ALİ KÜÇÜK Hoca Vefat Etti
"Alimin ölümü, âlemin ölümü gibidir."
Ali KÜÇÜK Hoca, Hakka yürüdü.
إنا لله وإنا إليه راجعون
Kur'an'ı anlama anlatma ve yaşama yolunda geçmiş bir ömür daha sona erdi... Rahmetle...
Değerli Hocamız
Ali KÜÇÜK :
Pazartesi Günü KONYA Mevlana Meydanı Sultan selim camii'den ikindi namazı'na Müteakip üçler mezarlığına Defnedilecektir
#Tekbirlerleuğurlayacaz
Çumra'nın Apa köyünde doğdu. İlk tahsilini köyde tamamladıktan sonra, Konya İmam-Hatip okuluna kaydoldu. 1972 yılında İmam-Hatip okulundan mezun oldu. Üç yıl Çumra Merkez Kur'an Kursu'nda Kur'an Kursu öğreticiliği yaptı. Daha sonra Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü'nden mezun olduktan sonra, aynı üniversitenin İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. 6 yıl kadar Avrupa'da Din görevlisi olarak çalıştı. Daha sonra Konya'da pek çok vakıf, dernek ve sosyal gönüllü kuruluşlar bünyesinde çalışmalarına devam etti. Ribat, İlk Adım dergileri ve Vahdet gazetesinde yazıları yayınlandı. İyi derecede Almanca, Fransızca, Arapça bilen Ali KÜÇÜK hocaefendi evli ve 6 çocuk babasıdır.
Türkiye'nin hemen hemen bütün vahye duyarlı radyolarında, tefsir ve hadis dersleri yayınlanmaktadır. Bu arada sürekli Kur'an ve sünnet öğrenip insanlara ulaştırma çabası içinde olmuştur. İnsanlığın kurtuluşunun vahiyde olduğuna kesin inancı, Konya'da ve Türkiye'nin birçok şehrinde yaptığı dersler neticesinde toplumun vahiyden çok uzak olduğunu görmesi, kendilerine vahiy ulaştırdığı insanlardan aldığı, "Kur'an'ı ve Kur'an üzerine yazılmış eserleri anlayamıyoruz" şeklindeki ifadeleri, Ali KÜÇÜK Hocaefendiyi Kur'an tefsiri yazmaya şevk etmiştir. Allah'ın inayetiyle her kesimin, ilkokul seviyesinde öğrenim görmüş Müslümanların dahi zorlanmadan anlayabileceği bir tefsir yazmayı gerçekleştirmiştir.
Neden 'Besairu'l-Kur'an?
En'am suresinde, "Hakikaten Rabbinizden size birçok basiretler (deliller, ayetler) geldi. Artık kim gözünü açıp görürse, kendi lehine; kim de körlük ederse kendi aleyhinedir. O halde ben size karşı muhafız değilim." (En'am, 6/104) buyurulmaktadır. Bu ayet, tefsir derslerinde ön plana çıkardığı hedefi taşıdığından, aynı şekilde yazmış olduğu tefsire de başlık olmuştur.
Besâiru'l-Kur'ân'dan sonra, bir örnek olması hasebiyle, Nevevî'nin 40 Hadis adlı eserine bir şerh yazmıştır. 650 sayfalık bir şerh, herkesin anlayabileceği, örnekleri, açıklamaları yaşadığımız hayattan bulabilecekleri bir şeklide hazırlanmıştır. Kapalı ve ağdalı bir dil kullanmak yerine, bilgi yoğunluğundan ziyade, doğrudan hayata çözüm önerileri sunan bir çalışma olmuştur.