Kendi Pisliğimiz-Marmara-Müsilaj
Marmara Denizi kıyıları yaklaşık beş aydır müsilaj ya da deniz salyası olarak sarı, beyaz renkte bir sıvıdan muzdarip.
İlk önce Şarköy kıyılarında rastlanan musilaj sonrasında Tekirdağ, Gemlik, Mudanya�da görüldükten sonra Kartal, Pendik, Caddebostan, Moda kıyıları ağırlıklı olmak üzere İstanbul�da da görülmeye başladı.
Deniz salyası bugünlerde Bandırma ve Erdek kıyılarında yoğun bir tabaka olarak kendisini gösteriyor.
Müsilaj yalnız görüntü kirliliği yaratmakla kalmıyor; küçük balıklar, karidesler yengeçler başta olmak üzere birçok deniz canlısının kitlesel ölümlerine de neden oluyor.
Aslında her yıl Kasım ve Nisan ayları arasında görülen müsilajın bu yıl hem yoğunluğu arttı hem de etkili olduğu dönem arttı.
Bu Marmara Denizi�nin deniz salyası tanışması yeni değil. 2007�de Türkiye�nin iç denizi dikkat çekici bir müsilaj baskısıyla karşı karşıya kalmıştı.
O günlerde bu konu üzerinde çalışan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Yelda Aktan, Türkiye�de de gündemin özellikle de ekolojik bir konu olduğunda çabuk değiştiğini ve araştırma projesi başvurularının sonuçsuz kaldığını söylüyor.
VOA Türkçe, Profesör Aktan�la deniz salyası yoğunluğunun gerekçeleri, deniz salyasından kurtulmanın imkanları ile Marmara Denizi üzerindeki nüfusa baskısını ve insan kaynaklı yükleri konuştu.
��Müsilaj, Marmara Denizi için çevre felaketine dönüştü; daha fazla dip canlılarının ölümüyle karşılacağız��
VOA: Marmara Denizi�ndeki deniz salyası (müsilaj) yoğunluğunun nedenleri neler?
Marmara denizi çok kırılgan çok hassas bir ekosistem. Sisteme dışardan müdahale çok fazla olduğu zaman sistemde bazı dengesizlikler oluşuyor. Suların birincil üreticileri olan fitoplankton dediğimiz canlılar. Bunların gelişmek için neye ihtiyacı var? Uygun hava sıcaklığına. Tabii ki ışık bunların vazgeçilmezi çünkü fotosentez yapıyorlar. Ayrıca denizdekki azot ve fosfor yükü insan etkisiyle çok fazla arttığı için bol besin buluyorlar. İnşaat atıkları, kıyı alanların mahvedilmesi,kıyı alanlarındaki biyoçeşitliliğin yok edilmesi bunların hepsi bu oluşumda bir etken çünkü siz kıyı alanları ne kadar tahrip ederseniz orada yaşayan makro bitkiler yok oluyor. Onlar ortamdan yok oldukça fitoplankton daha rahat çoğu alabiliyor. Zincirde bir kırılma meydana geldiği zaman, birisi yok olup birisi aşırı derecede artmaya başlıyor. Şu an fitoplanktonların aşırı derecede çoğalma dönemini yaşıyoruz. Aslında bu kısa süreli olsaydı doğal diyecektik ama bu artık o kadar uzun süreli ve o kadar geniş bir alanı kaplamaya başladı ki
Marmara denizi için bir çevre felaketine dönüştü maalesef. Dikkat ederseniz Hemen hemen her yerden müsilaj haberleri geliyor. Yalova, Bandırma Çanakkale kıyılarından. İzmit Körfezi zaten durgun bir alan. Orada etkisi çok daha fazla oluyor. Denizde oksijen azalıyor. Oksijen olmayınca dip canlıların daha fazla ölümüyle karşılaşacağız.