Ey Hasretinle Yandığım Efendim!
Bir lahza görse seni bu yaşlıgözlerim Ne acı, ne sızı kalır yüreğimdene de elemim Razıyım uğrunda bu yaralı canımı veririm Gayri dayanamaz oldu artık sensizlikten yaralı yüreğim
Sanki asırlardır hasretim sana bu alemde Yaşlılık gelmeden yaşlandım şu gençliğimde Vuslatın,sana özlemim var yanan yüreğimde Ne olur Sultanım gel,dön bir gün evvelde
Yetmez mi sultanım bunca yıl sensiz yaşayışım! Her gece gizli gizli hasretinden ağlayaşım Gayri gözümde kalmadı artık dökecek yaşım Sensiz kalbim kırık boynu bükük kaldı başım
Kanadı kırık yaralı bir kuş oldumsensizlikten Solgun,kokusuz boynu bükükbir gül oldum Hasretinden Yaprakları dökülen kup kuru bir ağaç oldum seni özlemekten Hasretinle yanan bir mum oldum güngün erimekten Baharı olmayan bir kış oldum yollarını gözlemekten
İsmin dahi yetiyor yüreğimizi parçalatmana
[B]
Ne gözyaşı ne kalp dayanır senin aşkına Gel ümmetii ümmetii deyip bas sultanım bağrına! Sil hasretinle damla damla gözlerimdensüzülen yaşlarıma!
Garip Mücteba nasıl ne eder sensiz Kalbi kırık boynu bükük kaldı perişan, çaresiz Gelmezmisin sultanım bir gün habersiz Gayri bu yürek,bu gönül dayanamaz oldu artık sensiz
Seyyid Mücteba GEYLANİ