Konu Başlıkları: Sitem-i İhtar
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Ocak 2009, 11:14   Mesaj No:1

BANU AKSOY

Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BANU AKSOY isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5914
Üyelik T.: 29 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:97
Mesaj: 20
Konular: 10
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Sitem-i İhtar

Sitem-i İhtar

Ey Kardeşlerim!


Solmuş güneşlerin yenilgilerle
büyüyen ,adı zafer tarlalarına şayan olan kahramanların evlatlarından sizlere
selam olsun !
Dünya vadisinde kıyama durmuş yüreklerimizle kurşundan bilyeler oynanan
sokakların kirli yüzlü, çakır gözlü evlatlarından selam olsun !
Savaşın anavatanından, acının anavatanından, kanın anavatanından, şehadetin
anavatanından ruhları hanzalalardan selam olsun !
Virane bakışlı çocukların bıçakları ile ağaçlara kazıdıkları sitemleri
aktarıyorum bu bildiri de sizlere !
Onlar ki yürekli tankların ucunda namluda çarpan mazlumlar. Kazıdıkları
ağaçlardan hala kan sızarken geç kalmamış olmak adına, yetişmeniz adına bu
sitem-i ihtar !
Bir bedene koşan kurşun çarpmadan tutmanız, kömür karası bulutlara vahdetin
beyaz güvercinlerini biz yanmadan uçurmanız adına bu sitem-i ihtar !
Bizler baharları kabirden sonralara bıraktık , ama size diyeceklerimiz var !
Bu dünyada bahar gören ve bize bir çiçek getirmeyi unutan kardeşlerim. Ateşin
ortasında yanan ellerimize sorarız biz..
Neden sapanlar tutar onları , sizin yerinize?.
Yaramız kan revan dökülürken neden yine yaramız deva olur bizlere?.
Zalim küfrü yağarken başımıza zindanlarda..
Neden zindan duvarları şefkat gösterir bize sizin yerinize?.
Sizin yanı başımızda olacak yüreklendirmeleriniz olacakken,
Neden bir çocuğun ağzında ki tarihler öncesi marşlarla medet arar
hüzünleniriz?.
Zalimin adresi belli iken,
Neden bu adrese bir türlü uğramayanların aymazlığı ile öldürülürüz?.
Kudüs naralar atarken şafaklarda,
Afganistan da gaip olurken bir elçi,
ve şehadet yudumlarken Çeçenya’da bir cihad eri,
Neden sizler sıcak sofralarınızda bizden hiç bahsetmezdiniz?.
Sorularımızın cevaplarını kabirlerimize, yüreklerimize, yaralarımıza,
gözyaşlarımıza, e-mail olarak yollarsanız seviniriz. Zira halimizin anı anını
tutmamakta,bir bakmışsınız şehadet şerbeti, bir bakmışsınız ölüme ramak
kalmanın kolda bacakta gözde nişanesi,birde bakmışsınız ateşin gelip iki
göğsünüzün arasına bir çocuk çığlığına bezenerek düşüvermesi.
Biz ki… Asırlardır söylenen türkülerin en hazini en kutlusu en güzeli

Biz ki;
Adres vermiyoruz ,siz zaten biliyorsunuz, Filistin, Çeçenya, Afganistan, Irak,
Lübnan… mazlum toprağının kokusunu izleyin bulursunuz.
Ey kara defterlere batının figüranı olarak geçecek olma yolunda yürüyen
Kardeşlerim !
Çok bekledik sizleri, hala da bekliyoruz, bekleyeceğiz.
Gelmediniz..
En mazlum anlarımızda, en yitik, en keşmekeş, en kutlu, en gözyaşı sel anlarımızda
gelmediniz,gelemediniz…
Bekliyoruz gelirsiniz diye..
Bakanın umut görmediği Ortadoğu’nun, Kafkasya’nın gül bitmez topraklarına umut
adında güller ekerek.
Ve bekleyeceğiz de öyle değil mi. Çünkü biz biliyoruz sınanmanın mübarek tadını
ve gelecek olan, sınanmayanın sınanacağı anları. !
Ey kapitalizmin hamuruna el bulamış çarkın tam ortasında dönüp duran kalbi gark
etmemiş Kardeşim !
Yıkımın tarihçesini gözyaşı ile yazan halkların kardeşliğini bekletmek kolay
olmasa gerek. Bilin ki, en isyankar zamanlarımızda isyanımız zalime değildi
aslında,
Sizin bu pervasızlığınızaydı.
Nasıl kapıldığınızaydı isyanımız, kapitalist arzuların menziline.
Benim zulüm mevzilenen cephelerime düşen bombaların sahiplerinin ellerini
gülümseyerek sıkan ellerinizeydi isyanımız en çok.
Onlarla kadeh tokuşturduğunuz beyaz masa örtülerineydi.
Dişlerinizde ki parıltılaraydı
isyanımız,yangınımız, ağıdımız.
Bir Endülüs vardı bir zamanlar,
İslam’ın binbir yıldızı,destanların destan olup aktığı diyar.
Bu diyarların kitaplarını okuyan evlatların bu diyarları yıkana olan
muhabbetineydi bizim isyanımız acımız !
Ey Kuranın yeryüzünde emanet edildiği zihni gaflette olsa da mübarek
bilinen mübarek elçi, ey kalbi cihadı, tebligatı terk eden uykuda kardeşlerim !

