Söz Söyleyen.../Ali Parlak
SÖZ SÖYLEYEN...
Yaptım, ettim, bildim, gördüm, duydum, söyledim...
Ben derim her zaman ben derim...
Halbuki bilsek ben demenin tehlikelerini,
Ağzımıza kilit vurur kapatırız ebedi...
Onunla biliriz bildiğimizi...
Her ne kadar bildik zannetsek te, bilen de O değil midir zaten?
''O söz söylerken bize söz düşmez'' demek bile cahillik değil mi?
Biz dediğimiz acep ne ola ki?
Zaten yok olan birinin, mümkün mü söylenen sözü dinlemesi?
Söyleyen de O, dinleyen de... Değil mi?
Nedir ötesi?
Varlığımız O'nun Kayyumiyet sırrında gizli.
Garip cahildir. Garip bilmez. Garip gariptir. Gariplik ne ola ki?
Şu Garip ne bilsin ustanın elindeki cevheri.
Aşk ve muhabbet, ancak O'nun nazarında gizli.
''Kusura bakma ağrıttım başını'' dedi bir dost...
Olur mu cancağızım,
Sözü söyleyeni bildik biz... Bundan sonra ağrıyan baş ezilmeli...
Sürçü lisan ettikse affola dedi...
Yapma dost...
Eğer sürçü lisan gördüysek, gören göz, dinleyen kulak kesilmeli...
Rabbim nimetini bol bol yağdırıyor...
Ama bizden nimetinin tamamını istememiz istenmiş...
Nimetin tamamı cennet değil mi?
Rabbim nimetinin tamamını ihsan buyursun inşallah...
Huuuu
Ali Parlak
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]