Peki, Siyonist işgalciler bu pervasızca saldırılarda ve giriştikleri katliamda nereden kimden güç alıyor?
Bugünlerde birçok kişinin sorduğu ve cevap aradığı bir soru…
Kuşkusuz burada birçok kişinin aklına gelen ilk şey, başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinin İsrail işgal gücüne verdikleri sınırsız destek…
Noam Chomsky'nin de bu yakınlarda altını çizdiği gibi ABD desteği olmadan işgalcilerin böylesi bir pervasızlığı sürdürmeleri mümkün değil.
Ancak yalnızca ABD değil, bu son olaylarda Almanya'dan Avusturya'ya ve Fransa'ya birçok ülke açıktan Siyonist işgalcilerin yanında tavır aldı.
Almanya ve Avusturya gibi ülkeler belki de Yahudilere yönelik kendi katliamcı geçmişlerinin ezikliği altında işgalci İsrail'e en üst perdeden ardı ardına destek mesajları yolluyor.
Fransa örneğinde olduğu gibi bazıları ise bu mesajlar yanında, Filistin'de yapılan katliama dikkat çekmek amacıyla yapılması planlanan toplanma ve gösterileri yasaklıyor; yapılan sınırlı toplantıları da polis marifetiyle dağıtıyor.
Bu arada Batı'nın önde gelen birçok medya kuruluşu Filistin'de yaşanan çocuk bebek katliamına sağır kalırken, katliama el yapımı sınırlı imkanlarla direnen halkın bu imkanlara nereden nasıl sahip olduğu sorusunu ön plana çıkarıyor.
Bu ülkelerde tarihsel anlamıyla Yahudi karşıtlığının/düşmanlığının ifadesi olan Antisemitizm, İsrail karşıtlığı/eleştirisi şeklinde dar bir anlama sıkıştırılmış durumda…
Dolayısıyla işgalci İsrail'i eleştirmek ve yaptığı zulümleri barbarlığı protesto etmek antisemitizm kapsamında görülen bir suç olarak değerlendiriliyor.
Avrupa'nın yakın tarihine kara bir leke olarak yapışmış olan Holokost ise bugün neredeyse tüm Batı toplumlarını esir almış gibi...
Öyle ki yakın tarihlerindeki bu katliamın ezici baskısıyla Batılı yönetimler, Siyonizm ve bunun ürünü olan işgalci İsrail karşısında ezik ve mahcup…
Her fırsatta işgalci Siyonistlere destek vererek bu ezikliği telafi eder görünüyorlar.
Bazı yazarların dikkat çektiği gibi Holokost, Siyonist işgalcilerin Filistin dahil içinde yaşadığımız bölgede yaptığı her zulmü her barbarlığı Batılılar nezdinde meşrulaştıran, bu konuda tepe tepe kullanılan bir endüstri haline gelmiş…
Bugün bölgede yaşanan olaylara ve Siyonist işgalcilerce girişilen katliama kör ve sağır kalan Batı kamuoyunun oluşumunda dahası bu yönde maniple edilmesinde kuşkusuz en büyük rol medyadan, finans sektörüne, siyasetten ekonomiye ve kültüre hemen her alanda etkili role sahip olan Siyonist oluşumlara ve destekçilerine aittir.
19'uncu yüzyıl sonlarında seküler milliyetçi bir oluşum olarak ortaya çıkan Siyonizmin, özellikle 20'nci yüzyıl başlarından itibaren etkili olduğu bilinmektedir.
Siyonist locaların etkisi Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı'nın yıkılışı ve Osmanlı topraklarının Batılı güçler tarafından paylaşılması esnasında daha görünür şekilde ortaya çıkmıştır.
Nitekim 1917 yılında İngiltere tarafından dışişleri bakanı Arthur Belfour aracılığıyla İngiltere Siyonist Federasyonu başkanı Lord Rothschild'e gönderilen Belfour Deklarasyonu ile Osmanlı toprakları olan Filistin'de bir Yahudi ulusal anayurdu oluşumu sözü verildi.
Bu söz doğrultusunda İngiliz işgali altındaki Filistin'e dünyanın dört bir tarafından Yahudilerin göç etmeleri teşvik edildi ve İsrail işgal gücü böylece şekillendi.
Böylelikle ulus-devlet furyasının bir ürünü olarak ortaya çıkan Yahudi ırkçısı seküler Siyonizm hareketi işgalci İsrail'i üretti.
Bunun oluşumunda kuşkusuz en büyük pay; yöreye yönelik çıkar ve menfaatleri doğrultusunda planlar yapan ve yörenin geleceğini buna göre planlayan İngiltere'ye aittir.
Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde bölgeye yönelik Batılı devletlerin politikalarında Siyonist işgalci gücün korunup kollanması öncelikli olmuştur.
Bu koruma ve kollama ile içinde yaşadığımız coğrafyaya yönelik çıkar ve menfaatlerinin korunması doğrultusunda bölgenin dizayn edilmesi politikası yanında başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri İkinci Dünya Savaşı öncesi kendi ülkelerinde yaşayan Yahudi halka yaptıkları katliamın bu yolla bir şekilde diyetini ödeme ve böylelikle günah çıkarma yoluna gittiler.
Bu arada yalnızca Batılı devletlerle yönetimler değil, işgalci Siyonistlerin desteklenmesinde özellikle ABD ve Kanada gibi ülkelerde etkili olan evanjelik kiliseler de aktif rol almıştır.
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |