Çocukları namaza alıştırmak için neler yapılır. Çocukları namaza alıştırmak için neler yapılır.
1- Çocuklar yedi yaşına geldiğinde onlara tahareti abdesti ve namazı öğretmeliyiz. Namaz için gerekli altyapı çalışmaları tamamlanmalı ve bu zaman kaçırılmamalıdır. Sevgili Peygamber’imizin (s.av ) üzerinde durduğu yedi yaş döneminde işe başlamalıyız. Bundan önce çocuk görerek taklit ederek namaz tecrübesine şahit olacaktır. Fakat yedi yaşından itibaren uygulamaya başlayacaktır.
2- Yedi-on yaş arasında çocuklarımıza namazı sevdirmek esas gayemiz olmalıdır. Bu dönemde kılmadığı zamanlarda onları ceza ile tehdit etmemeli dayak vb. şeylerle asla korkutmamalıyız.
3- Namaza başlarken hepsini birden kılmak yerine yedi yaşından itibaren her yıl bir vakit namazla alıştırabiliriz. Mesela yedi yaşında sadece akşam namazını kılar. Bir yıl boyunca aksatmadan kılmasına yardımcı oluruz. Zaman zaman da takdir ederek ödüllendirerek desteklemeliyiz. İkinci yıl seçeceği ikinci vakti ilave ederiz. Böylece on bir yaşında beş vakti hayatına tedricen yerleştirmiş olacaktır.
4- Namaz eğitimi yaparken kullandığımız cümlelere ve söyleyiş tarzımıza dikkat etmeliyiz. Mesela “Oğlum namazını kıl” yerine “Yavrucuğum namazımızı kılalım mı?” çok daha etkili olacaktır. Kullandığımız kelimeler ve ses tonumuz çocukları çileden çıkaracağı gibi onları namaza karşı daha duyarlı da yapabilir.
5- Namazımızı hayatımızın merkezine yerleştirmeliyiz ve programlarımızı namaza göre ayarlamalıyız. Hatta namazların bazısını evde cemaatle kılmalıyız. Böylece çocuklar namazı yaşayarak öğrenirler. Misafirliğe gittiğimizde veya misafir geldiğinde namazı öncelersek önce namazımızı kılıp sonra muhabbete devam edersek çocukların dünyasında namaz böylece yerleşecektir. Yaşamadığınızı yaşatamazsınız.
6- Ezana karşı duyarlılığımız namaza olan hassasiyetimizi gösterir. Ezan okunurken ona icabet etmemiz ve gerekli hürmeti göstermemiz çocukların da bizi modellemesiyle aynı güzelliğin onlarda oluşmasını sağlayacaktır.
7- Çocukların sevdiği bir şeyle meşgul olurken hemen onu bırakıp namaza gelmesini istememiz namaza karşı soğukluk uyandırabilir. Böyle zamanlarda oyununu bitirmesine fırsat vermeliyiz. Namazla sevdiği bir işi karşı karşıya getirmek namazdan nefret ettirebilir. Çoğumuz buna dikkat edemiyoruz. Çocuğun şahsiyetinin oyunla geliştiğini unutmamalıyız.
8- Namaz telkini sırasında kılmayanlara verilecek cezalardan değil kılanların elde edeceklerini anlatarak işe başlamalıyız. Müjdelemek nefret ettirmemek bize yapılan tavsiyedir.
9- Namaza alıştırma döneminde bir dedektif gibi eksikleri araştırmamalı zaman zaman kaçırdıklarını görmemezlikten gelmeliyiz. Hatasını yüzüne vurarak onu yüzsüzleştirmek yerine yapamadıkları için pişmanlığıyla baş başa bırakmak daha iyi sonuç verecektir.
10- Helal gıda ile besleyin. Haram ile beslemekten ateşten sakınır gibi sakının.
11- Sözü yumuşak söyleyelim. Müsamahalı olalım sıkmayalım nefret ettirmeyelim.
12- Bizzat yaşayarak örnek olalım. Yaşayan yaşıtlarıyla bir araya getirelim. Yaşayan güzel örneklerle tanıştıralım.
13- Çocuklarımıza dua edelim. Duamızın en büyük sermayemiz olduğunu unutmayalım. Sakın kılmadıklarında veya canımız yandığında onlara beddua etmeyelim.
14- Rabb’imizi Peygamber’imizi ve kendimizi sevdirmeye çalışalım. Bunu başarırsak işimiz daha kolay olacaktır.
Sözün özü namazı kıldırmak yerine sevdirmek gayemiz olsun. Çocuklarımızın namazlarını düzenli olarak kılabilmeleri için uzun bir zamana ihtiyacımız olduğunu unutmamalı sabırla ve dua ile sonuç alıncaya kadar çalışmalı ve Rabb’imizden işimizi kolay kılması için yardım istemeliyiz. Başardığımızda dünya ve içindekilerden daha büyük bir nimete nail olduğumuz için Rabb’imize hamdetmeliyiz. Yazımızı Rabb’imizin bize bildirdiği İbrahim’in (as) duasıyla noktayalım:
“Ey Rabb’im! Beni ve neslimden (gelenleri) de namazı gereği gibi kılanlardan eyle. Ey Rabb’imiz! Duamı kabul buyur” (İbrahim Sûresi 40).
__________________
Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |