İşte dünyanın en zor mesleği
Organ bekleyen hastaların hallerini bilmesek bu işi asla yapmazdık diyorlar. Onların işi, yakınlarını kaybetmiş insanları organ bağışına ikna etmek. En acılı zamanlarında, insanlardan böyle bir fedakarlık yapmalarını istemek ne kadar zorsa, bir o kadar da ertelenemez çünkü organ naklinin başarılması dakikalara bağlı.
Beyin ölümüyle kalbin durması arasındaki zamanda organların alınıp umutla bekleyen hastaların yattığı şehirlere, merkezlere nakledilmesi gerekiyor. Türkiye’de 132 Sağlık Bakanlığı sertifikalı koordinatör var, bunların 50 kadarı aktif. Bu yıl, şu ana kadar 201 beyin ölümünden organ bağışı yapıldı. En fazla aileyi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü İmren Özbek ikna etti. Özbek 20 donöre vesile oldu. Onu, 10 donör bağışıyla Nükhet Çelik ve 6 donörle Yeliz Gül izledi. Üniformamı mutlaka giyiyorum çünkü bizi organ mafyası sanıyorlar
Bir buçuk yıllık koordinatör İmren Özbek (32), İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli. Toplam 40 aile görüşmesine girdi, görüştüğü ailelerden bu yıl beyin ölümü gelişmiş 20 hastanın yakını organ bağışında bulundu: "Her görüşmede çok heyecanlanıyorum. Özellikle de ölen hasta gençse. Beyin ölümünü anlatmakta zorlanıyorum en çok. İlk kez duyanlar, kalbi atıyorsa, nasıl ölmüş, diye soruyorlar. Sivil giysiyle görüşmeye girmiyorum. Bir görüşmemde ölenin eşi, organ bağışını kabul etti, tam imza atacakken ölenin abisi hışımla odaya girdi. Kağıdı elimden çekti ve yırttı. ’Bunu imzalatamazsınız, siz mafyasınız’ diye bağırıyordu. Güvenliği çağırmak zorunda kaldım. Bazılarında da ’benim hastam öldü, bana ne diğer insanlardan’ mantığı hakim. Ölenin organları alınırken eziyet çeker diye düşünebiliyorlar. Birçoğu önce din adamlarına danışıyor. 4-5 vakada danışıldı, karşıdan olumsuz yanıt verilince bağışı onaylamadılar. Ailelerin birinden din adamının telefonunu istedim. Aradım, ’4-5 hastanın hayatı kurtulabilirdi. Bu gece rahat uyayacak mısınız?’ diye sordum."