Mehmet Paksu Yazıları
Halk arasında konuşulan bazı meseleler yarım ve yanlış anlaşılmıştır. Bunlardan birisi de "İki bayram arasında düğün yapılmaz, nikâh kıyılmaz" düşüncesidir.
Şartlar ve imkânlar hazır olduğu zaman senenin bütün gün ve saatlerinde düğün yapılabilir, evlenilebilir, nikâh kıyılabilir. Yani nikâh için belli bir zaman ve vakit yoktur. "Nikâh şu gün caiz olur, şu gün caiz olmaz" diye bir şart yoktur. Bu meselenin aslına gelince, hâdise şudur: Bilindiği üzere, Ramazan ve Kurban gibi yıllık iki bayramımızın yanında bir de haftalık bayramımız vardır. O da Cuma günü. Yani Ramazan veya Kurban Bayramı Cuma gününe rast gelir, düğün de bugünlerde yapılırsa; bu arada nikâh kıyma ile meşgul olunur da Cuma namazına yetişememe gibi bir tehlike baş gösterirse o saat içinde nikâh kıymak caiz olmaz.
Çünkü bu saat içinde nikâhla meşgul olmak farz-ı ayn olan bir ibâdetin terkine sebep olmaktadır. Hayır yapalım derken, şerre sebebiyet verilmektedir.
Fakat böyle bir sıkışıklığa meydan verilmeden Cuma namazından bir müddet önce veya namaz kılındıktan sonra nikâh kıyılırsa pekâlâ olur, bir mahzur da kalmaz.
Zaten böyle bir hal de pek vuku bulmamaktadır."İki bayram arasında nikâh olmaz" sözünün bâtıl da olsa târihî bir geçmişi vardır. Bilhassa bu inanç Islâmdan önceki Cahiliye Arapları arasında yaygındı. Onlar Ramazan'dan sonra başlayan Şevval ayında evlenmeyi uğursuz sayar, düğünlerini başka bir tarihte yaparlardı.
Her Cahiliye âdetinde olduğu gibi, bu âdeti de bizzat Peygamber Efendimiz yıkmış, geçersiz kılmıştır. Resul-i Ekrem Efendimiz Hz. Âişe validemizle Şevval ayında nişanlanmış, üç sene sonra da yine Şevval ayında evlenmiştir. Böylece iki bayram arası olan Şevval ayında düğün yapmak ve nikâh kıymak sünnet olmuştur.(1)
1) Müslim, Nikâh: 73.
Mehmet Paksu