Bu haberi ilk burada duydum, ve haber neymiş diye baktım. Yeğenini kayıran bir şahsiyet, bu alıştığımız bir durum. Bu adaletsizlik konusunda, bu kişinin adını alıp öfkelenmeye bile değmez. Nitekim öfke bir güçtür, ve toplum bunu her olayda parça parça dağıta dağıta kullanırsa, hiçbir sonuç elde edemez. Bu açıdan ikincil olayları değil, tüm olayların kökeni olan bozuk sistemi daimi hedefte tutmak gerekiyor. "Parçalanıp bölünmeyin" ayeti bu konuda da bize rehberdir, bugün bir tecavüz vakası, yarın bir kadın cinayeti, öbür gün belediyelerin hayvanlara zulmü, bir diğer gün sma hastalarının çırpınışları ve bunlara benzer ne kadar sorun varsa, hepsinin kökenine bakın: bize demokrasi ve adalet sistemi diye anlatılan sistemin çarpık işleyişi var.
Haliyle, haberlerin, gündeme düşen olayların rüzgârına çok kapılmamak gerek. Ve, farklı farklı kulvarlarda direniş yapanların (hayvan hakları, kadın hakları, sma hakları vs) birlik olup tek bir şey için güçlerini birleştirmeleri gerek. Ve o şey de: halkın gerçek anlamda demokrasi ile yönetilmesi.
Not: Şeriat yanlısı olarak, cümlemin gidişatında şeriatı önereceğimi sanmış olabilirsiniz, ancak şeriat, dini hakkıyla bilen ve uygulayan halkın hakkıdır. Dolayısı ile, bir avuç hakiki Müslümanın ülke kuracak hali olmadığına göre, mevcut hâle göre en iyi çözüm: demokrasinin adam gibi uygulanması olur. Halkı ilgilendiren meselelerde, halkın söz hakkı olmalı. Mesela sınavda yüksek not alan birinin mülakatta elenmesi de ne demek? Eleyenler kim ve hangi ehliyetle yapıyorlar bunu? Bunların engellenmesi gerek işte, o zaman yönetim şeriat değil, demokrasi olsa bile çok acı çekmeyiz.
__________________
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
"Andolsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu?"
[Kamer Suresi 17, 22, 32 ve 40. Ayetler] |