''BU TEVBE HİÇ İŞE YARAMIYOR !..''
Sessizce oturdu Bilge'nin karşısına genç adam. sıkıntılıydı. anlamakta gecikmedi halini Bilge adam:
- hayırdır sıkıntılısın.
- evet dedi genç adam ve başı önde devam etti :
- ben çok kötü biriyim. ve boşuna namaz kılıyorum.
Bilge adam biraz endişeli sordu:
- bu yargı çok ağır nasıl vardın buna?
- tevbe ediyorum, sonra yine işliyorum günahı. bu tevbe hiç işe yaramıyor.
Bilge gülümsedi. önce bir çay koydu kendine ve genç adama, sonra öne eğidi ve sordu :
- tevbe ettiğin zaman kimin seni affetmesini bekliyorsun?
- tabiki Allah'ın diye heyecanla bağırdı genç adam.
- başka?
- başka mı, başka kim affedebilir ki?
Bilge adam çayından bir yudum çekti ve arkasına yaslanarak konuştu:
- bak genç adam tevbe bir pişmanlık ve kendini adil yargılamadır. sen kendini yargılayıp ve adil bir hüküm verip bunu gönlünce kabul edemedin mi bu bir tevbe olmaz. önce sen " KENDİMİ AFFETTİM" diyebilmelisin. adilce ama, laf olsun diye değil. sen gerçekten kendini affedebilirsen bu işten pişman olmuşsun ve hatanı kabul etmişsin demektir. dilinle affedilmeyi dilediğin sürece kendini tam yargılamamışsın ya da hükmünü verememişsindir. bunu yapabilseydin kendini de affedebilirdin. senin kendini affedebilmen o günaha karşı içinde artık bir nefret oluşmasıdır. kendini adilce yargılayamadığın sürece kendini affedemeyeceksin. önce kendini affetmeyi öğren. sen kendini affedebilirsen Allah'ta seni affeder.
Genç adam durdu ve gözlerinin içine baktı bilgenin. şaşırmış sendelemişti.
- buna delilin nedir? dedi.
Bilge sakince cevapladı :
- sen dedi, Allah'ın günah işlemeyen peygamberine neden "kendi günahın için de tevbe et" dediğini sanıyorsun??...
.....