Konu Başlıkları: Allah İçin Sevmek (Vaaz)
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Şubat 2009, 22:20   Mesaj No:1

Minam

Medineweb Usta Üyesi
Minam - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Minam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2893
Üyelik T.: 03 Ağustos 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Van
Mesaj: 293
Konular: 94
Beğenildi:22
Beğendi:16
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Allah İçin Sevmek (Vaaz)

Allah İçin Sevmek (Vaaz)

Allah İçin Sevmek (Vaaz)
Yokluk aleminden varlık alemine geldik. Biz yok idik ve eğer Rabbimiz tarafından yaratılmasaydık asla var olamayacaktık. Var olmakla kalmadık insan olarak yaratıldık. Rabbimiz bizi sevdi de var etti. Rabbimiz bize değer verdi de bizi yarattı. Sevene karşılık sevgi gerek. Seven hele Yaratan Rab olunca o zaman sevgiyi derinleştirmek gerek. Sadece Yaratanı değil yarattıklarını da sevmek gerek.

Yaratılmışların özünde Yaratan vardır. Bu sebeple yaratılanlar yaratandan dolayı sevilmelidir. Allah için sevmek, sevginin merkezine Yaratanımızı koymak demektir. O’nun rızasına nail olmak için sevmek, O’nun bizi sevmesi için sevmek, O’nun sevgisine layık olmak için sevmek velhasıl O’nun için sevmek sevgiye gerçek misyonunu yükleyecektir.
İnsanoğlu yaratılış itibariyle bir şeyleri sevmeye meyyaldir. Herkes farklı bir şeyleri sever. Bazıları maddeyi sever, maddede her şeyi aramaya çalışır, madde onun için değerlidir. Elde edilen şeyler ona zevk verir, keyif verir. Elde olmayan şeyler için sıkıntılar ile kendini harap eder. Dünya onun için her şeydir. Dünyalık her şeydir. Para maddenin merkezinde bulunur. Maddeyi sevenler maddi güce önem verir. Maddi güce önem veren her şeyin üstesinden kendisinin gelebileceğine inanır sonuç itibariyle aldanır. Böyle bir aldanma için Yüce Rabbimizin bir uyarısı vardır. Kur’an-ı Kerim’de bir ayette şöyle buyrulmaktadır.
قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُواْ حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.”[1]
Kimi insan insanı sever ona değer verir. İnsanın olmadığı bir hayatı benimsemez. Hümanist yaklaşır. İnsanın her şeyin özüne yerleştirir. Bir bakıma güzel olan bu durum insana kendisinde olmayan birçok gücün yüklenmesiyle yanlış sevgi şekilleri ortaya çıkar. Kadınlar erkekleri, erkekler kadınları sevmeye meyilli yaratılmıştır. Neslin devamı, hayatın paylaşılması için bu şarttır. Bazı insanlar bu sevgide yanlış yollara düşer, aşırıya gider bir insan için hayatını heder eder. Bazıları sevdiğine ulaşamadığı için Dinin haram kıldığı cana kıyar, intihar eder, kaybedenlerden olur. Bazen de Mecnun misali kişi Leyla’sını sever ama bu sevgi Leyla’da kalmaz onu geçip Rabbe ulaşır. İşte Rabbe ulaşan bu sevgide fayda vardır. Yüce Rabbimiz Müminlerin Allah’a olan sevgisini şöyle bildirmektedir. “İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını ‘eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür.”[2]
Sevileni Allah için sevmek, Sevilenden hiçbir karşılık beklememektir. İyilik yapıldığı zaman artan, kötülük yapıldığı zaman azalan bir sevgi değildir Allah için sevmek. Allah için seven kişinin dudaklarından şu mısralar dökülür.
Gelse celâlinden cefâ,
Yahut cemâlinden vefâ,
İkiside cana safa:
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.
Müminler birbirlerini Allah için severler, Allah için sevmelidirler. Yüce Rabbimiz Fetih süresinin son ayetinde müminlerin birbirlerine karşı merhametli oldukları şöyle vurgulanmaktadır.
