyasi istikamette oluşan Şii temayüller, farklı istikametlerde gelişmeye başladı. Bir kısmı Hz Ali’nin Hz Fatıma soyundan; bir kısmı Muhammed ibnül Hanefiyye gibi Ali’nin Fatıma’dan olmayan çocuklarından; başka bir kesimi de başta Abbasiler olmak üzere tamamıyla Ali soyundan olmayıp dedesi Abdulmuttalib’in soyundan gelenlere lider gözüyle bakıyorlardı.
Bunların yanı sıra iktidara karşı her türlü muhalif hareketten kaçınan daha ılımlı ikinci kol, Hasan-Hüseyin-Zeynelabidin liderlik silsilesini izleyen taraftarlardan oluşmaktaydı.(imamiyye)
Abbasilerin iktidara gelip Alioğullarını dışlamasıyla Hz Peygamberin Fatıma soyundan gelenler, diğer Haşimilerden ayrılarak Alioğulları cephesini oluşturdular. Hatta Zeydilerin haricindeki önemli bir kesim Hasan’ın soyunuda dışarıda bırakarak yalnızca Hüseyin’in soyundan gelenlerin liderliğini kabul etti. Bunların arasında Zeynelabidin’in oğlu Muhammed Bakır ve onun oğlu Cafer Sadık’ı imam tanıyanlar, diğer grupların inançlarına nispetle daha ılımlı sayıacak görüşleri benimsemişlerdir.
8- Şiiliğin siyasi-dini cephesi?
C: Şiiliğin siyasi cephesi dini cephesinden daha önce teşekkül etmiştir. Kerbela’da ortaya çıkan Tevvabün ve Muhtar hareketleri, Şiiliği doğuşunu hazırlayan olaylar olarak tarihteki yerlerini almıştır. Ancak bu hareketlerinde Şii ve İmami bir hareket olduğunu söylemekte pek mümkün görünmemektedir.
Hicri birinci asrın son çeyreğine gelindiğinde ise Ümeyyeoğulları-Haşimoğulları arasındaki iktidar yarışı siyasi olmaktan çıkarılarak dini bir veche kazanmaya başlamıştır. Buna göre Haşimilerin önderi olarak Hz Ali’nin, Osman’dan üstünlüğü bir kenara bırakılarak Ebubekir ve Ömer’den de üstün olduğu iddia edilmeye başlanmıştı. Şia’nın doğuş dönemi olarak adlandırılan bu devrede ortaya çıkan oluşumlara aşırı (gulat) hareketler veya “ilk Şii hareketler” adı verilmiştir.
9- Oniki imamın her birinin isimleriyle anıldığı ilk rivayet?
C: Ali b.İbrahim el-Kummi’nin Tefsir’indedir.
10- Oniki imamla ilgili rivayetler hangi eserde karar bulmuştur?
C: Küleyni’nin Usulul Kafi adlı eserinde.
11- On iki imam sırasıyla?
C: 1- Ali b.Ebi Talib
2- Hasan b.Ali
3- Hüseyin b.Ali
4- Ali b.Hüseyin Zeynelabidin
5- Muhammed el-Bakır b.Ali Zeynelabidin
6- Cafer es-Sadık b.Muhammed el-Bakır
7- Musa el-Kazım b.Cafer es-Sadık
8- Ali er-Rıza b.Musa el-Kazım
9- Muhammed Cevad et-Taki Ali er-Rıza
10- Ali el-Hadi en-Naki b.Muhammed et-Taki
11- Hasan el-Askeri b.Ali en-Naki
12- Muhammed el-Mehdi b.Hasan el-Askeri
12- Hz Ali hakkında kısa bilgi?
C: Hz Ali(miladi 600) ehli sünnete göre Hülefai Raşidin’in dördüncüsü, Şiilere göre ise ilk imamdır. Hz Peygamberin amcaoğlu, kızı Fatıma’nın eşi ve ilk inananlardandır. Hz Peygamberin vefatından sonra gerek Ebubekir gereskse Ömer’in hilafetleri müddetince onların mutlaka istişare ettikleri isim olmuş, tarihlere Ebubekir ve Ömerin müftüsü olarak geçmiştir.
Hz Ali bütün gazvelere katılmış sadece Tebük gazvesine katılamamıştır.
Emirül müminin, Aliyyül Mürteza, Ebul Hasan, Ebu Turab, Esedullahı Galib gibi adlarla anılan ve Şianın tamamı tarafından Hz Peygamberden sonra imam olması gereken kişi olarak kabul edilen Hz Ali, bütün Şii mezheplerin imamet silsilesinde ilk sıradadır.
13- Hz Ali’yi Rasullullahtan sonra insanların en üstünü olarak görüp, başta Hz Ali olmak üzere, kendisinden sonra çocuklarını da imamete en layık olarak gören Şia’nın, bu iddialarını desteklemek üzere naklettikleri en önemli olay?
