Yeterki Sen Üzülme!/Abdulkadir Seven
Yeter ki Sen Üzülme!
Derdiyle dertlendiklerimize ithaf olunur...
Bugün sana anlatmayacağım ortadoğunun ezilmiş halklarını, yoksul kamplarını, fellucenin çocuklarını. Anlatmayacağım umudunu yetirmiş suratları ve elleri kirlenmiş sokak çocuklarını. Bugün sana ezberci, sloganik içi ruhsuz klişeleşmiş sözlerden sözcükler göndermeyeceğim. Doğudan- batıdan, kuyudan-Yusuf'dan bahsetmeyeceğim. Zindanının dilini, Eyyüb'ün sabrını, Yunusun zikrini anlatmayacağım. Biliyorum, şunu iyi biliyorum ki bu anlatılanları sende çoğu defa okudun ve okuttun.
Bugün sadece ve sadece seni anlatacağım Ey Can!
Dinle beni ve avuçlarını aç semaya. Kalbine nur akana kadar akıt içindekilerini.
Biliyorum çok mahzunsun. Bedenin bitap düşmüş. Kavramların, okudukların, ezberlerin artık ruh alemine işlemiyor. Hayallerin, ideallerin satır aralarında gizli.
O güzelim düşlerin, avuçlarında büyütüp göz pınarlarından boşalan yaşlarla suladığın o güllerin belki bugün kurudu. Hâlbuki o güllere nice emekler, nice bahar dolu yarınlar biçmiştin.
Sen üzülme ve mahzun olma Ey Can!
Hayata karşı iki katır yük taşırda, iki satır kelamla derdini yazamazsan sakın ha üzülme!
Riyakâr bakışlar, bol süslü sözler senin etrafında belki uçuyor. Hâlbuki o kadar da ihtiyacın var ki hak ve hakkaniyet adına. Yalın ve mütevazı ama çözüme bir adım daha yakınlaştıracak nasihate.
Ey Can!
Dertlerin ibadetlerine mi yansıdı? Gözyaşlarınla yosunlaştırdığın seccadenin püskülleri ilmik ilmik çürürken bedeninle birlikte çürüdüğünü mü hissediyorsun? Toprak sana daha mı yakın geliyor Ey Can!
Sevdiklerin senden birer birer uzaklaşırken kendini o kadar yalnız mı hissediyorsun? İşte dur Can! Rabbin' den sana bir kelam. Umudun ve mumun sönmeden.
“Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyenlerin, işte ALLAH onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. ALLAH bağışlar ve merhamet eder. (Furkân 70)
İşte bunca olumsuz şartlara, yorgun düşmüş umutlarına karşılık tevbe edip günahlarına af diliyorsan ne mutlu kardeşim sana! Afuv ve Tevvab olana sığınabiliyorsan, sana yapılan bunca eziyete karşı ona sığınıyorsan ne mutlu sana!
Yalnız kardeşim sen üzülme! Sana mahsus dertlerin,''hayatın her sillesine dayanırım. Yeter ki sevenlerim yanımda olsun. Vurmaktan da vurulmaktan da korkmam, yeter ki sırtımdan vuran canlar olmasın! Deyip; hayıflandığın, yapamayacağını zannettiklerin, ama yaptıkların… Ağlamaktan sızlandıkların, belki kafanı duvarlara vurdukların için sakın ha, sakın! Dertlen ama derdinde boğulma!
Hüzünlen ama hüznünde kaybolma!
Her yere düştüğünde direnmek ve var olduğunun idrakine varmak için hayata merhaba de. Merhaba de, doğan güneşe ve sabahın ilk ışıklarına.
Üzülme kardeşim ve üşenme direnmekten. Ne kadarda düştüğünü hisset sen de.
Düşüşlerin yolda oluşunun alameti… Düşe kalka yürüyüşlerin insan oluşunun alametidir kardeşim… Düşmekten korkma!...
O halde, korkacaksan; direnip, ayağa kalkamamaktan kork! Düşersen, ayağa kalkmaktan korkma! Düş, ama her defasında direncini ve onurunu dik tut! Ayağa kalk!
Günahların da senin, tevbelerin de. Umutların da senin, yarınların da. Düşüşlerinle erdemli olacak ve kemale ereceksin unutma! Yanlışlarınla, hatalarınla, yetersizliklerinle kemale ereceksin ve bizlere faydan olacak. Etrafına örülmüş onca duvara, çembere, prangalara rağmen sen bizlerlesin. Bizlerin arasında hep direncinle var olacak, ümmete örnek olacaksın.
Kardeşlerini, çevreni, dostlarını bağışla. Sana yapılanı, saldıranı ve sırtından vuranı bağışla ki bağışlanasın. Sözün özü bağışlamadıkça, bağışlanamazsın. O zaman işte hiç gücenme ve darılma. Ümitsizliğe kapılma.
Düştüğünde ayağa kalk!... Emi, kardeşim?
Abdulkadir Seven
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]