Ruhumun hicran damlaları...
Sen zarifliğiyle güzelleşensin!
Uzak
Diyarların girizgâhın da
Bilmelisin ki senin soluğuna çok hasretim
Hücremin
Her katresinde senin ferin
Halime bıraktığın eşsiz nefesini hissettim
Tenim
Dünyaya hasretken ben
Batında ise her zaman seninleydim bilesin
Sen
Zerrenle meşakkati yaşarken
Ben senin esenliğinde suhuletinin esiriyim
Sen
Can içinde bir canını yaşatan
en bahtiyar insan mefkûresinde heyecansın
Havva,
Asiye, Meryem, Hatice, Aişe
Fatımaydın nice isimlerin sahibi bir nisasın
Kâinatın
En şerefli bir insanı olan
Mükerremliği sabrıyla yaşayan latif bir kansın
Sen
Anaydın, ataydın ve havaydın
Topraktın, aşktın, sevda adına güzellik sunandın
Göz
Pınarlarından süzülerek akan
Bir damla yaş, anlayana neler anlatır eğer bilinse
Yaşadığın
Sevdanın aşk pınarlarından
Gelenlerdi onlar, Ummana kapı aralar vuslata akar
Yücelikte
Eşsizdin, bir mürebbiydin sen
İlk öğretmendin, sevgini hasreden naif güzelliktin
Eğer
Sen olamasaydın ey aziz insan
Şefkat asılsızdı, aşk taçsızlığı yaşardı hicranlaşırdı
Nice
Canlar var ki, bitmeyen umutla
Beklediğin muratların akabinde seninle anlamlaşırlar
Şahlar,
Padişahlar, krallar Osmanlar
Süleymanları dünya getiren anayla saltanata konarlar
Ancak
Seninle kaimdi cihanda alınan
Tüm solukların anlam bütünlüğü için kuşanılan sevdada
Oluk
Oluk akan kanlar, bir şahadet için
Yarışanlar, ana payesi için değiller mi coşkuyu yaşayanlar
İlahi
Adaletin muhatabı, tebessümlerin
En güzelini senden başka kim verebilir ki ey tahtı tevazuu
Her
Merakın heyecanın, telaşın yılmayan
En bariz muhatabı, her vakit sen olurdun, kimler anlamazdı
Arzı
Mekânın en nadide çınarı ve esen yelin
Gönülleri kuşatan, serinliği anlatan meltem olanı tek sendin
İnsanlığın
Muradı, neslin halkası ve manasıydın
Kâinatın anasıydın ve sen insanlığın medarı iftiharıydın cansın
Mustafa CİLASUN