Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 Arkadaşları:15 Cinsiyet:Anne Memleket:MEDİNEWEB Yaş:44 Mesaj:
12.707 Konular:
1315 Beğenildi:12524 Beğendi:9253 Takdirleri:28524 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Halep Kuşatmasını Kıramadık,Çünkü Birleşemedik.... Halep Kuşatmasını Kıramadık,Çünkü Birleşemedik.... “Bugün Halep ve Şam’da olanlardan kim sorumlu?” başlığı altındaki tweet’ler. Kapsamlı bir soru, ama ben uzaklaşıp Arap yöneticilere veya benzeri kişilere hitap etmeyeceğim, çünkü ölüleri tekmelemek dedikleri gibi yasaktır. Ayrıca sorumlu olan ilk kişi aramızda iken neden uzağa gidelim? Evet, bizim aramızda! Halep’te olanlardan sorumlu olan liderler ve biziz. “Nasıl yani”, diye sorabilirler? Liderlere gelince derim ki, kimisi sandalyelerinde oturuyor ve ne yazık ki pozisyonlarına bağlılar. Allah’ın merhamet ettiği kimseler hariç. Bize gelince ise, onların bölünmesine olan sessizliğimiz ve dayattıkları gerçeği kabul etmemizden dolayı.
Bir Mücahid yanıma geldi ve şöyle dedi: “Ey Şeyh; biz kuşatmayı kıramadık çünkü aramızda sigara içenler vardı.” Bende ona dedim ki: “Sana anlattığından bin kat daha kötü olan bir günahtan bahsedeyim mi?” “Elbette evet”, dedi. Bende ona, ayrılmaya devam ettiğimizde bunun sonucunun başarısızlık olacağı konusunda, Allah’ın bizi tehdit ettiğini, ahirette ise altı senedir (Şam’da) O’nun birleşme emrinin reddedildiği için bir azap vardır ve Allah bize bir mühlet veriyor ama biz bundan habersiz kalıyoruz, dedim. Bugün saha’da olan büyük günahlardan biri: bölünmedir. “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.” (Âli İmran; 105)
Liderler de askerlerine ayrılmayı meşru gösterdi, böylece askerler sessiz kalıp kardeşlerini suçladılar. Fukahanın sessizliği ise hayali çıkarlarından kaynaklanıyordu ta ki gerçek yıkıcı zararlarla yüzleşene kadar. Birleşmede başarısız olanlar hakkında sormayın bana, çünkü ben bunu defalarca belirttim. Liderliklerine bağlı olan taraflardan dolayı başarısız oldu. Onlar, ne ilkeler ne de esaslar olan hayali faydalardan dolayı istifa etmeye istekli değillerdi. Allah bize zaferi vaad etti ancak birleşmeyi bize bir şart olarak koydu. Biz ise hala bölünme’de ve ihtilafta ısrar ediyoruz.
Burada dikkate alınması gereken bir pozisyondan bahsedeceğim. Kuşatmayı ilk kez kırmadan önce askeri liderlerle birleşme hakkında konuştum. Aynı şekilde Şehid Ebu Ömer es-Serakibî gelip dedi ki: “Gelin, birleşeceğimize dair şimdi Allah’a söz verelim.” Netice olarak bunun için gayret edeceğimiz kabul edildi ve Allah sadece dört gün içinde zaferini nasip etmişti. Ancak birleşme ertelendiğinde, Halep kuşatıldı. Daha doğrusu, biz liderlerle bir toplantıda anlaşmazlık içindeyken Allah bizi topçu okulunun düşmesiyle eğitmek istedi, bende onlara: “Bu ders sizin için yeterli değil mi?”, dedim.
Biz kuşatmayı kırmak için ikinci bir savaş başlattık ama Allah bize başarı nasip etmedi. Nedeni kısaca şu: Liderlerin ayrılması ve onunla ilgili sessizliğimiz ve geri kalan fukaha ve takipçilerin sessizliği. Ey liderler, ne zamana kadar? Allah şahit ki sokaklarda mazlum ve zayıf insanların, bölünme yüzünden, size karşı dua ettiklerini duydum. Ey liderler, ne zamana kadar bölünmüş kalacaksınız? Halep düşüp Şam kuşatılıp boşaltılıncaya kadar mı? Ondan sonra birleşmenizi istemiyoruz, çünkü çok geç olacak. Ama Allah’ın karşısında vereceğiniz cevabı hazırlayın.
Ben kardeşlerime, kafamdaki taçlar olan sahadaki ilim talebelerine diyorum ki: “Allah katında sen benden iyisin, ama biz ne zamana kadar bu günah hakkında sessiz kalacağız? Rolümüz nerede, aramızda onur var mı? Kim bizim fukaha olarak rolümüzün sadece askerleri ganimetlerden haksız yere almayı ve utanmaz davranışlarda bulunmayı yasaklamakla sınırlı olduğunu dedi ki? Saha boynumuzun üzerinde taşıdığımız emanet. Nerede o sahanın krallarının önüne duracak ve onlara şunları söyleyecek olanlar: “Muhammed ümmeti üzerine Allah’tan kork!” Bunun bir fitne olduğunu söylemek yerine onlara istifa etmelerini emredin. Vallahi gerçek fitne, şehidlerin kanının boşa gitmesine, sahanın düşmesine ve geriye kalanların cezaevine sürülmesine izin vermek. Biz mücahidler kanımızın boşa dökülmesi için gelmedik. Ey liderler, sizi Allah’ın önünde sorumlu tutacağız. Birleşmeyip birleştirmedikten ve Allah’ın emrine uymadıktan sonra cephe açmaya gerek yoktur. Ya birleşeceğiz ya da mücahid gençlerin kanlarını dökmeye gerek kalmayacak. Müslüman gençleri hayali savaş ve zaferlerle uyuşturmaya gerek yok. Bu husus kesindir: ya birleşme ve zafer ya da parçalanma ve hezimet. Karar veren ve bunu belirleyen ben değil, izzet sahibi Allah’dır. “Ayrıca Allah’a ve Resulü’ne itaat edin. Ve birbirinizle didişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider. Sabırlı olun, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal; 46)
Özür diliyorum ey Halep’teki halkımız, liderlerin parçalanması bizi ve sizi hayal kırıklığına uğrattı. Ve Allah’tan yardım istiyoruz. Size gelince ey Halep’in aslanları, zulüm gördüğünüz zaman sadece Allah’a güvenin ve Allah mazlumlara yardım edeceğine dair verdiği sözü asla bozmayacak, biraz vakit alsa bile. Onun için kararlı, sabırlı, dayanıklı olarak yerinizde kalın. Sizler bu ülkenin insanısınız, öyleyse onu Rafizilere bırakmayın. Allah’a iyiliğinizi gösterin ve hatırlayın ki: “Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmişlerdir. Allah, sabırlılarla beraberdir.” (Bakara 249)
Moralinizi kaybetmemeye dikkat edin. Daraya’daki kardeşleriniz beş yıl dayanmışlardı ve onlar sayı ve ekipman açısında sizden daha azlardı. Allah’ın izniyle siz onların burunlarını kırın içinde sürteceksiniz. O halde Allah’tan yardım dileyiniz. Herşeye kadir olan yüce Allah’tan yardım isteyin. Allah’ın zaferi gelene kadar sınır muhafızlarınızı güçlendirin ve hücum eden askerleri hazırlayın, Allah’ın zaferi yakındır. Ey Allah’ım mazlum kullarına zaferi acil nasip et.”
Tercüman: Havle
Şeyh Abdullah el-Muhaysini
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |