İLAHİYATÇI / BAŞÖRTÜSÜ ÜZERİNE KISACA..
İnancı sebebiyle örtünmek isteyen kadınlara bu imkanı tanımak ve bu yüzden hiçbir mağduriyet ve mahrumiyete katlanmak mecburiyetinde kalmamalarını sağlamak,
laik (din ve vicdan özgürlüğü esasına dayanan), demokratik bir devletin önde gelen vazifesidir.
Bunu istemekle şeriat istemek bir kefeye konamaz; çünkü laik-demokratik bir devlette eşit vatandaşlık ve insan haklarından yararlanma talebi başkadır, bütün vatandaşların bir siyasi ve sosyal düzene mecbur kılınması (mesela şeriat) talebi başkadır.
Durum böyle olunca laik ve demokratım diyenlerin "saçmalamadan, sağa sola sapmadan, demagoji yapmadan, gülünç duruma düşmeden, erkekçe ve mertçe" sivil faaliyetlerle dindarlaşmanın önünü açmaları,
herkesin inancına göre yaşamasına imkan vermeleri zaruridir.
Çankaya'dan yürük çadırına kadar din, vicdan ve düşünce özgürlüğü yayıldıktan ve yaşandıktan sonra
"özgürlüğü kısıtlama ve bu defa tersine başı örtmeyi herkese dayatma" talebi ortaya çıkarsa....!
işte o zaman laikler ve demokratlara, bunu engellemek için söz ve meşru eylem hakkı doğar.
Bugünden, meşru talep karşısında engelleyici eylem, tutum, söylem ve düzenlemelerin çağdaş değerler içinde meşruiyet kazanması mümkün değildir. bu ördek hikayesine döner...!ve bu konu asla kapanmayacaktır...çözüm üretilmedikçe!
SYGLR
NOT : ( ördek diyene kızan vatandaşın, yağmur yağacak diyen arkadaşına, "yağmurdan sel, selden göl oluşur, gölde de ördekler yüzer; şu halde sen bana ördek diyorsun" diyerek saldırması hikayesi)