Sadece Sükut...!!!!
Kimi zaman öfkeden kuduruyor , acıdan dizleri tutmaz oluyordu kimi zaman. Rahatça nefes alabilmekse… Bütün gök boşluğunu doldursam ciğerlerime, sanki yetmeyecek bu açlığa. Ah!... Nefes alabilmek..
Sonra bir an geldi ve kolcular gönderdim dört bir yana. Diyâr diyâr gezdiler bütün izlerim boyunca. Sokaklardan , köprü altlarından , karanlık odalardan , iskelelerden çöplüklerden , mevsimlerden , gündüzler ve gecelerden , söylenememiş söylenesi sözlerden , boş ellerden , kirli coğrafyalardan geçtiler… Ve kolcular gönderdim dört bir yana… Bir bir söküp getirdiler bana ait olanı..
Benim olanın yeri yanımdır diyerek sahiplendim bütün acılarımı..
O günden sonra ve bu güne kadar , acı nâmına yaşadığım ve yaşattığım her ne varsa… Yürekte , sınırsız ve özgürce dolaşırlar…Yakıp yıkarlar, kanatırlar da nitekim… İçimin asi yüzlü çocukları. Akıp giden zamanın kıyısında oturup saatler boyu konuşuruz bazı , şartsız ve koşulsuz..
Dışarda ise yaşam devam eder durur . Yani bazen devam eder ama bazen de durur. Garip…
Lakin acılarıma orada yer yok. Zaman zaman suretleri dışa yansır ise de onları gerçekten hiç paylaşmadım.
Kendimde azalttığımı düşünerek bir başkasında asla çoğaltmadım..
Eğer ki bu hayatın içinden acılarıma da düşen bir pay varsa şayet , şüphesiz o pay sâde ve sadece sükûttur… ...ALINTI