Bir Sorum Var
Kıyame Süresi 26. ayete dair bir sorum var. Öncelikle nasıl yorumladığımı kısaca açıklayacağım sonra sorumu soracağım. Umarım yanıt verebilecek birisi vardır aramızda. Şimdiden çok teşekkürler.
Mahşer meydanındayızdır. Yüzler vardır ışıl ışıl Rabbine bakmaktadır. Ve yüzler vardır çatık, kararmış. Ve günahkar olan insan anlar o an kendisine çok kötü şeyler yapılacaktır. En muhteşem mazeretleri, en iyi özürlerini hazırlar. Harika bir konuşma yapacaktır. Hayır belagat ettiğinde köprücük kemiğine izin verilmez. Kim okuyacak denir. Ve anlar ki ayrılık vaktidir. Onun kitabı okunacaktır. Anlar ki ayrılık vaktidir. Tüm insanlardan ayrıştırılıp Rabbine sevk edilir. Bacak bacağa dolaşır ve bir okuyan okur kitabını:
Ne sadaka verdi ne sıddıklardan oldu ne de namaz kıldı iyi bir şey yaptı.
Anca yalanladı ve döndü.
Ailesine böbürlene böbürlene gitti.
Evla leke fe evla
Sümme evla leke fe evla.
Sorum şu.
26: Kellâ izâ belegatit terâkıye.
Ben burayı yukarıda yazdığım şekilde anlıyorum.... Tefsirlere ve meallere baktığımda can köprücük kemiklerine dayandığında şeklinde meal edildiğini görmekteyim. Ama yukarıda yazdığım manada "Belagat"ı alabilir miyim.
Belagat nedir:
1.
iyi konuşma, sözle inandırma yeteneği.
2.
➽sözbilim.
eş anlamlısı: retorik
3.
YAZIN TERİMİ
konuyu bütün yönleriyle kavrayarak, düzgün ve doğal biçimde, yanlışsız ve eksiksiz anlatma sanatı.
4.
mec.
bir şeyde gizli olan derin anlam.
Kısacası
Kellâ izâ belegatit terâkıye.
Ayetindeki belagat kelimesini can köprücük kemiklerine dayandığında yerine aynı yukarıda bahsettiğim manada da kabul edebilir miyim? Yoksa benim bahsettiğim belagat ile ayette geçen belagat tamamen farklı şeyler mi arapçada?