[FONT=Comic Sans MS]مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعاً سُجَّداً يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَاناً سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ
“Muhammed, Allah’ın Resülüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir.”[3]
Sevgili Peygamberimizde bir hadislerinde müminlerde bulunacak şu özelliklerin imanın tadının alınmasına vesile olacağını bizlere şöyle bildirmektedir. “Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar: Allah ve Resûlünü, (bu ikisinden başka) herkesten fazla sevmek. Sevdiğini Allah için sevmek. Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.”[4]
Gönül mutlak manada bir şeylerle dolmaktadır. Bu doluşun adı sevgide olabilir, nefrette olabilir, başka şeylerde olabilir. Gönül boş kalmayacak ise ve dünya ve ahirette huzurlu bir yaşam geçirmek için gönlün sevgiyle dolup, nefret bir tarafa atılması gerekiyor ise, bu sevginin adı Allah (c.c.) olmalıdır. Böyle bir sevginin faydası elbette kendimize olacaktır. Dünyada Allah için sevmenin karşılığını tam anlamıyla alınmasa bile, mahşer meydanında gölgenin olmadığı bir zaman diliminde herkesin sıkıntı içerisinde beklediği ve bu bekleyişin bir an önce bitmesi için yalvardıkları bir zamanda arşın gölgesinde gölgelenmek ile karşılığı alınmaya başlanacaktır. Resul-ü Ekrem (s.a.s.) bir hadislerinde şöyle buyuruyor. “Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:
1.Âdil devlet başkanı,
2.Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,
3.Kalbi mescitlere bağlı müslüman,
4.Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan,
5.Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit,
6.Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,
7.Tenhâda Allah’ı anıp göz yaşı döken kişi.”[5]
Sevgi imanın bir gereğidir. Sevgi imanın bir tezahürüdür. İman olan kalpte sevgi eksik olmaz. İmanı kamil olan bir kalpte Allah rızası için sevmek eksik olmaz. Gerçek anlamda iman etmenin yolu inanan kardeşlerimizi Allah için sevmekten geçmektedir. Mümin diğer mümin kardeşinin, rengine, ırkına veya kim olduğuna bakmaksızın sevmelidir. Çünkü İnananlar kardeştir. Yaşam bulduğumuz bu asırda müslüman kardeşlerimizin içinde bulunduğu sıkıntılar olabilmektedir. Bu sıkıntılar ile sıkıntılaşmak gerekir. Bu sıkıntıların hayattan atılması için dua edilmesi gerekir. Efendimizden yine bir hadis aktarmak suretiyle konumuzu daha iyi anlayalım. O şöyle buyurmaktadır.
[FONT=Comic Sans MS]وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لا تَدْخُلُوا الجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا ، ولا تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا ، أَوَ لا أَدُلُّكُمْ عَلَى شَيءٍ إِذَا فَعَلْتُمُوه تَحَابَبْتُمْ ؟ أَفْشُوا السَّلامَ بينَكم
“Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”[6]

Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Minam 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hutbe:İyiliği Emretmek ve Kötülükten Sakındırmak Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat nurşen35 1 2804 25 Mart 2014 19:25
Hutbe:Asr-ı Saadetten Kardeşlik Örnekleri Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat Minam 0 2097 24 Mart 2014 20:03
TAVUKLU YILDIZ ŞEHRİYE SALATASI /medineweb mutfağı Salatalar mehmet akif2 4 2402 24 Mart 2014 19:40
Niyetlerimiz Hâlis Olsun... Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Beytül Ahzan 1 2398 12 Mart 2014 21:41
Diyanet İlmihali 1. Cilt soru cevap... DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler Mihrinaz 6 7243 10 Mart 2014 21:04