Zalimin görevi zalimlik değil miydi ?
Ya sizin göreviniz neydi ? meydanlarda vahdet naraları atan diliniz bize şaka
mı yapıyordu yoksa ?
Endülüs’te parlayan İslam yıldızını nişane gibi takıp yakasına,
Şamilin ruhunu nakşedip içindeki cihad ruhuna,
Mescid-i Aksa’nın hüznünü yerleştirip narına koşacak Müslüman nerede?.
Televizyonlardan izlediğiniz anlık sızılar mı sadece bize beslediğiniz
muhabbet!
Bin bir kalem oynatılıyor ülkelerinizde bizler adına, sadece okuduğunuz kadar
bize sevginiz. Taklidi bir müslümanı anlamalıyız..
biz virane evlerin kalaşnikof kelamlı çocukları.
Sizler bizim ağır beyinlerimize artık yetmiyorsunuz.
Her geçen gün yiten bir inanç süzüyoruz bu savaşlardan, darplardan sizlere.
Ve hüzün biriktiriyoruz avucumuzun bir kenarına yaptığımız havuzlarda sizler
adına.
Karabulutların dolaştığı bu İslam coğrafyaları güneş bekliyor artık !
Biz biliyorduk bizden öncekilerin başına gelenler bizimde başımıza gelecekti..
Biz biliyorduk dünya Müslüman için gül bahçesi değildi.
Biz biliyorduk hüda için hevayı terk etmek gerekti,
biz biliyorduk inanırsak sapanla tank yenilirdi,biz biliyorduk alnımız secdede
aşındıkça zalimin kahrı olurdu,biz biliyorduk Rabbimizin kahhar adı vardı,biz
biliyorduk ‘La tehzen ! İnnellahe meena ‘(1) tesellisi geceye düşen
yıldızlardandı, biz biliyorduk intifada bu topraklarda yeşeren bir çiçekti ve
biz biliyorduk kardeşlerimiz bizi yara bellemişti. Biz biliyorduk ‘Allah’a ve
O’nun Resulü’ne iman edersiniz mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad
edersiniz. Bu sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. (61/11) ‘ ayeti
hasbihal için inmemişti. Biz biliyorduk ki vahdet ebter bırakılmamıştı, bir
sahibi vardı.

Bizim bildiğimize bilen kardeşlerimize, bilmenin suskunluğunadır bizim
sitemimiz.

Ve gecikmiş bir kardeşliğin acısıdır sitemimiz. Evlerinizde başınızı rahatça
koyduğunuz yastıklara değil, başınızadır sitemimiz. Bizi unutturmaya çalışan
korkak sistemleredir sitemimiz. Yönünü batıya dönen güneşlere
karanlığımız. Mazlum kanı üzere ortaklık düşünen zihniyetlere sitemimiz.
Bizimle santranç oynayan figüranlara sitemimiz.

Ey çöl kumu gibi yumuşak
hayatlarında muhakemeden uzaklaşmış,

aczi adımlayan Müslümanlar !

Ey siyasetlerini en olunmadık mecralara kullanan , ekonomilerini salt para
döngüsü üzerine kuran Müslümanlar !
Ey zihnini dünya masalları ile örmüş, gerçeklik ekseninden uzakta düşünen
Müslüman !
Ey Gal-u Belada söz veren ve bizi unutan Müslüman !
Ey kıblesini bilen ama yüz çeviren Müslüman !
Ey açıktan gizliden vahdet halkasına bilerek bilmeyerek kırbaç vuran Müslüman !
Ey cihadı sadece söz zanneden Müslüman !
Ey kardeşinin kanı dökülürken sıcak sıcak çay yudumlayan Müslüman !
Ey erkekleri dövülerek evinden alınırken ağıdı duası birbirine nakşeden kadınlardan
bihaber Müslüman !
Artık biliyorsunuz ki vahşeti izlemeye para vermeye luzüm yok !
Silkinmesini, sızlamasını,dua etmesini,koşmasını,elimizden tutmasını,cihad
etmesini,yaramızı sarmasını,ağlamasını,bize tebessüm etmesini,yanımıza
gelmesini,bizi savunmasını,bizimle mücadele etmesini,bizimle bağırmasını,
beklediğimiz Kardeşlerimiz !

Şimdi düşünün !
Düşünceyi eyleme dökmeye niyet ederek, kalkın orucunuza.
Bu coğrafyalardaki fırtına bir gün size de patlayacak, ya o zaman. ?
Ya o zaman, sizin sınavınız geldiğinde cevabınız ne olacak.
Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden
cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler,
“Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve
sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah’ın yardımı pek yakındır. (3)

Bu toz bulutu halkasına dahil olmadan vahdet halkasından selam ediyorum size Ey
kardeşlerim. Yaratanın sana sınavı ulaştığında elin kime dokunuyor olacak
mizanda ölçtünüz mü hiç. Terazi kimden yana olacak . Yoksa siz hala orada
olanlardan mı olacaksınız.
İnna fetahna diyen diliniz kalbinizi mi yalanlayacak size bizi gösterip.

Kalbiniz LA ! dediğinde toz bulutunda yönünüz bitaraf mı kalacak?.


(1) Üzülme, Allah bizimle beraberdir. (Al-i İmran Suresi, 40, Ayetten)
(3)Bakara Sûresinin 214 . Ayetinde
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi BANU AKSOY 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
SOYADI AŞIK OLSADA BU AŞKI NE ANLAR ''o'' Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 2 1849 19Haziran 2010 01:32
Gelin Kalbimizde Çatırdayın Çocuklar Makale ve Köşe Yazıları KARAKÖSE 2 1781 11 Nisan 2010 01:47
Ruh Risalesi Şiirler ve Şairler Hazan Mevsimi 1 2064 13 Ocak 2010 13:33
Müslümanın Zulmü Makale ve Köşe Yazıları dua dilencisi 2 2299 05 Ocak 2010 23:44
Masumiyet Şiirler ve Şairler KayıpKentli 1 2126 20 Kasım 2009 13:06