Aglamak;
Rahman’dan (c.c.) kuluna bir armağan, bir rahmet!…
Aglamak;
İçteki sıkıntıları dışa atmaktır… sıkıntılardan arınmaktır!…
Bazen sevgiliye naz! Bazen sitemdir! Bazen de anlaşılamamaktır…
Bazen pişmanlıgın ifadesi…
Aglamak;
Kaybedilene aıt! Hüznün doruk noktası…
Resulün (S.A.V.) kaybetti i ogluna hediyesi …
Ya ResulALLAH! (S.A.V.) Sen de mi? Dedirten inci taneleri…
Bazen Rabbe (c.c.) yöneliş!…
Bazen af dileme!…
Aglamak;
Bazen acının inci inci dışa vurumu!
Adeta acının yıkanması… topraga karışıp yok olması…
Bazen sevincin gözlere yıgılması, ardından göz pınarlarından süzülen daneler…
Yürekte sevinç fırtınaları koparken, gözlerin mahzunlugu!
Söylemek ! hissettiklerini ifade etmek insana uzakken,
Süzülen damlalarla bunları tek tek yazmak!
İçteki gök gürültüsünün adeta ya muru davet edimi…
Hz.Yakub’un Hz.Yusuf’a özleminin ifadesi!…
Net, yalın, riyasız hiçbir kelime telaffuz etmeden tüm çıplaklıgıyla,
duyguların ifadesi…!
Ve aglayabilmek;
Gece yarısı mahlukat uyurken, seccadesinde Rab’bine (c.c.) huşuyla yönelmiş,
Alın secdede, Rabbi (c.c.) ile buluşmanın doruk noktasında…
Bir mü’minin gözlerinden süzülen damlalar!
Belki de diğerlerinin kurtuluşuna mütesebbib!…
Rabbinden (c.c.) rahmet olarak….
Bir annenin yavrusuna özlemi, hasretinin ifadesi!…
Duygular kumkuması içindeyken kalbin birden infilak etmesi…
Ve gözyaşı;
Rabbinden (c.c.) rahmettir mü’mine!…
Bir tesellidir anneye! Sevgiliye sığınak!…
Mecnundan Leyla’ya kalan hatıra!…
ve Rasulden (S.A.V.) ümmetine merhamet
!…