Onun Arabası Var Çakarlı Çakarlı
Onun arabası var güzel mi güzel
Çakarı da var özel mi özel
Bastı mı gaza gider mi gider
Cübbeli Hoca’nın kızı trafikte yakalanınca aklıma bu şarkı geldi. Evet Hoca’nın kızı, hızlı yaşıyor. Trafikte beklemeye tahammülü yok. Kural çiğnemek, umûrunda değil. Çünkü cezâyı ödeyecek parası var.
Vaktiyle komşumun annesi, oğlunun âhiretini kurtaracak gelin aradı. Nihâyet bir Kuran kursu hocasına tâlib oldu. Söz kesildi. Sıra geldi nişana. Hoca hanım istemez ama âdet yerini bulsun diyerek nişan alışverişine çıktılar. Hoca hanım dantelli çeyiz alışverişine öyle bir dalmış ki kayınvalide şaşırıp kalmış. Eve gelince dizlerine vurarak söylenmiş:
“Kızım, bunlar bizi yıllardır paçalı donla kandırmışlar!”
Sürekli âhiretimizi kurtaran hocalar, sıra kendilerine gelince dünya nimetlerinin tadına bakmayı normal görüyorlar. Hele de ciğerpâreleri yapıyorsa. “Ne yapalım söz geçmiyor!”, en kestirme açıklama. Sıradan vatandaşın muhayyilesinde bile canlandıramayacağı lüks yaşamların da açıklaması var:
“Zekâtını veriyoruz.”
E o zaman İbrâhim Edhem’i de bizi de rahat bırakın! Demek ki atlas yorganlar arasında da Allah’ı bulmak mümkünmüş.
Hoca, bir ara satrancı haram kıldı. Meğer hızlı yaşayan kızı, futbolu çok seviyormuş. Çocuklarımdan biri arayıp, “Ne yâni satranç oynuyorum diye cehennemlik miyim?” diye sormuştu. Gülerek, “O kendi evine baksın.” demiştim.
Bizim gülüp geçtiğimiz meseleler, maalesef bâzı insanların hayâtında derin mi derin izle bırakıyor. Cübbeli’den etkilenerek gelinlik giymeyen bir hanıma rastladım. Hocanın kızını görmüş. Hakkını helâl etmiyor. Nasıl etsin? “Ne zaman tül perdeleri yıkasam asmadan evvel aynanın karşısında gelinlik gibi üzerime sarıp seyrediyorum.” dedi.
Yıllar evvel dindar iş adamlarına konuşan bir münevverimiz, “Hanımlarınız jipe bineceğine bakkal borcu ödesin” demişti. Evde bunu söyleyen bir iş adamının hanımı, ağlayarak bakkal borcu kapatmıştı.
Bu hâdise, muhâfazakârlar henüz iktidarda değilken dilden dile dolaşırdı. Şimdi jip, sıradan bir araba oldu. “Hanımlarınız jipe binmesin” diyen münevverimiz, isrâfa dâir, “itibardan tasarruf olamaz”a dâir tek kelime etmiyor. Şimdilerde nasıl yaşadığını duyduğumda şaşırdım kaldım. Dünyâyı geziyor. Lüks yaşıyor. O iş adamının eşi, “Gezeceğine bakkal borcu kapat” dese haksız mı? İnternette bir videosunu seyrettim. Kocaman kocaman laflar arasına sıkıştırılan imam-hatip övgüsü dikkatimi çekti. Önünden geçmediği, çocuğunu göndermediği okulu, vatandaşa tavsiye ediyor. Dediğimi yap, yaptığımı yapma!
Zenginin parası, züğürdün çenesini yorarmış. Benimki de laf işte! Jipim olsa ne yapardım bilmiyorum.
Kerime Yıldız