İlim Öğrenip Onunla Amel Edelim
Hz. Cabir (R.A) anlatıyor:
“Resulullah (S.A.V) : “Allah’dan faydalı ilim dileyin, faydasız ilimden Allah’a sığının” buyurdu.” (Kütüb-i Sitte;1162)
Peygamber Efendimiz (S.A.V) menfaat vermeyen o ilmi istememiştir. İlim okuyup o ilmi tatbik etmeye şöyle bir misal verebiliriz; İki insan bir padişahın yanında hizmet etmektedirler. Padişah onlara, bunları yapacaksınız, bunları yapmayacaksınız diye bazı emirler vermiştir. İkisi de padişahın emirlerine tam vakıf oldular.
Yani padişahın emir ve nehiyleri ne ise, ikisi de aynen öğrendiler. Biliyorlar ki ne yaparlarsa padişah onlara buğz eder, ne yaparlarsa padişah onlardan razı olur. Bunlardan birisi heyecanla, edeple daima padişahın yanında durmaktadır. Onun emir ve nehiylerini zerre kadar bırakmamak suretiyle yerine getiri-yor. Diğeri de padişahın yanında oturuyor ve şöyle düşünüyor:
"Padişah neyle razı olur neyle razı olmaz, ben bunu biliyorum, buna vakıfım, bu konuda alimim..." Fakat padişahın karşısında hiç rahatını bozmuyor. Öbürü ise padişahın bahçesini yapıyor, onun bütün hizmetlerini görüyor, ayakkabısını kaldırıyor; kapıdan çıkarken ayakkabısını önüne koyuyor, abdest suyunu getiriyor, namazlığını seriyor.
Böyle edepli olarak, hiçbir zaman ondan ayrılmamak suretiyle onun emir ve nehiylerini yerine getiriyor.
O kendisini hiç rahatsız etmeyen şahıs, bu saygısızlığının yanında bir de ara sıra bir balta alıp padişahın bahçesine giriyor ve ağaçları bozuyor. Şimdi bir düşünelim. O padişah hangisini sevecek, hangisine kızacaktır? Cevabı hepimizce malumdur. İşte padişahın neyle razı olacağını biliyorum diyen kişinin durumunda olan alimin de ne yapması lazımdır? İlmiyle amel etmesi lazımdır. Padişahın emrinde olan şahıs orada olmasa dahi, padişah kendisi kalkıp abdest suyunu getirecek, gidip bahçesini yapacaktır. Padişahın karşısında kendisini hiç rahatsız etmeyen şahıs; "Ben alimim, biliyorum ama yapmıyorum." demektedir. Yapmadığı zaman bilmesinin ona ne faydası vardır? O emrini yerine getirmediği için, padişahı razı edememektedir.
Padişahın bahçesini bozmak, çiğnemek insanın günah işlemesi, Allah-u Zülcelal'in haram kıldığı şeyleri çiğnemesi manasına gelmektedir. İnsan; Allah ne ile razı oluyor, ne ile buğz ediyor öğrenip bildikten, yani bu emirlere vakıf olduktan sonra o ilmi tatbik etmelidir.
Tatbik etmediği zaman ilminin ona hiç bir faydası yoktur. İlim okumak, o ilimle amel etmek.. İşte tasavvuf bundan başka bir şey değildir. Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur(Bakara; 152)[hr]O halde siz beni zikredin ki, ben de sizi anayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin." (Bakara; 152)