Bir zamanlar putlara savaş açtıklarını söyledikleri bir “dava”ları vardı. İktidarda olmak, o davanın yerine; gücün, paranın, makamın putlarını koydu. Kaçınılmaz; “dava” denilen içi boşalmış hikâye, artık “gardırop Erdoğancılıgına",başkan pankartına, masasındaki AKP logolu bardağa, anahtarlığındaki maskota bıraktı. Tapılan “Reisçilik putu”, “maneviyat” dedikleri değerlerin çekici oldu.
Siz bakmayın heybetlerine. Safa Tepesi’ne dikilen “İsaf” ile Merve Tepesi’ne dikilen “Naile”nin mitolojisini Diyanet Ansiklopedisi şöyle anlatıyor: “Kabileleri hac için Mekke’ye geldiğinde bu ikisi Kâbe’ye girmiş, orada baş başa kaldıkları bir sırada cinsel ilişkide bulunmuş ve hemen ikisi de taş haline gelmiştir.” Aslında ibret olsun diye dikilen putlarının önünde, bir süre sonra tapınanlar o kadar çoktu ki, onları yıkmak işin aslını anlatmaktan daha kolay hale gelmişti.
Peygamber, “La ilahe illallah”, “Allah’tan başka ilah yoktur” dedi. Devesinden indi, asasını havaya kaldırdı. Önündeki ilk puta darbe indirdi. Kendilerinden marifet beklenen Hübel, Lat, Menat, Uzza... Yüzlerce put birer birer yıkıldı. Ancak “put yapma” da “put yıkma” da bitmedi. Put, aksi sanılsa da bir heykel değildi. Üzerine iktidar elbisesi giydirilmiş, büyüdükçe de insandan uzaklaşmış bir hikâyeydi. Kimi zaman taştan topraktan, kimi zaman etten kandan, kimi zaman paradan ya da güçten putlar yaratılmaya devam etti. Eksik olmasınlar, her devrimci de eylemine “putları yıkıyoruz” diye başladı.
Ardında elif ve vav harfli tablo. Önünde ay yıldızlı bayrak. Solunda kimsenin okumadığı ama “çok kazandıran” bir dergi. Yorulduğunda AKP logolu bardağa uzanıp dudağına götürüyor. “La ilahe illallah” demiyor ama devrin anahtar kelimelerini sıralıyor: “Reis sevdalısıyım, teşkilattan yetişmiş bir insanım”.
Kim olduğunu bilmediğimiz ama adını sürekli mafyayla, uyuşturucu baronlarıyla, AKP’li siyasetçilerle, cinsellik öyküleriyle anılan Aliye Uzun; Sedat Peker’e yanıtına böyle başladı.
Şantajdan uyuşturucuya, seks partilerinden mafyaya kadar kir ve suçla örülü bir “dava” fotoğrafı çıktı ortaya.
VE,
Erdoğan’ın resmi, “Reis sloganları”, “din-iman-vatan-millet” edebiyatı bu çürümenin örtüsü olDu”
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |