hakikatle yüzleşmekten korkmayanlar için her mezar taşı, bir ihtar ve nasihat levhası gibi gözlerin içine bakadurmada aslında…
Lisan-ı kal ile ‘Ne söylerler/ Ne bir haber verirler’ ve fakat lisan-ı halleri, hançerelerini yırtarcasına bağırmada, ikaz etmede…
Kişi için zaman, ölümle birlikte tüm anlamını yitirecek...
Tıpkı, olmazsa olmaz sanılan mühim işlerin anlamını yitirdiği gibi…
Tıpkı, hadiselerin ve şartların önemli kıldığı kişisel itibar ve maddi imkânların beş para etmediği gibi...
İşte bu nedenle Ramazan ayı, masivadan sıyrılıp hakikate yelken açma şansı verdiği için çok önemlidir. Rahmet, mağfiret ve muhabbetle tezyin olunduğu için bu şansı tanır gariban insanoğluna…
Gariban, zira asıl vatanı olan Cennetten, yeryüzüne sürgüne gönderildiği gün gariplerden olmuştu ilk babamız ve ilk peygamberimiz Âdem (A.S.)
Ramazan ayı, sahip olduğu Cennet asa iklimiyle ata yurdundan esintiler getirdiği için ayrıcalıklıdır ve iki gözümüzün nurudur.
Yalan dünyanın hakikate açılan penceresi olduğu için mukaddestir, muazzezdir…
Allah razı olsun ablam