22 Ekim 2008, 02:33
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 2834 Üyelik T.:
29 Temmuz 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
350 Konular:
67 Beğenildi:7 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | sana mektup yazmak ha...... sana mektup yazmak ha...... Sana mektup yazmak ha!..Sana seslenebilmek, Sana hasret çekemeden, Sana layıkıyla ümmet olamadan Günahlarımla seni üzerek,Yaratılan her zerrenin senin aşkınla yandığını idrak edemeden,utanmadan sıkılmadan sana mektup yazmak ha!...
Affet YA RASULLALLAH(sav). Affet sultanım. Cüretimi bağışla.
Bir gün seni özlemiş,sana olan hasretiyle yanmış tutuşmuş bir güzel kul tanıdım,yemek ikram etmişlerdi ona.Rabbim'in nimetlerine hamdederek başladı.Yüzündeki o parlaklık ne güzeldi.
Ama gözlerinin altındaki kızarıklık,alnındaki kıvrımlar, sakalındaki bembeyaz kıllar,şakaklarına yağan karlar bir şeyler haykırıyordu YA RASULLALLAH. Ümmetinden bir kul,Rahmanın güzel bir kulu.Gülüyordu çehresi, Nur saçıyordu. Yemek yiyorduk hep beraber,çok lezzetliydi.Dudaklarında daima bir kıpırdanma vardı, yemek yerken zorlanıyor zor yutkunuyordu,dertli kul.Yüzüne her bakışımda gözlerinin daima artan ışıltısı dikkatimi çekti.Ve birden ak düşmüş sakallarına doğru iki damla gözyaşnı yolculuğa çıkardı.Ağlıyordu ihtiyar amca, gözyaşlarını saklama ihtiyacı hissediyordu.Ama gözleri coşmuştu bir kere, yemeği bırakıp yanına oturdum. Amca dedim:
-Rahatsız mısınız? Birşeyiniz mi var?
-Hayır evladım iyiyim sağol!dedi.
-Peki amca, niye ağlıyorsun?dedim.
-Peygamberimiz (sav)aklıma geldi birden. Onu düşündüm ve ağlayıverdim kusura bakma. Gözünün yaşını sildi,Elhamdülillah dedikten sonra çekildi sofradan. Kenarda bucakta bir yere oturdu, elinin tersiyle gözlerini siliyor ve cebindeki mendilini arıyordu. Ben de kalktım sofradan yeni demlenmiş çaydan getirdim ihtiyar amcama.Çayı karıştırırken elleri titriyor ve dudakları büzülüyordu.Mendiliyle tekrar sildi gözlerini.Çayını içti ve Rabbim'in selamı ile müsaade isteyerek ayrıldı yanımızdan.
Düşünce idrakini yitirmiş bir hal içinde düşünüyordum. Adamcağız yemek yerken seni anıyor ve ağlıyordu YA RASULLALLAH(sav). Sana yakın olmanın verdiği coşkuydu gözyaşları. Senin ümmetinden bir kul.Nasıl oluyorda seni görmeden, kokunu almadan,mübarek ellerini öpmeden sanki yanıbaşındaymışın gibi seninle yaşıyor. Ben de anlamalıydım,çözmeliydim bu sırrı....
Seni YA RASULLALLAH(sav) evet seni tanımam,bilmem gerekiyordu. Ashab!ı Kiram efendilerimizin hayatından başladım işe. Onların hayatlarını okuyarak sana ulaşmalıydım YA RASULLALLAH (sav), okudum. Ebu Bekir Sıddık ,Ali bin Ebu Talip,Hz. Ömer Hz. Osman,Hz. Talha,Hz. Bilal,Sad bin Ebi Vakkas,Hz. Hamza,Abdullah bin Revaha,Ebu Hureyre,Muaz bin Cebel...
Hepsini okudum YA RASULLALLAH(sav).
Şimdi seni okuyorum. Halık'ı zül celal Rabbim'in sevgilisi,biricik kulu.Senin nurunun hürmetine varolan ben seni arıyorum Ya RASULLALLAH(sav). Ömrümün sonuna kadar her nerede ve ne zaman olursa olsun seni hakkıyla tanıyamayacağımı biliyorum.Ben senin deven Kusva'ya aşık oldum efendim.Dayandığın hurma kütüğünün yerinde olabilmek için bin canım olsun feda ederdim.Yeter ki inleyeyim,sen beni okşarsın susarım. Yanımdan ayrılırsan tekrar inlerim YA RASULLALLAH(sav). alıntıdır |
| |