C: Ğadir-i Hum vakası. Onlara göre, Peygamber, Veda Haccından Medine’ye dönerken Ğadiri Hum denilen mevkide, Hz Ali’yi kendisine halife ve ümmete imam olarak tayin ettiğini açıkça bildirmiştir.
14- Hasan b.Ali?
C: Hz Ali ve Fatıma’nın ilk çocuklarıdır. Hayatında yüzden fazla evlilik yaptığı söylenmektedir, bu yüzden ona mitlak (çok boşayan) denmektedir. Babasını vefatından sonra halifelik makamına gelen Hasan, bir kısım müzakerelerden sonra hilafeti Muaviye’ye devretti.
15- Hüseyin b.Ali?
C: Rasulullahın gözbebeği iki torunundan ikincisidir. Lakabı eş-Şehid’dir. Emeviler tarafından muharrem onuncu gününde yanındaki az sayıda aile efradıyla birlikte Kerbela’da hunharca şehid edilmiştir. Şia ve çoğu Müslüman nazarında Hz Hüseyin zulme karşı direnişin bir simgesi haline gelmiştir.
16- Ali b.Hüseyin Zeynelabidin?
C: Hz Hüseyin’in Kerbelada şehid edilen büyük oğlu Ali’den ayırmak için Ali Asgar diye de anılan Ali b.Hüseyin’in lakabı “ibadet edenlerin süsü” anlamında Zeynelabidin’dir. Hz Hüseyin’in soyu Zeynelabidin’den yürüdüğü için kendisine ayrı bir önem verilmiş ve Ebul Eimme (imamların atası) olarak lakaplanmıştır. Hayatını ilim, ibadet ve insanlara hizmetle geçirmiş, siyasete karışmamayı tercih etmiştir.
17- Muhammed el-Bakır b.Ali Zeynelabidin?
C: Babası gibi siyasetten tamamen uzak kalmış ve kendini ilme vakfetmiştir. Şii rivayetlerde Muhammed Bakır, mezhebin dini ve hukuki öğretilerinin başlatıcısı ve oğlu Cafer Sadık’la birlikte İmamiyye Şia’sının kurucusu olarak görülmektedir.
18- Cafer es-Sadık b.Muhammed el-Bakır?
C: Oniki imam arasında literatürde en çok bahsedilen kişidir. Suyuti, İmam Sadık’ın “Ebubkir ve Ömer’i hayırla anmayan kimseden uzağım” dediğini nakleder. Kendisini dinlemek ve bilgi almak için gelenler arasında Ebu Hanife, Malik b.Enes, Vasıl b.Ata ve meşhur kimyacı Cabir b.Hayyan gibi simalar zikredilebilir. Şiilerce, imamların en büyüğü ve özellikle Şia fıkhını ve itikadını tedvin eden bir imam olarak görülür. İmamiyye Şiası, kendisinden fıkhi bir mezhep olarak bahsederken Caferiyye ismini kullanır. Şiilere göre Halife Mansur tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.
19- Musa el-Kazım b.Cafer es-Sadık?
C: Yedinci imam Musa el-Kazım, babasının vefatından sonra aslında Abbasiler’e karşı barışçı bir politika izlemiştir. Daha çok ibadet ve takvaya yönelen Musa el-Kazım’ın takipçilerinin çoğalması, Halife Mehdi’yi kuşkulandırmış; bu sebeple onu Medineden Bağdata getirterek bir süre hapsetmiş, isyan etmeyeceğine dair yemin aldıktan sonra gönlünü alarak Medineye geri göndermiştir. Harun Reşid’in halifeliğinde de çeşitli suçlamalara maruz kalmış ve hayatının son dört yılını hapiste geçirmiş, hapisteyken vefat etmiştir.
NOT: İmamiyye’nin imamet nazariyesinin temel unsurlarından nass ile tayin, ilahi bilgiye sahip olma ilahi alemden bilgi alma, günahsızlık (masumiyet) ve imamların sayısının oniki olduğu fikri, Sadık’ın döneminde henüz belirgin değildi. Sadık’ın oğlu Musa Kazım döneminde ise imametin nass ile tayin olduğu, vasilik, imamın efdaliyeti ve masumiyeti, Ebubekir ve Ömer’den teberi (red ve uzaklaşma), imametin erkek çocuklardan yaşça en büyüğüne ait olması, imametin kardeşten kardeşe geçmemesi, beda ve takiyye gibi meseleler tartışıldı. Musa Kazım’ın ölümünden(799) sonra, onun imametini ileri sürenler, onun ölüp ölmediği konusunda üç ayrı gruba ayrıldılar. Bunlardan birincisi, onun öldüğünü kabul ederek imametin oğlu Ali Rıza’ya intikal ettiğine inanan Kat’iyye; ikincisi imameti Musa Kazımda sona erdirip onun ölümsüzlüğü ve kaim mehdi olduğunu iddia eden Vakife; üçüncüsü ise onun ölüp ölmediği konusunda bir karara varamayan gruptu.