Dirâyet Tefsîrinin Esasları
Rivâyet tefsîri verileri yanında dil, edebiyat, mantık ve diğer ilimler doğrultusunda oluşan görüş ve çıkarımlara göre tefsîr yapan bir dirâyet müfessirinin hataya düşmemesi, yanlış görüş ve yorum bildirmemesi şu kurallara dikkat etmesine bağlıdır:
1.
Müteşabih alana ait hususiyetlerin farkında olmak.
2. Yorumlarında
delil ve karineye dayanmak, kişisel ve subjektif yorum yapmaktan kaçınmak.
3.
Mezhep taassubundan uzak durmak.
4. Delilsiz olarak Allah’ın muradı konusunda
kesin yargıya varmamak.
Dirâyet müfessirinin Kur’ân’da üç çeşit ilim olduğunu ve bunların da kesin olarak bilinemeyeceğini hatırdan uzak tutmaması gerekir. Bunlar şu üç alandır:
1.
Allah’ın zatı, sıfatları ve gaybi konular alanıdır ki bu hususlarda hiç kimsenin söz söylemesi caiz değildir.
2.
Allah’ın peygamberine bildirdiği alan. Bu alanda söz söylemek ise ancak Peygamber’e ve onun haber ve izin verdiği kimseler için söz konusu olabilir.
3.
Allah’ın peygamberini tebliğ etmeğe memur ettiği alan. Bu da iki kısımdır:
- Ancak işitmek yoluyla söz söylemenin caiz olduğu nâsih-mensuh, nüzul sebepleri, haşr, mebde ve mead gibi ilimlerin yer aldığı alan.
- Diğeri de nazar ve istidlal yoluyla bilinebilecek olan hükümler, meseller ve öğüt kabilinden anlatımlara ait alandır.