[Mihrinaz]

Hazır mıyız Ramazan'ın Ruhaniyetini Yaşamaya???

Hazır mısın Ramazan’ın ruhâniyetini yaşamaya?

Meşguliyetlerini bitirdin ve evinin ihtiyaçlarını tamamladın mı? Koydun mu bütün işlerini yoluna?
Kalbindekileri gözden geçirdin ve aşırı arzularını terbiye ettin mi?
Rabbinle alâkan nasıl?
Ya diğer insanlarla alâkaların?
Azmin doruklarda ve kalbin hasretle bekleyişte mi?!
Kirpiklerin şevk ile kırpılmaya ve hasret damlaları gözlerinde parlamaya başladı mı?
Eğer cevabın “hayır” ise; hemen harekete geç!
Zira çok vakit kalmadı faziletli ayın hilâlinin doğmasına… Allah eriştirsin bizi ona…
Bu aziz misafir sana gelmeden önce çaba göster ve hazırlıklarını yapmış olarak onu karşıla.
Allah-u Teâlâ’nın şu kavlini düşün: “Şayet (gerçekten sefere) çıkmak isteselerdi, elbette, bunun için bir hazırlık yaparlardı. Lakin Allah onların kalkış tarzlarını beğenmedi ve bu yüzden onları (seferden) alıkoydu.” (Tevbe: 46)
Sana açık bir soru: Hazırlıkların tamam mı?
Yoksa iradesizlik ve tembellik azmini mi köreltiyor?
Korkmuyor musun ayette geçen şu kimseler gibi olmaktan: “Lakin Allah onların kalkış tarzlarını beğenmedi ve bu yüzden onları (seferden) alıkoydu.” (Tevbe: 46)
Bugünden itibaren, Ramazan sana gelmeden önce, kalbini bütün meşguliyetlerden arındırmak için harekete geç.
Ki böylece Allah seni o aya eriştirdiğinde; tatlılığını hissedersin, geceleriyle ünsiyet kurarsın, Rabbinin Kitâbını okumanın o ayda tadına varır, oruç, namaz ve teheccüdden zevk alabilirsin… İstekle ve sevgiyle.
Geceleri arındır kalbini…
Müsamaha göster, affet ve bağışla hataları.
Ebeveyninin başını öp ve senden razı olduklarından emin ol.
Çocuklarını topla etrafına ve Ramazan ayında onlara sâlihlerin hayatlarını anlat. Onlara bütün bir senenin Ramazan gibi olması gerektiğini söyle. Çocuklarına, selefin Allah’a nasıl dua ettiklerinden bahset. Onlar ki 6 ay boyunca Allah’ın kendilerini Ramazan’a eriştirmesi için dua eder, sonraki 6 ay ise Ramazan’da yaptıkları ibadetlerin kabulü için dua ederlerdi. Sanki onların yıl boyunca tek kaygıları Ramazan’ın firâkından ötürü duydukları hasretti. Sonrasında ise ona yeniden kavuşmak için duydukları şevk!
İşte o Ramazan şimdi kapımızda.
Haydi, göster bize şimdi onda neler yapacağını!
Nefsini dağınıklığından ötürü kınayarak ona de ki: “Nereden biliyorsun!! Belki de bu idrâk ettiğin son Ramazan olabilir!”
Kır seni oyalayan kaset/cdleri.
Kapat vaktini çalan cihazları.
Ve uzaklaş arkadaşlarından biraz. Allah ile beraber ol!!
Sen –inşaAllah- keyif verici, imânî bir yolculuğa çıkacaksın.
Bu gemiye ise, sadece sen ve sâlih kimseler binecek. Lakin onlar ortada görünmezler, muttakîdirler, hallerini Allah’tan başka kimse bilmez!
Onlar sâlih amellerini mahlûkattan gizlerler. Allah da onlara vereceği büyük ecirleri gizlemiştir:
“Hiçbir nefs, kendisi için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.” (Secde: 17)
Sen de onlar gibi ol. Saklı, tertemiz ve takvâlı.
Sağ elin, sol elinin ne infâk ettiğini bilmesin.
Gözlerin Allah’tan haşyet duyarak yaş döksün.
İnsanların yanında gözyaşına mâni ol.
Gizlice ayrıl yanlarından ve çekil odana. Herkesten uzak olarak mihrâbında uzlete gir.
Biliyorum, bu nefislerimize kolay gelen bir şey değil. Dünya bizi eğlence ve ziynete gark etmiştir. Lâkin nefsiyle mücadele edenin ecrini bilmiyor değiliz. Bu kimse, Ramazan’ı karşılamak niyetiyle kalbini arındırmak için karşılaştığı her türlü yorgunluk ve meşakkatin ecrini alacaktır.
Her ne zaman şevkin azalsa, azmin zayıflasa, Allah’ın sana olan vaadini hatırla: “Davamız uğrunda üstün gayret gösterenleri, Bize varan yollara mutlaka yöneltiriz.” (Ankebut: 69)
Allah’ın seni yollarına yöneltmesi için nefsinle mücadele et.
Seleften bir kimse gece namazı için 20 yıl nefsiyle mücadele etmiş, sonraki 20 yıl da onun lezzetini hissetmişti!
Kur’an’ı mütalaa eden bir gruba katıl, böylece onlarla beraberken meclisinizi meleklerin kuşatması şerefine nâil olursun. Onlarla ilim öğren ve ezberini tekrar etmek için onlarla sözleş.
Habîb sallallâhu aleyhi ve sellemin haber verdiğine göre, kurt sadece sürüden ayrılan koyunu yer. Her ne zaman Müslüman cemaate daha yakın olsan, -Allah’ın izniyle- hatalardan o kadar uzak olursun!
Bilmez misin ki, Rasûl-i Ekrem, Kur’an’ı tekrar etmek ve arz etmek için Ramazan’da Cebrâil ile bir araya gelirdi?
Şimdi Allah’a itaat uğrunda onun sana, senin de ona yardımcı olacağın bir arkadaş edinmez misin?
Ahh, ruhlarımız sana ne kadar da iştiyâk duyuyor ey Ramazan!
Ne kadar özledik gecelerin serin meltemleri eşliğinde mihraplarındaki tertilleri ve bizi Allah’a daha da yaklaştırsın diye gündüzlerinin en sıcak ânındaki susuzluğu.
Rab ile kul arasındaki alâkalarda mevcut olan takva… Sanki ruhlarımız dolaşıyor ve bir nimetten diğerine, bir ibadetten diğerine uçuyor.
Bugün çiz planlarını.
Niyet et sâlih amellere.
Allah’tan da kabulünü iste.
Bu gece kalk seher vakti ve divan dur Rabbinin huzurunda.
Münacat ve nidâ et O’na… De ki: “Ey Rabbim, ben Sana yöneldim, Sen vaat etmiştin –ki Senin vaadin haktır- eğer ben Sana bir karış yaklaşırsam, Sen bana bir arşın yaklaşacaktın. Ben Sana bir arşın yaklaşırsam, Sen bana bir kulaç yaklaşacaktın. Ben Sana yürüyerek gelirsem, Sen bana koşarak gelecektin.
Ey Allah’ım ben Sana koşarak gelmeyi arzuluyorum. Nefsime karşı bana yardım et, şeytanımı def et, kalbimi dünyanın ziynetinden uzaklaştır!”
Rabbinin huzurunda divan dur.
O’nun için eğil…
Dünya eğlencelerinin ağlamaktan alıkoyduğu gözyaşlarını, Allah’a duyduğun haşyetle gönder yanaklarına…
Ve nidâ et: “Ey Rabbim faziletli ayın yaklaştı ve ben Sana rağbet ediyorum. Hâlen Şaban ayındayım lâkin ben, “Seni hoşnut etmek için ey Rabbim, Sana varmakta acele ettim.”

Emel eş-Şaqir