‘Yorgunum, enerjim yok…’
Her ne kadar yorgunluğumuzun sebebini ev işleri, çocukların hareketliliği, her işin bize baktığı olarak tanımlasak da, bence sebep bunlar değil. Çünkü sağlık sorunu olmayan bir insan için, hele ki bizim yaşlarımızdaysa, bedensel yorgunluğun geçmesi iyi bir uykuya bakar. Yarım saat uyursunuz, yorgunluğunuz geçer gider. Bu denli geçmeyen, çocuğumuzla beraberliğimizi bile etkileyen bir yorgunluktan bahsediyorsak, bence ‘bedenimize’ değil, ‘yüreğimize’ bakmamız gerek. Yorgun olan, kırgın olan, hayal kırıklığı yaşayan, ümidini kaybeden o… Kalbimiz… O yüzden enerji bulamıyor, bu sebeple harekete geçemiyoruz.
Bence kalbi dinlendirmenin en kolay, en naif, en tesirli yolu; çocukların masumluğuna sığınmak... Eğer anneyseniz işiniz kolay. Hafta sonu da geldi, çocuklar evdedir de şimdi. Bırakalım işi gücü, çocuklarımızın çocukluğuna akarak kalbimizi şarj edelim biraz. Oyun oynayalım, sohbet edelim, onların tatlı haylazlıklarına eşlik edelim…
Anne değilsek de sorun değil. Çünkü o zaman halayızdır, yengeyizdir, teyzeyizdir, komşuyuzdur… Sığınılacak bir çocuk dünyası muhakkak buluruz. Ve sanılanın aksine çocuklar insanı yormaz, bilakis onlarla dinlenip enerji buluruz.
O zaman reçetenize yazıyorum; enerji dopingi için her gün tam doz çocuk dünyası alın… Şurup gibi, hap gibi, şifa niyetine…
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |