Durumu: Medine No : 38 Üyelik T.:
30Haziran 2007 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Yaş:44 Mesaj:
984 Konular:
245 Beğenildi:29 Beğendi:0 Takdirleri:146 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | CEMAAT & TARİKAT HOLİGANLARINA ( M. ŞEVKET EYGİ) CEMAAT & TARİKAT HOLİGANLARINA ( M. ŞEVKET EYGİ) ÖNCELİKLE şu hususu samimiyetle beyan edeyim: Yüce İslâm dinine,Allah’ın Kitabına, Peygamberin Sünnetine, İslâm fıkhına, ümmet-iMuhammed’e muhlisen lillah hizmet eden bütün şahıslara, cemaatlere,tarikatlara, grup ve zümrelere selamlarımı, hürmetlerimi,teşekkürlerimi, takdirlerimi arz ederim.
Onlar tenkitlerimin dışındadır, lütfen üzerlerine alınmasınlar.
Gelelim bazı tenkitlerime:
(1)Bazı cemaatlerde şöyle bir inanç var. Bizim cemaatimize ve Hazretimize intisap ediveren kimse kurtulmuş olur. Bu ucuz kurtuluş son derece yanıltıcıdır. İntisapla iş bitmez, Müslüman itikadı sahih olacak, Salih ameller (yararlı işler) işleyecek, ahlâk ve fazilet sahibi olacak,Allah yolunda cehd sarf edecek... Ondan sonra kurtuluş olur. İnsanların en büyüğü Resul-i Kibriya Efendimizdir, O’na iman eden kişinin de namaz kılması, gerekli bilgi ve kültürü edinmesi, oruç tutması, zekat vermesi, cihad yapması gerekiyor. Ancak bunları yaparsa derecesi yükseliyor.
Kur’ân-ı Kerim bizi uyarıyor, “Allah katında en üstününüz, en fazla takvalı olanınızdır.” buyuruyor. Kişi, bir cemaat Hazretine bağlanıvermekle üstünlük kazanmaz.
(2) Bazı cemaatler,açıkça söylemiyorlar ama kendilerini İslâm dini ile özdeş hale getiriyorlar, bu da vahim bir bozukluk ve sapmadır. Hiçbir parça bütün İle eşit olamaz, hele bütünden büyük olamaz. Cevher İslâm’dır;cemaatler, tarikatler, meşrepler, mezhepler ise arazdır.
(3)Hiçbir cemaati kast etmeden ve suçlamadan beyan ediyorum. İslâm dini Allah katında (hak ve geçerli olan) tek dindir. Bu konuda âyet vardır,Peygamberimizin hadîsleri vardır, icma-i ümmet vardır.
Tevhitile Teslisin ikisini de hak görmek mümkün değildir. Böyle bir şey dine,mantığa, hikmete, Kitabullah’a, Muhammed aleyhisselatü vesselamın Hakk katından getirdiği öğretilere aykırıdır. Ehl-i kitabın da ehl-i necatve ehl-i cennet olduğunu iddia edenler bu bâtıl, fasîd, yanlış inanç ve görüşlerinden rücu ve tövbe etmelidir.
(4) Hiçbir cemaat, zümre,grub, Muhammed aleyhisselatü vesselamı inkâr ve tekzip eden, Hazret-iİsa’yı te’lih eden (Tanrılaştıran), Kur’ân-ı Azimüşşanı inkâr eden,İslâm’a “İlahi değildir, uydurulmuş bir dindir” diyen kimselerle diyalog yapamaz, onları dost ve veli olarak kabul edemez.
Böyle bir diyalog Kitabullah’a, Resûlullah’ın Sünnetine, İslâm’a, onun Şeriatına aykırıdır. Elbette ehl-i kitapla iyi geçinmeliyiz, zimmî iseler onların haklarını korumalıyız lakin bugünkü uygulamasıyla“Dinlerarası diyalog” İslâm’a aykırıdır.
Biz bütün gücümüzle,en uygun ve düzgün bir şekilde Ehl-i Kitabı Tevhide ve İslâm’a çağırmakla mükellefiz. Son birkaç yıl zarfında ortaya çıkmış olan Diyaloğun kaynağı islâmî değildir. Gayr-i islâmî mihraklar ve merkezler tarafından İslâm’ı tahrif etmek, Müslümanları şaşırtmak ve sapıtmak için çıkartılmıştır.
(5) Yine hiçbir cemaati suçlamadan konuşuyorum. İslâm’ı içinden yıkmak isteyen şer güçler diyalog konusunda; ılımlı bir İslâm türetmek için, İslâm’ın tek hak din olduğu inancını sarsmak için, Müslümanlara Tevhid ve Teslisin bağdaşabileceğini söylemek için yekûn olarak milyarlarca dolar harcıyorlarmış.
İmanı, vicdanı, iz’anı, ahlâkı, fazileti,hikmeti olan hiçbir Müslüman bu maksatlarla dağıtılan paralara el sürmez, onlara tâlip olmaz, teklif edilirse asla kabul etmez. Şeytan,“Ben bu paraları alır, hizmet yaparım...” dedirtmeye çalışır. Akıllı,ahlâklı, temiz Müslümanlar, şeytanın bu iğvalarına ve desiselerine kapılmazlar, tuzaklara düşmezler.
(6) Cemaatler arası rekabet ve çekişme haramdır. Müslümanlar birbirleriyle çekişemezler, tepişemezler,birbirleriyle rekabet ve birbirlerine düşmanlık edemezler. Rekabet vedüşmanlık haram ve yasaktır ama hayırlı işlerde müsabaka (yarışma) iyibir şeydir ve teşvik edilmiştir. Her cemaat din için, Sünnet için,fıkıh için, şeriat için, ahlâk ve fazilet için diğerleriyle yarışabilir. “Benim cemaatim haktır, öteki bütün cemaatler berbattır...” diyenler dengesiz kimselerdir.Bazı cemaatlerde bazı bozukluklar olabilir ama, bütün cemaatlerin bozuk olması düşünülüp söylenemez.
(7) İslâm dininde tarikat, mezhep, meşrep, taife olagelmiştir. Cemaat olgusu ise yakın zamanda olmuştur. Medreseler kapatıldı, âlim yetişmedi; tekkeler kapatıldı, şeyh ve derviş yetişmedi. Onların boşluğunu birtakım cemaatler doldurdu. Meşru sınırları zorlamadan, Şeriat dışına çıkmadan hizmet eden bütün cemaatlere, onların başındaki muhterem kişilere, bağlılarına selâmlarımızı, teşekkürlerimizi, minnetlerimizi arz ederiz; büyük küçük hepsinin ellerinden öperiz.
Ancak herkes bilmelidir ki, İslâm dininin kesin hükümlerinde asla değişiklik, yenilik, reform yapılamaz.Böyle şeyler muharref, bozulmuş, aslından uzaklaşmış dinlerde olur.Hiçbir cemaatin ve onun Hazretinin kesin Kur’ân âyetlerini ve hükümlerini, re’y ve heva tefsiriyle değiştirmeye hakkı yoktur.
Ondört asırdan beri Kur’ân-ı Kerim rivayet ve dirayet yoluyla nasıl açıklandıysa o şekilde açıklanıp yorumlanacaktır. 1400 seneden beri bunca İmam (din önderi), müctehid, fukaha, allame, mürşid, şeyh,ehlullah, evliyaullah gelmiş, bunlar bu dini Resululluh Efendimizin tebliğ ettiği şekilde öğretmişler ve sonra aradan 1400 yıl geçtikten sonra birtakım adamlar zuhur etmişler
“Hazret-i İsa’yı tanrılaştıranlar, Hazret-i Muhammed’i yalanlayanlar, Kur’ân-ı tekzip edenler de kurtuluş ve cennet ehlidir..” diyecekler. Hayır, hayır!Böyle şeyleri kabul edemeyiz. Bu gibi iddialar karşısında susamayız. (8)Bir zatın bazı hizmetleri yapmış ve başarılara nâil olmuş olması onun usule dair hatâlarını örtmez ve mâzur göstermez. Hizmetlere eyvallah,hatâlara hayır deriz.
Resulullah bu İslâm dinini bize, hiçbir hükmünü gizlemeden bütünüyle tebliğ etmiştir. Ashab Tabiîne, TâbiînTebe-i Tâbiîne, sonra her asırdaki ulema öğrencilerine öğrete öğrete günümüze kadar, aslına sadık olarak gelmiştir. Bu İslâm’dan hiçbir ödün veremeyiz, dinimizi değiştirmek ve tahrif etmek isteyenlere de en uygun ve hikmetli şekilde karşı çıkarız. Hiçbir Hazret, dini kumaş, kendisini makas sanmasın...
İmam-ı Gazalî Hazretlerinin hocası, İmamülharameyn el-Cüveynî Hazretleri mutlak müctehidlik derecesine çıkmıştı. “Bu devirde yeni bir fıkıhmezhebi kurmak gerekmez, lüzumu yoktur” diyerek Şafii mezhebini taklid etmişlerdir. Ne büyük fazilet... Birtakım küçük Hazretler ibret alsınlar... Mehmet Şevket Eygi |