Eşime ve Çocuklarıma Sözüm Geçmiyor
"Hocam eşime ve çocuklarıma maalesef
sözüm geçmiyor ne yapayım?"
"Kaç yıllık evlisiniz?"
"25 yıl oldu."
"Evlendiğin zamandan beri söz geçiremediğin insan ile nasıl hayat sürdün?"
"Hocam ilk 5 yıl melek gibiydi,
Sabahları kesinlikle namaza kalkar, en az yarım cüz Kuran okumadan yatmazdı.
Pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı.
Belli bir zaman sonra bu güzellikleri gitmeye başladı.
İlk kızım doğduğunda çok sevindik.
Çocuk okula başladı evimiz okula uzakta olduğu için araba aldık.
Daha sonra evimizi büyütelim dedik çok şükür şimdi saray gibi evimiz var.
İki kızım bir oğlum var, küçükken Kuran okudular fakat şimdi hiçbiri namaz kılmıyor.
İki yıl önce kızım tutturdu; 'başımı açacağım, arkadaşlarım bana gerici diyorlar.'
Ne kadar mücadele ettiysem başarılı olamadım.
Önce başını açtı, daha sonra kısa giyinmeye başladı.
Her geçen gün evimizde değişiklik başladı.
Derken kızım öyle bir hale geldik göbeği, göğsü açık gezmeye başladı.
Diğer kızım da ablasına uydu, çok kötü bir hale geldiler.
Eskiden sabah namazına kalkan, sabahın seherinde eline Kur'an alan eşim de her şeyi terk etti.
Geçenlerde oğlum eve geç geldi, yatamamıştım.
Evde beklerken gecenin yarısında geldi ki zilzurna sarhoş...
Aman Allahım! Elbiseleri öyle kötü kokuyordu ki, meğer esrar, eroin de içiyormuş.
Hele kızlarım iyice berbat oldular.
Göğüslerini, göbeklerini açmakla kalmadılar, neredeyse açılmadık yerleri kalmadı.
Zavallı babam 80 yaşında baston ile camiye giderken ben de namazı niyazı terk ettim.
Geçenlerde babamı ziyarete gittim, beni evinden kovdu.
Babam:
"Bizim eve yaklaşmayın, senin gibi evladım olmaz olaydı, zengin olacam dedin haysiyetinden namusundan her şeyinden oldun” dedi, ağlamaya başladı.
Hocam o gece sabaha kadar uyuyamadım...
Ben ne yaptım, nasıl bir hata yaptım da böyle rezil rüsvay oldum?
Keşke evim, arabam şu siyaset sarhoşu arkadaşlarım olmasaydı...
Ne yapsam, nerden başlasam, şaşırdım kaldım... Ne olur Allah rızası için bana yardımcı olun!"
"İsterseniz makarayı başa alalım tekrar saralım.
Araba, ev alırken kredi aldınız mı?"
"Başka türlü imkanım yoktu,
mecbur kaldım."
"Mecbur kaldın...
O nasıl söz...
Yani faiz yemeye, Allah ile savaşa mecbur kaldın, öyle mi?
Sahi bankadan kredi çekerken imanın seni rahatsız etmedi mi?"
"Hocam karar verinceye kadar çok düşündüm; hatta eşim bana yalvardı, “etme eyleme dünyalıklar için ahiretimizi berbat etme”diye.
Zavallı kadının sözünü tutmadım.
Etrafımızdaki insanlar bizi yoldan çıkardılar.
Hacısı, hocası herkesin kredi çekip zengin olmasını görünce biz de bir kere bulaşmış olduk."
"Evet fazla söze gerek kalmadı, Allah’ın şiddetle yasak ettiği pisliğe bulaşmışsın.
Dünyada bu çektiklerin ile kalsan keşke...
Bu gidişle daha neler çekersin neler...
Ya bir de ahirette şeytan çarpmış gibi perişan bir halde olacaksın ki eyvah eyvah...
Gel önce bu kredi denen pislikten kurtul?"
"Hocam bu saatten sonra çok zor...
Ceplerim kredi kartı ile dolu; bir banka değil ki kurtulayım, ondan aldım ona verdim; sadece kendim için değil birkaç arkadaşıma da kefil oldum."
"O zaman bize niye geldin?
Hem alışkanlıklarımdan vazgeçmem hem de kurtulmak istiyorum, diyorsun.
Sen açık kapıları kapatıp pencereden girmek istiyorsun.
Eğer kurtulmak istiyorsan seni Yaratan ile açtığın savaşa son ver.
En yakın camiye veya tenha bir yere git, vicdanın ile biraz konuş.
Kendine sorular sor...
Ben, Allah’ın varlığına inanıyor muyum?
Ben ahirette dirilmeye inanıyor muyum?
Beni kim yarattı?
Nereden geldim?
Nereye gidiyorum?"
Bu arkadaş ile uzunca konuştuk.
Ayrılırken "Neml süresi 62. ayeti oku, dua et, öyle yat" dedim.
Sabahın erken vaktinde telefonum çaldı.
"Hocam size gelmek istiyorum."
"Bu saatte mi?"
"Evet."
"Gelin bakalım."
Geldi selam verdi, ağlamaya başladı.
Hocam yıllardır unuttuğum birçok şeyi siz bana hatırlattınız.
Bu gece uyku tutmadı sabaha kadar ağladım.
Şimdi kararımı verdim, bankalardan kurtulmaya çalışacağım.
Tabi arabamı ve evimi satmam gerekiyor.
Bakalım evdekiler razı olcak mı?"
Bu uzun hikayeyi kısaltayım.
Neticede bir yıl içerisinde bankalardan kurtulmuş.
Eşi kendisine zorluk çıkarmamış, fakat çocukları çok zorluk çıkarmışlar.
Bu arada hapishaneye düşen oğlu mahkumların bazılarından etkilenmiş namaza başlamış.
Kızları ile çok mücadele etmiş ama başarılı olamamış, üzüntüden mide kanseri olmuş.
Son görüşmemizde; "Kemoterapi alıyorum,
yolun sonuna geldik, bana ne tavsiye edersiniz?" dedi.
"Adem aleyhisselâmın duasını çok yap...
'Rabbimiz, biz kendimize zulmettik; eğer sen bizi bağışlamazsan, bize merhamet etmezsen kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz'
(A’raf suresi 23),
diyerek mevlaya yalvar..."
"Ayrılırken hakkını helal et, seni çok rahatsız ettim" dedi.
"Estağfirullah biz inancımız gereği yardımcı olmaya çalıştık."
Çok geçmeden vefat ettiğini duydum.
Cenaze namazı için gittiğimde kızları da gelmişler, ağlayıp duruyorlardı.
Onlara; "ağlamayın inancınıza dönün,
hem siz hem de babanız rahat eder" dedim.
Bakalım babalarının sözünü dinlemeyenler bizim sözümüzü tutacaklar mı?
Hidayet Allahtan...
Vah benim ülkem vah!
Yazık oldu milletimize!
Bir millet yok edilmek isteniyor, lütfen seyirci olmayın
Alnt