İnsan Azimli Ama Başarısız Olabir mi?
Geçtiğimiz hafta Sea Spor yarışlarında yarışan Kamboçyalı sporcu Bou Samnang’ı, tüm dünya bir anda tanıdı. Yerli ve yabancı basında, sosyal medyada birçok haberde yer aldı.
Time dergisi onun aldığı toplumsal alkışı haber yaptı. “Peki Kamboçyalı sporcu, bir anda kendinden nasıl bu kadar çok söz ettirdi?” Bildiğimiz cevap yani yarışı kazandığı için değil, aksine birinciden neredeyse 6 dakika sonra, aniden başlayan yağmura rağmen bitiş çizgisine ulaşma azmini gösterdiği için herkes onu alkışladı.
Bir insan azimli ama başarısız olabilir mi? Yoksa azim göstermesi, ‘’başarılı sayılması’’ için yeterli midir? Başarı, bir işi yüksek performans göstererek, hedeflere ulaşarak tamamlayarak mı olur? Yoksa vazgeçmeden, başarmak üzere azimle çalışarak mı?
Bou Samnang, yarışı en sonuncu olarak bitireceğini bile bile neden yarışı bırakmadı? Bence önemli olan kazanmak değil, başladığı işi bitirmekti, vazgeçmemek, pes etmemek, bitiş çizgisine ulaşabileceğini önce kendisine göstermek içindi… Birinci, ikinci veya üçüncünün ilan edilmesi ile birlikte Bou Samnang, artık rakipleri ile değil kendisi ile yarışıyor, yarışı kendisi için bitirmeyi hedefliyordu.
Bizler de hayatlarımızda bazen en iyisini yapamayacağımız, hatta başarısız olacağımızı bildiğimiz durumlarda bile, her şeyi göze alarak o işi tamamlamaz mıyız? Bunun sebebi, belki de içten gelen en büyük motivasyon kaynağı, ‘’elimden gelenin en iyisini sonuna kadar yaptım’’ diyebilmektir. Hatta çok çalıştım, çalıştık, çabaladık ama istediğimiz sonuca ulaşamadım, başarısız oldum diyebilme cesaretini gösterebilmektedir.
Bou Samnang da izleyicilerin öngöremediği tepkisine, yapılacak tüm yorumlara rağmen, koşmayı bırakmadı, hatta yağmura rağmen, sağlığını da tehlikeye atarak yarışı tamamlamayı, erdemli bir davranış olduğunu düşündüğü için bitiş çizgisini göğüsledi.
Günün sonunda birinci olarak bitirmediği bir yarıştan meşhur olarak, Time dergisine kapağında yer alarak çıkan Bou Samnang da, onu izleyenlerin her biri kendisinden bir parça buldu. Başarma azmi, pes etmemek, elinden gelenin en iyisini yapmayı hayat felsefesi haline getirmenin değeri, hayatın karşımıza bazen bizim isteğimiz ile bazen gelişi güzel çıkardığı engelleri aşmanın haklı gururu gibi sayabileceğimiz birçok duygunun bu yarışta sergilendiğini düşünüyorum. İzleyenler de bu erdemli ve azimli tavrı görerek, bu azimli davranışı onurlandırdı.
Çalışma hayatında da eminim ki sizler de bazen başarılı oldunuz, bazen başarma azmi ile ilerleyip başarısız oldunuz, dibe vurdunuz. Önemli olan bu yolda ilerlerken, sizi siz yapan değerlerle, çaba göstererek ama en iyi, ama değil sonuca ulaşmak. İş hayatı, elbette ki başarısız sonuçlar elde ettiğimizde bize acımasız davranıyor.
Herşeye rağmen, kendimize olan inancımızı kaybetmeden, bize inanan insanlar olduğunu bilerek, yola devam etmeye değer. Hayat uzun bir yolculuk ve bence değişmez gerçeği azim ve çaba ile düşe kalka ilerleyip, bazen başarılarla mutlu olmak, bazen de başarısızlıklardan mutsuz olmak ama inancımızı kaybetmemek.
Bir dize ile yazımı noktalamak isterim. ‘’Bir yol varsa hakikate varan, Bir yolcu lazım kendini arayan, Bir hancı varsa yolcuları ağırlayan, Bir aşk lazım yola koyduran.’’
E. Demir Koçak