Ya Rabbi, bu adamdan hakkımı al!
Peygamber efendimiz, bir gün gülümsedi.
Bunu gören Hazret-i Ömer sebebini sual etti.
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Ümmetimden iki kişi, Allahü teâlânın huzuruna çıktı. Birisi dedi ki: -Ya Rabbi, bu adamdan hakkımı al!
Allahü teâlâ buyurur:
- Bu adamın hakkını ver! -Ya Rabbi, bir iyiliğim kalmadı ki nasıl vereyim?
Allahü teâlâ hak sahibine buyurur:
- Bu adamın iyiliği kalmadı. Ne yapacaksın? - Günahlarımı alsın!
Bu arada Peygamber efendimiz ağlayarak
(O gün öyle dehşetli bir gündür ki, o gün başkalarının günahlarını yüklenmek şöyle dursun insan kendi günahının yükünü çekemez.)
Allahü teâlâ, hak sahibine buyurur:
- Başını kaldırıp Cennetin şu muhteşem köşklerine bak!
Hak sahibi baktıktan sonra der ki:
- Evet görüyorum. Bu muhteşem köşkler, hangi şehid, hangi sıddık veya hangi peygamberindir? - İşte o gördüğün göz kamaştırıcı köşkler, bedellerini ödeyenler içindir. -Ya Rabbi bunların bedellerini kim ödeyebilir? - Sen ödeyebilirsin. - Nasıl ödeyebilirim, neyim var ki? - Hakkını bu kardeşine bağışlamakla bu köşke sahip olursun. - Bağışladım ya Rabbi.
Allahü teâlâ buyurur ki:
- Haydi kardeşinin elinden tutup Cennete girin!
Peygamber efendimiz devamla buyurdu ki:
(Allah’tan korkun ve aralarınızı düzeltmeye çalışın! Zira Allahü teâlâ, kıyamet gününde sizin aralarınızı düzeltir.)
[Harâiti]