İYİLERİ İLAHLAŞTIRMAK
Yukardaki ayetler açıkça gösteriyor ki, vahyin nüzul ortamı müşrikleri, Allah ile birlikte başka ilahlar da ediniyorlardı. Onlar zor zamanlarda o ilahlardan yardım istiyor ve dua ediyorlardı.
Cahilyye insanı sadece melek ve cinleri temsil eden putlara tapmıyorlar, aynı zamanda geçmiş zamanda ölüp gitmiş velilere de tapıyorlardı. Mesela Nuh suresinde anılan beş put, geçmiş zamanlarda yaşamış beş veli idi:
قَالَ نُوحٌ رَبِّ اِنَّهُمْ عَصَوْن۪ي وَاتَّبَعُوا مَنْ لَمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُٓ اِلَّا خَسَارًاۚ ﴿٢١﴾
وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًاۚ ﴿٢٢﴾
وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ اٰلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًاۙ وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًاۚ ﴿٢٣ " Nûh dedi ki: “Rabbim! Bunlar bana karşı geldiler; malı da çocukları da kayıplarını artırmaktan başka bir şeye yaramayan kimselerin peşine düştüler. Dâvetimi engellemek için büyük büyük tuzaklar kurdular ve dediler ki: «Sakın ha ilâhlarınızdan vazgeçmeyin. Hele hele Vedd’i, Suva’ı, Yeğûs’u, Yeûk’u ve Nesr’i asla bırakmayın!»” (Nuh: 21-23) Vedd, Süva, Yeğus, Yeûk ve Nesr...
Bunlar birer put ismi. Hz Nuh'un gönderildiği toplum bunlara tapıyor. Rivayetlerden öyle anlaşılıyorki, biçim ve muhteva değişirek de olsa, bu putların isimleri bir kült olarak nesilden nesile taşınmış. Bazıları değişerekte olsa, Hz Peygamber zamanına kadar varlıklarını sürdürmüşler. İbn Abbas bu ayetin yorumunda şöyle diyor:
"Önceleri Nuh kavmine ait olan bu putlar, sonradan Arapların putları haline geldi. Vedd, Kelb kabilesinin Dumetül Cendel'deki putuydu. Suva, Huzayl'in putuydu.Yeğus, ònce Murad kabilesinin putuydu, sonra Sebe ile birlikte Cevf'te yer alan Beni Ğatif'in putu oldu. Yeuk,Hemedan'ın putuydu.Nesr, Zil-Kela soyundan gelen Himyerlilerin putuydu. Bunlar Nuh Kavmine mensup salih insanların isimleriydi. Onlar öldükleri zaman, şeytan onların toplumuna, onlar hayattayken oturdukları mekanları kutsal adak yeri edinmelerini öğütledi. Herbirinin adını o kutsal adak yerlerine verdiler. (Önceleri) bunu yapıyorlardı fakat tapınılmıyordu. Ta ki o nesiller de geçip gitti, makamlar hakkındaki gerçek bilgi unutuldu, (sonraki nesiller tarafından) ibadet edilmeye başlandı. [1]
Taberi tefsirinde:
"Bu isimler âdemoğullarından salih bir topluluktu. Onların izini takip eden bağlıları vardı. Bu salih zatlar ölünce, onların bağlıları "Keşke onların suretlerini yapsak; onları hatırladığımız zaman , daha bir şevkle ibadet yaparız" dediler ve başladılar suretlerini yapmaya. Onlar öldüler yeni gelen nesiller onların izinden gittiler. İblis onları "Eski nesiller onlara tapıyorlar, onların yüzü suyu hürmetine yağmur yağıyordu" düşüncesini fitleyerek ayarttı. Bu kez onlarda tapmaya başladılar."
Rivayetler, bu putların bir zamanlar salih birer insan olduklarını gösteriyor. Bu salih insanlar, kendilerini sevenler tarafından aşama aşama yüceltilerek sonunda "tanrılık" mertebesine çıkarılacaklarını elbette bilemezlerdi. Fakat onların takipçileri, sevgilerini tâbi oldukları salih üstatlarını üreterek değil tüketerek ifade etme yolunu seçtiler.
Hz İsa'nın Hristiyanlar tarafından ilahlaştırılması da bu başlık altında incelenebilir. Zira Hz İsa bir peygamber idi. Bu açıdan sadece "iyi" değil, "iyilerin iyisi" idi. Fakat iyilerin iyisinin ilahlaştırılması kötünün en kötüsüydü. Yahudileşen İsrailoğullarının din adamlarına yaptığını, aynı izi takip eden Hristiyanlar da kendi ruhban sınıfına yaptı.
اِتَّخَذُٓوا اَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَالْمَس۪يحَ ابْنَ مَرْيَمَۚ وَمَٓا اُمِرُٓوا اِلَّا لِيَعْبُدُٓوا اِلٰهًا وَاحِدًاۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ ﴿٣١﴾ Onlar Allah’ın dışında/astında hahamlarını, râhiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Halbuki onlara, kendisinden başka ilâh olmayan bir tek Allah’a kulluk etmeleri emredilmişti. Allah, onların şirk koştukları şeylerden münezzehtir. (Tevbe:31)
Allah'a inanmakla birlikte, "O'na yakındır" gerekçesiyle birilerini ilahlaştırmak için ille de onu put yapıp tapmak gerekmez. Hristiyanların Hz İsa'yı ilahlaştırmalarının anlamını şu rivayet çok güzel açıklar:
"Adiy bin Hatem, Hz Peygamber'in bu ayeti okuduğunu duyunca "ama biz onlara tapmıyorduk ki" diye itiraz eder. Hz Peygamber şu cevabı verir: "Siz onların haram kıldığını haram, helal kıldığını helal bilmiyor muydunuz? İşte bu onları rab edinmektir. [2]
[1]Buhari, Tefsir, 1873
[2]Tirmizi 3095 ve İbn Hanbel
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |