SÃD
İzzet ve ayrılik içindekileri okudum. Dediler ki "Zikr aramızdan ona mı indirildi," İzzet sahibi değildi onlar, sadece izzet içindeydiler buna rağmen izzete kıyamayışlarını okudum.
Sonra iki kardeşin Hz. Davud'un huzurunda davalaşmasini okudum. Bir koyunu paylasamayan iki kardeşi, bir koyuna kıyamayan bir koyundan vazgeçemeyen iki kardeşi okudum.
Sonra Hz. Süleyman'ı okudum. Ona sunulan atlara kıymaya hazır Süleyman'ı. Kıydı mı kıymadı mı Allah bilir amma o cümlesinden Allah emrederse dünyanın şah damarını kesmeye hazır olduğunu okudum.
Sonra Hz. Eyüb'ü okudum. İzzet içinde değildi. Ve zikir icin değil koyunlarından, değil atlarından, ailesinden vazgeçmişti!
Sonra İbrahim'i, İshak'ı Yakub'u an dedi Rabbim. İzzete kıymak mı? Koyuna kıymak mı? Ata kıymak mı? Eyüb gibi ailesine kıyılmak mı? Evladına kendi eliyle kıymaya hazır İbrahim'i andım. Yusuf'undan sonra bir de Bünyamin'i yollayan Yakub'u andım.
Sonra İsmail'i, Elyesa'yı, Zülkifl'i an dedi Rabbim. Koyuna kıyamayan kardeşleri hatırladım. Ölmeye hazır İsmail'i andım.
Sonra bütün meleklerden vazgeçercesine Adem babamızın önünde secde ettiren Allah'ı okudum.
O'dur Vahidul Kahhar, ve yine O'dur Azizul Gaffar!
Ne güzel Rab. Ne güzel Allah!