Yunus Emre diyor ki:
Bir söz diyeyim sana, dinle canın var ise
Tamahkâr olma sakın, aklın sana yâr ise
Gördün yârin eğridir, neyin varsa ver kurtul
Büyüklerden öğüttür, işittiğin var ise.
Baktın yârin sadıktır, köle ol kapısında
Çıkar ciğerin yedir, eğer çâren var ise.
Ekmek yiyip tuz basmak, nâmertlerin işidir
Ekmek onu komaya, tuzun hakkı var ise
Kötülük etme asla, herkes sana ilenir
Senden sonra söylenir, ne dirliğin var ise
Sözünden de bellidir, miskin Yunus delidir,
Ayıplaman yârenler eksikliği var ise.
Yaralılar ve yarasızlar
İnsanların çoğu, kendilerinin anlaşılamadıklarından söz ederler. (Beni anlamıyorlar) derler. Dertsiz insan olmaz. Elbette birinin derdi ötekini pek ilgilendirmez. Derdini anlatır, fakat ötekiler, acı veya tatlı bir şey istemediği için hoşlanmazlar ve onun derdine çare aramaya bile lüzum görmezler.
Onun için demişler ki: Yara sızlar, yara sızlar,
Ok değmiş yara sızlar.
Yaralının hâlinden,
Ne bilsin yarasızlar.
Bir divan şairi de diyor ki: Âsude olan hâl-i dil-efgârı ne bilsin
Handân-ı tarab girye-künân zârı ne bilsin
Yani, huzur ve mutluluk içinde gülen, inleyerek göz yaşı döken gönlü yaralının hâlini ne bilsin?
__________________
~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |