Ter,
“Ter” (mal) dökmeden cenneti almak, “fer” (can) vermeden Rabbe kavuşmak mümkün değildir. Dolayısıyla “terlemek” imanın gereğidir.
Öyleyse mümine düşen ter’iyle, fer’iyle canını dişine takarak şu dünya hayatını boş geçirmemek, en azından her işe besmele ile başlamak, hamd ederek bitirmek ve her şeyde O’nun (celle celalüh) emrine uymaya gayret etmek olmalıdır. Çünkü hayatın/dünyaya gelmenin gayesi kulluktur. Ve “kulluk” sadece ve yalnızca ferdi olmayıp umumidir de… Bu sebeple mümin Allah’ın dini hâkim olsun, fitne son bulsun da insanlar Allah’ın nizamını hakiki manada tanısın için tüm gayretini gösterecek, kulluğunu ispat edecektir. Bu halde hayatın bir anlamı olacak ve sadece müminler değil tüm insanlar dünyada “cennet” gibi bir hayat yaşayacaktır. Ahirette ise sadece müminler “terlerine bakılarak” hakiki cennete ve cennetteki makamlarına kavuşacaklardır. ( Av. Emin Atalay)
Bu yol, sırtından ve alnından ter akıtanların yoludur.
Nice güzel kardeşlerimiz var ki; bu yolda alnından ve sırtından ter dökmüşlerdir.
Kurban, kermes, davet, dernek faaliyetlerinden tutun da birçok alanda gecelerini heba etmişlerdir. Gençliğin en doludizgin zamanlarında bu yola kurban olmuşlardır.
Onların sayfalara yazılmayan hatıralarını melekler yazacaktır.
İnanıyoruz ki bu yolda terlerini ve ferlerini verenler elbet kazanacaktır.
|