Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Eylül 2018, 01:50   Mesaj No:1

Mihrinaz

Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mihrinaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:15
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:44
Mesaj: 12.547
Konular: 1328
Beğenildi:12686
Beğendi:9315
Takdirleri:28874
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart AŞÛRÂ GÜNÜ ve SÜNNETE UYGUN TAVIR

AŞÛRÂ GÜNÜ ve SÜNNETE UYGUN TAVIR

AŞÛRÂ GÜNÜ

Muharrem ayının 10. gününe, Arapça’da on sayısı ile aynı kökten türetilmiş “aşûrâ” adı verilir. Bu günün gerek insanlık tarihi gerekse İslam tarihi açısından büyük bir önemi söz konusudur. Bu konuya ilişkin sünnete uygun tavrın ne olduğunu açıklayarak dinde olmayan bid’at uygulamalara da işaret etmek gerekmektedir.

A. AŞÛRA GÜNÜ ORUCU

Aşura gününün orucu, tarihsel süreçte çeşitli aşamalardan geçmiştir. Bu konuda İbn Receb, âşûra orucunun dört aşamadan geçtiğini belirtir.

Birinci aşama:

Allah Resûlü (s.a.v.) Mekke’de iken aşûrâ orucunu tutardı ancak bunu insanlara emretmezdi. Buharî ve Müslim, Hz. Âişe’nin şu sözünü rivayet etmişlerdir:

Aşûra orucu Kureyş’in cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Hz. Peygamber de o gün oruç tutardı. Medine’ye hicret edince o gün oruç tutmuş, başkalarına da tutmalarını emretmiştir. Ramazan orucunun farziyeti ile ilgili âyetler indirilince oruç tutulması gereken zaman Ramazan ayı oldu, bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) aşura orucunu terk etti. Dileyen o orucu tuttu, dileyen tutmadı. (Buharî, Savm, 1; Müslim, Sıyam, 113)

Aşura, câhiliye halkının tuttuğu bir oruçtu. Ramazan orucunun farziyeti ile ilgili âyetler geldiğinde dileyen bu aşura orucunu tuttu, dileyen tutmadı. (Buharî, tefsir, 26)

Câhiliye döneminde Kâbe’nin örtüleri aşûra gününde değiştirilirdi (Buharî, Hac, 46)

İkinci Aşama:

Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine’ye hicret ettiğinde Yahudilerin bu orucu tuttuğunu gördü. Onlara “bu nedir? [niçin bugün oruç tutuyorsunuz?]” diye sordu. Onlar “bu, sâlih bir gündür. Bu günde Allah İsrailoğullarını düşmanlarından kurtardı. Bu sebeple Hz. Musa bugün oruç tutmuştur.” Dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) “ben Musa’ya sizden daha yakınım” buyurdu ve o gün oruç tuttuğu gibi ashabına da tutmalarını emretti. (Buharî, savm, 68)

Muhtemelen Hz. Peygamber, Mekke'de câhiliye toplumunun da kutsal kabul edip oruç tuttuğu bu güne Medine'de Yahudilerin de değer verip oruçlu geçirdiklerini görünce onların bu günü ne amaçla kutsal saydıklarını, bunun onlar açısından bir dayanağı olup olmadığını merak etmiş, bunu öğrenince de zaten câhiliye döneminden beri bilinen ve oruçlu geçirilen bu güne daha fazla önem verip ashabına da emretmiştir.

Bu aşamada Hz. Peygamber (s.a.v.) bu orucun tutulmasına özel bir önem vermiş, sahabeye de bunu teşvik etmiştir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) aşura gününde etrafa duyuru yapmak üzere birini görevlendirmiş ve bu kişiden “kim şu ana kadar bir şey yemişse günün geriye kalan kısmını oruçlu geçirsin, kim bir şey yememişse yemesin” diye duyuru yapmasını istemiştir. (Buharî, Savm, 21)

Yine sahabenin, bu gün hem kendileri oruç tuttuğu hem de çocuklarına bu orucu tutturduğu, onları avutmak için de oyuncakları kullandığı belirtilir. (Buharî, Savm, 46)

İbn Abbas şöyle demiştir: “Allah Resûlü’nün diğer günlere göre daha faziletli olan hiçbir günde Aşura günü kadar oruç tutmaya özen gösterdiğini ve Ramazan ayında özen gösterdiği kadar hiçbir ayda oruç tutmaya özen gösterdiğini görmedim.” (Buharî, savm, 68)

Bu aşamada tutulan aşura orucunun farz mı yoksa sünnet-i müekkede mi olduğu konusunda ihtilaf edilmiştir. Hanefîlere göre aşura orucu farz idi, Şâfiîlere göre ise müekked sünnet idi.

Üçüncü Aşama:

Ramazan orucu farz kılındıktan sonra Allah Resûlü, aşura orucu konusunda ısrarcı olmayı bırakmış, ashabının bu orucu tutması yönündeki emrini terk etmiş, dileyenin tutmasını, dileyenin tutmamasını emretmiştir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) bu aşamada şöyle buyurmuştur:

“Bu aşura günüdür. Allah bugünü oruçlu geçirmeyi size farz kılmadı. Ben bugün oruç tutuyorum. Dileyen tutsun, dileyen tutmasın.” (Buharî, Savm, 68; Müslim, Sıyam, 116)

Hz. Peygamber (s.a.v.) aşura orucunun faziletiyle ilgili şöyle buyurmuştur:

“Aşura orucunun, tutulduğu yıldan önceki yılın günahına keffaret olmasını Allah’tan ümit ediyorum.” (Müslim, Sıyam, 196)

Dördüncü Aşama:

Hz. Peygamber (s.a.v.) ömrünün son yılında, ertesi yıl aşura orucunu tek gün olarak değil de bir gün daha ekleyerek tutmaya niyet ettiğini belirtmiş ancak ertesi yıl olmadan vefat etmiştir.

Müslim’de geçen bir rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.) aşura günü oruç tutulmasını emredince kendisine “Ey Allah’ın Resûlü, bu günü Yahudi ve Hristiyanlar da tazim ediyor” denilince şöyle buyurmuştur: “Gelecek sene inşallah dokuzuncu günü de oruç tutarız.” Ertesi yıl aşura günü gelmeden Hz. Peygamber (s.a.v.) vefat etti. (Müslim, Sıyam, 133)

Ebu Hanife'ye göre sadece onuncu gün oruç tutmak mekruhtur. İmam Şâfiî’ye göre de muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu gününü oruçlu geçirmek müstehaptır.
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Mihrinaz 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Dedesi Ruhunun Yanında Serbest Kürsü Sükutu-Ezber 4 58 17 Aralık 2024 19:46
Peygamberler Neden Sadece Ortadoğu'ya Geldi? Peygamberler(a.s) Esma_Nur 1 56 16 Aralık 2024 08:47
Namaz Hep Vardı Namaz-Abdest-Teyemmüm Mihrinaz 0 45 16 Aralık 2024 08:36
Esad Ailesinin Keyfi Tutuklamaları Makale ve Köşe Yazıları Mihrinaz 3 90 09 Aralık 2024 17:02
53 Yıllık Esad Rejimi Çöktü Gündem/ Manşetler Vasat 8 118 08 Aralık 2024 09:59